fransızına, amerikalısına hayranlık duyan aptal türk ün, kendi insanına nadir örneklerini büyüterek barbar ve beyinsiz gözüyle baktığı konulardan birini ele alalım.
ülkemizin güncel konularından biri olan kırmızı et konusu ile alakalı olan konumuz, kaçak et kesimi ve sonucunda sofralarımıza gelme riski olan tırnaklı hayvan eti ile alakalı.
atlardan söz ediyoruz.
nadirde olsa ülkemizde istismar edilen hayvanlardır, atlar.
özellikle adana ve istanbulun izbe yerlerinde kesilerek, kontrolü yapılmayan kasaplara satılan zavallı hayvancağızlar kendilerini sofralarımızda buluverir, bizden habersiz.
oysa ki yere göğe sığdıramadığımız fransızlar, ki sığdıramayanlar herkesin mağlumu olan yüksek sosyetemiz ve pikeci sözlük yazarları, yılda 500 bine yakın atı afiyetle mideye indiriyorlar.
amerikalılar da çiftliklerde, yarışlarda ve eğlence dünyasında yaşlandırdıkları ve işleri kalmayan yarım milyona yakın atlarını meksika üzerinden yine aynı sofralara meze oalcağını bile bile satıyorlar.
fransızların gözde yemeği olan at eti, bizim midemizi bulandırırken, onu satan ve yiyen neden bu kadar iştahımızı kabartıyor anlamış değilim.