bugünden itibaren yılın son gününe kadar ankarazafer çarşısında enis batur'la birlikte organize ettikleri alınteri adlı fotoğraf sergisi-özellikle istanbulluları çok eskilere götürecek-gezilebilecek, bugün dünya'nın en iyi 10 fotoğrafçısı arasında gösterilen gazeteci ve fotağrafçımız.
geçen hafta vitali hakko öldüğünde Ara gülerle bir röportaj yapılmıştı. aynen aktarıyorum.
birgün ara güler çektiği fotoğrafları sergilemek ister, fakat sponsoru yoktur. hemen soluğu vakko fabrikasında, vitali hakko'nun odasında alır. konuşurlar ederler, ikna etmeye çalışır ara güler. ama ı-ıh. (ara güler bu kısmı gülerek anlatıyor.) "ne yapar ederdi beni elimde bi vakko gömleğiyle kandırır, sponsorluğu unutturur yollardı."
aynı cimrilik için (bkz: vehbi koç)
eczacı dacat -daha sonra necat olacak gerçi- güler'in oğludur. picasso'yu fotoğraflamasıyla ilgili çok güzel bir röportajı zamanında aktüel'de yayınlanmıştı. huysuzluğuyla meşhurdur. allah uzun ömürler versin.
fotoğraflarının her birinin bir derdi, anlatmak, ulaştırmak istediği amacı olan ermeni asıllı fotoğraf sanatçısı. ayrıca kendisine ait bi cafesi vardır,orda rastladığımda,fazlasıyla mütevazi,bilinenin aksine sevimli,şeker gibi bir insandır..
kendisine ermeni demesine ragmen buyukbabalarindan biri yahudidir. lakin isini iyi yapar. benim rahatsizligim bir turk'un henuz kendisi kadar bu isi iyi yapamamasidir.
bu sabah cnn türk te izlediğim bamteli ayarında, daha ünlülere yönelik, hafiften de magazin kokan bir programda sunucunun ''kendinizi neden fotoğraf sanatçısı değil de foto muhabiri olarak tanıtıyorsunuz? neden kendinize sanatçı demiyorsunuz?'' şeklindeki sorusuna '' bu sanatçılık o kadar kolay bi bok oldu ki artık sanatçıyım demeye utanıyorum'' şeklinde bir cevap vererek gerek 4 peynirli pizza , allah belanı versin ayarında şarkılar yazıp söyleyenlere gerekse mankenlikten cumburlop diye oyunculuğa terfi(!) edenlere müthiş bir ayar vermiştir kendisi.
gençlik dönemlerinde avrupadan ağrandizör diye tabir edilen tab makinalarını getiren ve istanbul'dan türkiye'ye pazarlayan kişi. ayrıca o dönemde istanbul'da fotoğrafçılık yahudilerin tekelindedir. getirdiği makinalarıda yahudilerin makinalarından daha pahalıya satan fotoğraf üstadı.
foto muhabiriyim demesine rağmen yaşadığı ülkede o kadar darbe olmuştur ve bir tanesini bile fotoğraflamamıştır. ve bu durum akıllara şu soruyu getirir, foto muhabiri kimdir?
her cümlesinin sonuna ''anladın mı?'' kelimesini ekleyen gelmiş geçmiş en iyi fotoğraf sanatçılarından. asıl hayali tiyatroymuş, hatta muhsin ertugrul dan dersler bile almış ancak sonraları seyehati sevdiğinden ve insanları anlama isteği yüzünden fotoğrafa yönelmiştir.
81 yaşında olup uzun yıllar yaşayıp deklanşöre basmasıdır onunla ilgili temennimiz.