araba babanın da olsa şuan sen bi hırsızsın ben demiyorum yasalar diyor, ehliyet de yok; arabayı ehliyet mi sürüyor deme ben nice örneklerini gördüm onun bunun canını yakan.
17 yaşında kaçırmıştım. Pederi kazıklamış bir Şahin satmışlar, Sabaha karşı 5 de kaçırıp 8 e kadar evin önüne getirememiştim amına koyim. Arabanın debriyaj kavramıyor, motor zırt pırt tekliyor. 4-5 kere vurdurdum arabayı yanık kokuları da gelmeye başladı. Pederin işe gitme saati yaklaştı diye panik oldum, kenara park edip 4 kapıyı da açtım. Yanık kokusu dağılsın da kaçırdığımı anlamasın diye. O esnada Telefon çaldı bir baktım Babam. Efendim dememle beraber direkt oğlum araba nerde diye sordu, yani bu soruyu sorarken o ses tonu var ya "sen zaten yarrağı yedin araba ne alemde onu söyle" cümlesinin özetiydi. sadece yoldayım geliyorum diyebildim. Teypte de tatlıses kaseti var, tek tek çalıyor. Bastım marşa şarkıya eşlik ederek kendimce uydurup sakinleşmeye çalışıyorum. Dökülecek dişlerim tek tek, ne girecek acaba tek teeeğğkk, bıraktılar beni teekk. Girdim mahalleye doğru Baktım fırının orda her zaman aracı park ettiği yerde bekliyor beni. sabah sabah fırının önü kalabalık olur bari karşı taraf daha tenhadır oraya çekeyim orada bayıltsın beni diye düşündüm.
Adamın sabrını sınıyoruz resmen bir de karşıya gel diyoruz. Açtım kapıyı indim kafayı öne eğdim, eminim o an küçük onurun acı günlerim dizisinden bir sahne gibiydik. Ben borç defteri kabarık olduğu halde tekrar veresiye istemeye giden biçare küçük onur, o ise bu duruma isyan eden bakkal gibiydi. Sana ben ne diyim bilmiyorum dedi. Burdaydım baba şu yukardaydım dedim, oturdu koltuğa; çeyrek depo benzin yemiş pezevenk hala yalan söylüyor siktir git dedi. o siktir git komutuna nasıl itaat ettiysem ağzında cümle bitmeden sırtımı dönüp eve koşuyordum. hayır oğlum iyi kaza yapmamışsın falan demek de yok, 5 bin liralık şahin için aklımı götüme kaçırdı resmen.
