fırtınalı, yağmurlu bir istanbul gününde kadıköyün ara sokaklarında park yeri aranmaktadır. daracık yollarda git gel yaparken trafik sıkışır, karşı taraftan da bir bmw gelmektedir. yan yana geçerken yol o kadar daralmıştır ki iki arabanın geçmesi için artık dikiz aynaların bile kapanması gerekir. dışarıda felaket yağmur varken cam indirilir, el dışarı çıkartılır ve dikiz aynası ufak bir bilek hareketiyle kapatılır. bmw deki amcam ise içerden düğmeye basar dikiz aynası otomatik olarak şak diye kapanır, yarım metre gider bir daha düğmeye basar şak diye tekrar açılır. ben deniz ise tekrar o yağmurda eli dışarı çıkartarak dikiz aynasını açarım.
bu kadar göt olduğumu pek hatırlamam, adam beni makas atıp geçse, devamında da drift yapsa bu kadar koymazdı be!
ama bir gün o bmw den bendede olacak. bascam düğmeye açılacak dikiz aynası, bascam düğmeye kapanacak.
Kırmızı ışıkta durulur. Evet evet, hem de iki belediye otobüsünün tam ortasında. Sağa bakarsınız, otobüsde ki bütün kafalar solda ki otobüse bakar, solda ki otobüsde ki kafalar da aynen sağda ki otobüse bakar. Birbirini keserler. Tam da ortasındayız hay aksi. Paranoya ve hayal gücüyle dumur olunur. Bilinçaltında "Mortıl Kombaaaat" çığluğu yankılanır ve o soundtrack çalmaya başlar.
arabayı kullanan kadının yanındaki bir kıronun kızın bacaklarına ellerini koyması sonucunda kızın boğazındaki bütün sıvıları adamın eline fışkırtması ve anında adamdan tokatı yemesi.
park edecekken el freninin çekik olduğun görmek. ve ardından "lan ben ne zaman çektim el frenini" diye kendine sormak hatta abartıp yanda oturan kişiye "sen mi çektin" diye sormak.
- e haydi bırakım ben sizi eve kızlar yürümeyin
- yok ya biz gideriz yavaş yavaş
- olmaz öyle şey darılırım
- e peki madem....
- ee ne taraftaydı ev
- zımbırtı caddesi..ya bu arada sanırım fena grip olucam
- aa dur önce bi nöbetçi eczane bakım sana grip tozu olalım
- yok vollahi gerek yok bırak sen bizi bişeyim yok (evlerine cok yaklaştık)
- ayttt olmaz öyle şey fırsatı buldum jestimi yapıcam (içinden konuşma)
vee meydanda nöbetçi eczaneye bakılır. Hastanenin karşısına dogru yol alınır hastanenin rampayı çıkarken arabada bir kerkinme olur ve yakıt biter. Saat gece 1:30 şehrin bir ucunda kalmışız ev diger uçta....ne ilacı alabildik ne kızları evine bırakabildik. dumur olmak mı ? o da bişeymi ?
direksiyonu kıramayacak kadar ileride yolun üstünde kırılmış cam şişeleri olduğunu görmektir. o cam kırıklarının üstünden geçerken sinem kobal bakışı atarsın.