(bkz: Tiktaalik rosae)
(bkz: Osteolepis)
(bkz: Eusthenopteron)
(bkz: Panderichthys)
(bkz: Elginerpeton)
(bkz: Obruschevichthys)
(bkz: Hynerpeton)
(bkz: Tulerpeton)
(bkz: Acanthostega)
(bkz: Ichthyosgtega)
(bkz: Pederpes finneyae)
(bkz: Proterogyrinus)
(bkz: Limnoscelis)
(bkz: Tseajaia)
(bkz: Solenodonsaurus)
(bkz: Hylonomus)
(bkz: Paleothyris) diye uzayıp giden formlardır. bazı cahil cühela kısmı bunları kıt akıllarıyla çürütmeye çalışır. "lan olm bir tanesi de mi doğru değil bunların? hepsi mi fake?" diye sorası geliyor insanın. hem harun yahya denen adam bunca bilimadamını karşısına nasıl alıyor? sizde hiç akıl yok mu?" oturun şöyle bir discovery channel, national geographic falan seyredin, onlar gidip yerinde araştırıp yayın yapan kuruluşlar. ne anlatıyorlarmış? eee tabi oturup meltem tv'de, samanyolu tv'de allah'ın verdiği ihsanla koşan çitayi seyrederseniz olmaz bunlar.
milyonlarca olması beklenen formlardır. ümitsiz değiliz hala bekliyoruz, olmadı genetik yorumlarla da yetinmesini biliriz, zira biz yetinmesini bilen insanlarız.
“insanların ara form olmadığının düşünmesinin nedeni ara-formun neye benzeyeceği ile ilgili çok garip bir fikre sahip olmalarından kaynaklanıyor. bebek bir timsal ile yer sincabını gösterip; timsahlarla sincaplar arasında bir ara geçiş formu yoktur diyorlar. iyi de niye sincapla timsah arasında ara form olsun ki? sanıyorlar ki modern bir hayvanı ve diğer bir modern hayvanı alacaksınız ve bir çeşit ikisinin ortasını bulacaksınız. aslında ara geçiş formu diye birşey yoktur, çünkü bulacağınız her fosil bir şeyle başka bir şey arasında bir şey olacaktır zaten.”