Göz kamastiran bir güzelklige sahip olan Aphrodite güzellik tanriçasidir. Efsaneye göre dalgalarin köpügünden dogmustur. Bir ilk bahar sabahi, Kibris adasi kiyilarinda kipirtisiz olan deniz birden bire köpüklü beyaz bir dalga ile hareketlendi. Bu dalga ile birlikte bir sedef kabugu kiyiya vurdu. Sedefin kapagi açildiginda içinden güzeller güzeli Aphrodite çikmisti. Beraberinde ask tanrisi olan oglu Eros da vardi. Kumsalda yürüdükçe bastigi yerlerde renk renk güzel kokulu çiçekler açiyordu. Zaman tanriçalari olan Horalar onlari karsiladilar ve önce Aphrodite'I güzelce yikayip vücudundaki tuzlu deniz suyunu temizlediler. Uzun saçlarini örüp basini altin bir taçla süslediler, üzerine tülden süslü elbiseler giydirip, boynuna kivilcimlar saçan kolyeler taktilar. Daha sonra onu ve oglunu alip Olympos'a çikardilar. Olympostaki tanrilar bu güzeli görünce hayranliklarini gizleyemediler. Ogünden sonra Aphrodite güzellik ve ask tanriçasi olarak Olymposta diger tanri ve tanriçalarla birlite yasamaya basladi. Aprodite güzellig ile sadece tanrilarin degil insanlarinda gönlünü fethetmisti. Insanlarin kalplerine sevgi ve ask tohumlari serpiyor onlara nese ve sevinç veriyordu. Diger yandan kimi zaman bu nese ve sevinç ask acisina da dönüsebiliyordu. Güzel tanriçagücünü sadece insanlar ve tanrilar üzerinde göstermezdi. O tümtabiata söz geçirebilirdi. Tek bir tatli bakisiyla kudurmus dalgalari sakinlestirir, nefesi ile deli gibi esen rüzgarlari dindirirdi. Yeryüzünde her seyi o diriltir, o canlandirirdi.Kurumus çiçekleri tekrar canlandirir, dünyayi süsler, güzellestirirdi.
ebru isminin kökeninin afrodit olması muhtemeldir. zira etrüksler afrodit'e apru diyormuş. geçenlerde etrüsklerin türk olduğu ceviz kabuğunda "ispatlandığı(!)" üzere (bkz: dünya türk olsun). ebru=afrodit doğrudur efendim.
ulan başta geyik olsun diye yazdım, şimdi harbiden aklıma yattı. cidden ebru afroditten türemiş. vay anasını.
Aşkın, güzelliğin Tanrıçası, Hesiodos'a göre denizin köpüklü dalgalarından doğmuştur. Homeros'a göre ise, Aphrodite; Zeus ile Okeanos kızı Dione'den doğmuştur.
aşk ve güzellik tanrıcası aphrodite, adonis kendinin olsun istedi. onu kaçırarak yeraltına götürdü., persephone'ye bıraktı. ama persephone de hoşlandı adonis'ten. onu geri vermek istemedi...iki tanrıça arasındaki anlaşmazlığa zeus yargıçlık etti: adonis altı ay aphrodite'de altı ay persephone'de kalacaktı..
aphrodite, sevgilisine çok düşkündü. onu yanından hiç ayırmazdı...ama bir gün yanında değilken, bir yaban domuzu adonis'in üstüne saldırarak onu öldürdü. göklerde dolaşan aşk tanrıçası, sevgilisinin yanına geldi. onu dudaklarından öptü ve kendisini duyamayacağını bile bile ona seslendi:
''bir tanrıçayım ben,
arkandan gelemem.
bir kere daha öp beni,
uzun uzun öp,
dudaklarımla çekeyim,
içindeki canı,
bütün sevgini içeyim.''
ama yeraltının karanlığında adonis bu yakınmayı duymuyordu. kanının damladığı yerde büyüyüveren kırmızı çiçeği de görmüyordu...
yunan mitolojisinde güzelliği simgeler.doğumuyla ilgili iki hikaye vardır;bunlardan biri zeus un kızı olduğu,diğeri de uranos un testislerinden çıktığıdır.
ünlü üçlünün en ünlüsüdür.güzellik tanrıçasıdır ama mitolojide okudukça bu güzelliğin yanında bi sürü artı profesyonları yer alır..erkeleri baştan çıkarmakta üstüne yoktur,bi de bir ceza verir ki sormayın gitsin.oğlu aresi bile kullanır.
güzellik tanrıçası...
efsaneye göre dalgaların köpüğünden meydana gelmiştir...kıbrıs adası yakınlarında,sakin bir ilkbahar günün de kıpırtısız olan deniz bir anda dalganın köpüğüyle hareketlenmiş ve köpükle beraber bir sedef vurmuş kıyılara...bu sedefin içinden güzeller güzeli afrodit çıkmış...
oldukça çapkın olan afrodit'in farklı farklı erkeklerden bir çok çocuğu,kendisine itaat etmeyenlere uyguladığı biiir çok ceza vardır...cezalarında sınır yoktur. kendini kızdıran hemcinslerine ölene kadar üstlerinden çıkmayacak korkunç kokular hediye ederek hiç bir erkeğin onlara yanaşmamasını sağlayacağı gibi,sabah akşam durmadan çalışan bir hayat kadınına da dönüştürebilcek kadar gaddardır bu aşk tanrıçası...