Köy yollarında babam ve ağabeyim ne derse yaparak. Sonra ara sıra geceleri arabayı kaçırarak. Ehliyetim yokken bir de ufak bir kaza yapmıştım. O olaydan sonra dikkatli kullanmayı da öğrendim. Evet. Tşk. Hayırlı forumlar.
araba kullanmayı en iyi köyde öğrenirsiniz. dedenizin tofaşıyla deli gibi vitesi ata ata direksiyonu çevirirken aynı zamanda kasları güçlendire güçlendire öğrenirsiniz.
Köy yolunda öğrendik. Sonra şehire gittik baktık heryer araba. Işık falan var şaşırdık tabi millet farklı renk yanınca bişeyler yapıyor. Köyde ışık mı var bomboş bas geç. Yayalar geçerken üstüne falan sürdüm ben ne bileyim biz köyde ineklerin üstüne sürerdik onlarda kenara geçer di. Ama yayalar geçmiyor küfür ediyorlar dı. Neyse ki geçti gitti.
955 cc 90 model citroen de vitesi geçmezdi namussuzun. yokuşu falan sormayın ehliyet alırken 2015 te allahtan peder bey yeniledi arabayı. yoksa alamazdık o ehliyeti.
11 yaşında iken ilk iş makinesiyle başladım, sonrası çok kolay oldu ileri sürüş teknik eğitimleri vs ama hiç boş yolda kullanarak başlamanın faydasını göreni görmedim otobana cup atlayarak öğrenene karada ölüm yok bilmiş olun.
ehliyet kursunda. o zamana kadar direksiyona oturacak cesareti bulamamıştım. kaza yapan uzun süre sakat kalan pek çok tanıdık, arkadaş vardı. istanbul gibi bir yerde trafiğe çıkmak korkutuyordu. sonrasında bunun bir ihtiyaç olduğunu idrak edip kursa yazıldım. devamı da geldi. 10 küsür senedir allahın her günü istanbul trafiğinde ve şehirler arası uzun yollara çıkıyorum şükürler olsun bir kere ışıkta dur kalk yaparken arkadan hafifçe değdirme dışında kazam olmadı.
öncelikle boş bir arazide 1 ay kadar iyi bir şoför gözetiminde talim yapmak lazım. özellikle rampada dur kalk çok önemli. arabayı kaydırmamaya iyice alışınca zaten düz yolda araba kullanmak bisiklet kullanmak gibi. sadece direksiyon başında iken odaklanmak önemli olan. trafiğin en temel kuralı diğer tüm sürücüleri acemi gibi düşünmek. onların yapacağı hataları da senin telafi etmen gerekiyor. sonrasında tecrüben arttıkça kendini schumacher zannetmemek. trafik kurallarına uymak çok önemli özellikle ışık ihlali yapmamak lazım çünkü diğer tarafa yeşil yanar yanmaz gazı kökleyip yola fırlayan binlerce sürücü var. sen son saniyede geçeyim derken yan yoldan önüne fırlayan birileri mutlaka olacak. emniyet kemeri kullanacaksın. şerit kurallarına uyacaksın hız yapmıyorsan sol şeridi sahiplenmeyeceksin. sabır işi yani kısaca sinirlerine hakim olacaksın ve direksiyonda iken holding yönetiyormuş gibi cep telefonu ile çıtı çıtı mesaj falan yazmayacaksın. sadece önüne değil sağına soluna ve arkana da hakim olacaksın. arabayı tanıyacaksın ona hakim olacaksın. sen onu kullanıyorsun o seni değil. yağına suyuna yakıtına tekerlerine frenlerine dikkat edeceksin ki yolda kalmayasın veya kazaya sebebiyet vermeyesin.
çok küçükken araba kaçırmalarım hariç, ergenken babam acemiliğini atsın diye sıkışık kadıköy trafiğinde bana arabayı verdi. başta çok stres yapmıştım, çok yavaş gidip sağa sola çekinerek girişler yapmıştım ancak yarım saat sonra diğer araçlara küfür ettiğimi fark ettim.
istanbul gibi bir yerde keşmekeş trafiğe girip kısa bir sürede profesyonel sürücü olarak çıkabilirsiniz.
başıma bir şey gelmeyecekse ehliyet kursunda öğrendim. daha önce hiç direksiyona oturmamıştım. kurs esnasında aynalara hiç bakmazdım hep ondan korkardım ehliyeti aldıktan sonra ne olacak diye ama korkmayın, ehliyeti alınca bakmaya başlıyorsunuz farkında olmadan.
pedere öğretiyorlardi.
bende öğrenivermişim. yaş 12. aldım anahtarı bi gün, vııın.
peder hala arabayı stop ettirirken şahsım 3. vitesle 60-70 yaptiydim. tabi arabayı izinsiz aldığım için bi ton sopa yedim. peder kendisininden çabuk öğrendiğim içinde bi kaç tokat eklemiştir diye düşünüyorum, o arabayı izinsiz alma cezasının yanına.
bu arada araba doç, direksiyondan fites.
kafa mekanik çalışıyo oğlum ben napiim. uçakta sürdüydüm benzer şekilde.