hirkis ayikkibisini içiri kıysın tipi teyzeler. ya sana ne sana ne benim ayakkabimdan sana ne? hayır zaten her katta iki daire ben taaaa kaçıncı kattayim sen apartmanın ebesinin taaaa neresindesin ne alaka anlamıyorum uyurgezer misin de gece takılıp düşeceksin zaten senin benim kapımın önünde ne işin var?
hayır böyle tip tip apartman toplantılarında konuşan özenle seçilmiş insanların derdini anlamıyorum sözlük. tamam yani hiç apartman toplantısına katılmamış olabilirim ama bu uyuz olmama engel değil. sonra toplu karar ilan asıyorlar filan. ne alaka yani milletin kapısındaki ayakkabidan sana ne teyze?
belki hoşuma gidiyor her sabah acaba çalınmışlar mı lan diye o gerilimle güne başlamak belki bana hayat enerjimi veriyor belki ben her sabah aceleyle çıkıyorum ve hızımı kesmek istemiyorum? çayımı durağa koşarken içip kahvaltımı okulda yapıyorum zaten hayattan bıkmışım teyze bide sana ne milletin ayakkabısından teyze senle benim aramda kaç kat var teyze hı?
not: ayakkabilarımı dışarda bırakmıyorum. ama bırakadabilirdim. o insanları da düşünmek lazım. ben olsam uyuz olurdum yani. oluyorum da. sonuç olarak sanırım bu gün ben ben değilim sözlük. hayatına karışan teyzelere müdahele edemeyen tüm insanlık adına konuştum. devrimci ruhum canlandı. olabilir.
Asansörsüz binadaki dairesi üst katta olup kendini zor taşıyan, elinde kilolarca yükle binaya girip o acındırıcı bakışı atan, 86 yaşındaki ebubekir amca kendisine selamlar.
semt pazarıyla aynı gün apartman boşluğunda muhtelif sebze yemeği, ıspanak havuş ısırgan otu kokusu, cuma günleri balık ve hamsi kokusu, adam gibi bir apartmansa sık sık güzel meyve özlü parfüm kokusu...