olabilecek bağdır. çoğu zaman konuşurum teşekkür ederim. en güçlü arabaları bile sollamaya çıktığımda beni hiç hüsrana uğratmaz canımın içi çok seviyorum o'nu.
araba sahibi olduktan sonra dahi saçma bulduğum ancak zamanla karşı koyamadığım duygudur.
özellikle geçen ay istanbul'da etkili olan kar yağışı esnasında nasıl merak ettim, iki sokak ötede park halinde bulunan küçük kızımı. sonra neredeyse saat başı üzerini kardan temizlemek için gittiğimde anladığım böyle bir duygunun tamamen gerçek olduğunu.
30 yaşındayım ve daha düne kadar arabalar zerre ilgimi çekmiyordu, şimdi mevzubahis küçük i20'm olduğunda anormal hassaslaşıyorum.
bir zamanlar 1998 model mazda practica'm ile kurduğum bağdır , adını osman koymuştum ne yollar gittik , ne yerler gezdik ... osmanım özlüyorum seni kerata .
97 accentim var. yeşil . Sonbaharda aldım kendisini. ilk arabam ayrıca.. Ama ne bileyim.. Ben zaten çoğu insana saçma gelen, çikolata paketi, su şişesi gibi şeylerle bile duygusal bağ kurarım , değil ki arabayla kurmayayım yani.
Şu an kendisi kar-buz altında. Üzülüyorum . Üzüntü içindeyim, gidiyorum ara sıra çalıştırıyorum, üstündeki karı temizliyorum. Seviyorum kendisini..
Hatta arka sol stop lambasının üstünde de kocaman harflerle... "abimm..." yazmakta. manası çok derin.