faşistlerin siktir olup gitmesini dilediğim başlıktır aynı zamanda. (olm biz muhsin yazıcıoğlu'nun başlığına yazıyor muyuz amk?)
neyse, musa anter'in hatıraları kitabında geçen fıkra gibi hikayesi var.
musa anter gençlik döneminde yolda ıslık çalarak yürümektedir. durumu fark eden sivil bir polis atlar hemen üzerine, alır götürür karakola. ardından da mahkemeye çıkartırlar. hakim sorar:
-suçun ne biliyor musun?
-kürtce bir şarkıyı ıslıkla çalmak.
hakim sinirlenir ve...
-kes lan salak! kurtce diye bir dil yoktur 20 kelimeden olusan bir seye dil denmez!
musa anter sakince yanıtlar:
-yaw hakim bey, kusuruma bakmayın ama birşey söyliyeceğim. ben eskiden köyde yaşardım, ve tavuklarimiz vardi. bazen kümesin yanina uzanır o tavuklari dinlerdim, onlar bile 20 den fazla degisik ses çikarırdı. ayıp yaw! bizim tavuk kadar mı beynimiz yok?
tabi asıl sorulması gereken soru şu...madem kürtce diye bir dil yok, ne halt yemeye adamı kürce bir melodiyi ıslıkla çaldı diye mahkemeye çıkartıyorsunuz?