Bir puma oldukça hızlı olmasına rağmen geyiğin peşinden daha çok koşar fakat aynı şey tavşan için geçerli değildir. Çünkü harcayacağı enerji ile elde edeceği enerjiyi beyin hücrelerinde saniyede hesaplayıp kaybının daha çok olacağına inandığı hiçbir avın peşinden koşmaz. Yani yenilgiyi kabul edip başka bir av arayışına girer. Gel gelelim insan beyni pumadan daha çok hücreye sahip olmasına rağmen pumanın tam tersini yapmaktadır. Tıpta bu sendrom, takıntılı ruh hali anlamına gelir. Yani takıntılarının kurbanı olan bu insanların yaşadıkları psiklojik bir rahatsızlıktır.
arkadaşlar ikili ilişkiler hakkında merak ettiğiniz her şey bu sendromda gizli.
okuyalım anlayalım.
kızlar paraya mı bakar tipe mi? gibi sorularınızdan bahsediyorum.
bu tezden yola çıkarak bütün sorularımıza yanıt bulabiliriz.
PUMA, ormanların büyük vahşi kedisi, en hızlı koşucusudur. Gittikçe hızlanan, tüm eklem ve kasları ile birlikte koşan hayvandır.. En önemli özelliği, koşusunu her zaman avının cüssesine göre ayarlamasıdır. Yani bir ceylanı avlamak için koştuğu süre ile bir tavşanı ele geçirmek için harcadığı süre asla aynı değildir. Çünkü Puma akıllı bir hayvandır, koşarken harcadığı enerji miktarı, avdan elde edeceği potansiyel enerji miktarını aştığı anda puma koşmaktan vazgeçer. Ya da avını yakalayamayacağını anladığı anda vazgeçip, başka avın peşine düşer.. Bu nedenle ceylanın peşinde fazla, tavşanın peşinde daha az koşar. Harcadığı emek avın cinsine göre değişir. Gerektiğinde, olmayacak duaya amin dememeyi ve vazgeçmeyi bilir.
--spoiler--
aptal puma sendromu, küçük bir hedefin peşinden gereğinden uzun süre koşarak küçük bir ödül için yıllarca kendini yıpratan insanların düştüğü hatayı ifade ediyor. Yapılması gerekense kendimize gerçekten uğraşmaya değecek hedefler koymak ve enerjimizi bunlar için harcamak.
Bu nedenle kendinize şu soruyu sık sık sormaya çalışın: "Hedeflediğim şeye ulaştığımda, emeklerime değecek mi?"
--spoiler--
Hangimiz düşmedik bu hataya? Mühim olan fark etmek.
Pumayı bilirsiniz. Hani vahşi kedilerin uzak atalarından. Yaklaşık iki metre uzunluğundaki yırtıcı. Birçok özelliği ile ünlüdür bu ormanların harika kedisi. Ama en çok da hızlı ve kıvrak koşusu ile tanınır.
Avının peşine düştüğü andan itibaren giderek hızlanan ve vücudunun tüm eklem ve kaslarını ortaya koyan hareketlerini seyretmek bir zevktir.
Bu ölüm koşusu bazen pumanın , bazen ise hayatı için koşan kurbanın zaferi ile sonuçlanır.
Peki bir puma avının peşinden ne kadar koşar?
işte ormanların vahşi avcısını uygarlıkların kurucusu insan'a örnek yapacak olanda pumanın bu özelliğidir.
Puma avının peşinden sürdürdüğü "ölüm koşusunu" her zaman avının cüssesine göre ayarlar.
Yenilgiyi kabul edip başka av arar. Bu nedenle ceylanın peşinden fazla, tavşanın peşinden çok daha az koşar.
işte "aptal puma sendromu" bunun tersini yapan insanların ruh halini ifade etmek için yani bir tavşanın peşinden yıllarca koşan, sonra da yakaladığı avı bir öğünde bitiren akılsızlar için kullanılır.
Yapılması gereken, kendimize gerçekten uğraşmaya değecek hedefler koymak ve enerjimizi bunlar için harcamaktır.
Bir işe atılmadan kendinize şu soruyu sorun: “Elde edeceğim şey, harcadığım emeğe değecek mi?”