aptal diye tabir edilen, alık, seme, mal, aymaz, salak, geri zekalı gibi kelimelerle hakaret olarak sınıflandırılan insanların genel anlamda daha mutlu olmasıdır. Zeki olarak tabir edilen kişiler ise birden fazla olguya hakim oldukları ve yalanlara kandırılmadıkları için genelde mutsuz olurlar.
Yalan söylemek, zekâ gerektiren bir eylemken; yalanlara inanmak, inanılan yalanlarla ömür sürdürmek düşük zekâ ile daha mümkündür. Aptal olduğumuzda çevremizdekilerin ikiyüzlü ve yalancı olmasını farketmeyiz. Bu yüzden kolaylıkla bağ kurup yalandan sisteme adapte oluruz.
Kuyunun içinde oturan insan, kuyunun ağzı kadar gökyüzü görebilir. Üstelik bu gördüğü ile yetinir, buna şükreder. Fakat gün batımını bir kere izlemiş insan asla bu küçük mutlulukla yetinemez.
Ardı olmayan aptalca bir mutluluk yaşamakdansa, zemini sağlam real bi mutsuzluk yaşamayı tercih eden her zeki insanın rahatlıkla görebileceği durumdur..
benimde katıldığım yerinde bir tespittir. "bilmek" insana acı verir panpalarım. oysa cehalet mutluluktur. her şeyi bilen insan, omuzuna tonlarca yük ve sorumluluk yükler. herşeyi sorgular ve çözümler üretmek ister. ozonun delinmesini, küresel ısınmayı, sömürülen toplumları, savaşları, dünyanın çeşitli coğrafyalarındaki akan göz yaşlarını, kapitalizmin ve sömüren devletlerin insanlık alemini nasıl inim inim inlettiğini hep kafasına takar ve acı çeker. halbuki bunları bilmeseydi ne güzel olurdu. cahil insan hiç bir şey bilmediği için kafaya takacağı hiç bir şey yoktur. yani " siki taşşağına denk trampet çalar" ve mutlu olmaya devam eder...
Aptal insan rahattır çünkü, kafasına hiçbirşeyi takmaz. Aynı zamanda aptal oldukları için, yüksek yerlere gelebilirler çünkü bu aptal insanlar durmadan yeteneklerini artırarak aktarma eğilimlidirler ve herhangi bir durumda bile anlatıkları karşısında hayrete düşersiniz. Olay yerinde olmanıza rağmen, "bu arkadaşla aynı şeyi mi yaşadık allah allah" demeniz normal karşılanır ama yüksek dozda ısrardan sonra özlerine dönerler.
kendilerinden emin olmalarından kaynaklanmaktadır. (bkz: bertrand russell): "dünanın asıl sorunu akıllı insanlar bu kadar kuşku içindeyken, aptal isanların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır."
mesela alkolün düşünme aktivitesini yavaşlatan etkisi, uyuşturucu maddelerin mantık ve algıyı geçici olarak yok etmesi, insanı akıldan uzaklaştırıp mutlu hissettirir. hiç şüphesiz büyük başın derdi büyük olur.
gamsızdır ileriyi görme gereği duymaz maddiyatı önemsemez bazen aptalmı ya da aptal numarası yapıp yapmadığı tam olarak tespit edilemeyen insan modelidir.
zeka kullanmadıktan sonra bir işe yaramaz. 300 km kadranı olan arabayı sürekli 120 ile sürerseniz motor hacminin bir önemi kalmaz. zeka sizi mutlu etmiyorsa belki de yeterince zeki değilsinizdir çünkü bir çok tanımı yanında bana göre zeka amaçlara ulaşmaya adapte olabilmektir. zeki ama mutsuz olmaktansa aptal ya da daha az zeki olup mutlu olmak daha akıllıca. hani bu ne derece bize kalmış derseniz cevabı olmayan soruları kovalamayı bırakmak bizim elimizde. aptal dediğimiz insanlar en olası açıklamayı kabul ederler ki bu nedenle hayat onlara güzeldir. siz uçu bilgisayarının çipini kim tasarlamış kim geliştirmiş dersiniz öbürü üstünde yazan etikete bakıp karar verir. şimdi kim daha akıllı kim daha aptal kim daha mutlu tabiki etikete bakanlar.