apartmanda rottweiler beslemek

entry1 galeri0
    1.
  1. pek çok kişinin(rot mu alsam diye düşünen ve dillendiren ergenler dahil) aklına takılmış olan yaptığı veya yapsam nasıl olur diye düşündüğü bir hadisedir.

    kısaca tanımladıktan sonra asıl mes'elemize gelelim. köpekleri çok çok seviyorsunuz ama ne ırk köpek besleyebileceğinizden emin olamıyorsunuz. golden pek bir kedi gibi(belki de daha beter) geliyor, terrier cinsi köpekler hakeza size pek hitap etmiyor ve köpeğinize çok geniş bir alan sunamıyorsunuz. normal şartlarda bir apartman dairesinde en son beslenecek(beslenebilecek) ırklardan birisi rottweiler ırkına mensup köpeklerdir. evet, tam istediğiniz karakterde bir köpektir ama çok çok sıkıntıları mevcuttur aynı zamanda. konumuz da budur zaten.

    hemen her uzman gibi "yavrunuz 60 günlük olana kadar sürüsünün(ailesinin) yanında kalmalı" gibi bir uyarıdan önce şunu söylemek gerekir ki bu köpek ırkından bahsederken "rot" diye kısaltmaktan ve/veya böyle bir çaba içerisinde olmaktan kaçının. ilk uyarımız bu olmalı konu ile ilgili.

    sonra yavru seçiminde dikkat etmeniz gereken bazı fiziki ve karakteristik hadiseler söz konusudur. bu ırk her daim "hırçın" ve "vahşi" olarak anılır ve fakat doğru adımlar atılmazsa insanoğlundan da tecavüzcü, terörist, sapık pekala yetişebiliyor. he şunu peşinen belirtmekte fayda görüyorum köpeğimiz cüssesi dışında hiç bir terrier ırkı kadar hırçın ve saldırgan değildir. ancak bu koca yaratığın nefes alması dahi, küçük ırk herhangi bir köpeğin hırlamasından daha çok gürültü çıkarabilir.

    tekrar konumuza dönüp yavru seçimi aşamasına geliyoruz. yavruyu sahipleneceğiniz yerin bir çiftlik olması(ve özellikle büyükçe bir üretim çiftliği olması) hem yavrunuzun ırkı konusunda yaşanması muhtemel sıkıntılarınızı engeller hem de köpeğiniz diğer köpeklere ve köpek cinslerine karşı gerçekleştirilmesi mutlaka gereken "sosyalleşme" hadisesinin ilk adımını "doğru" şekilde atmış olur. bu ilk aşamada daha maliyetli görünen sistem de sizi ileride oluşması muhtemel bir profesyonel eğitim ve rehabilite masraflarından kurtarmış olur. devam edersek yavrunun ebeveynlerini mutlaka görüp, gözlemlemeniz gene tavsiye edilir. genetik yapı biz insanlardaki gibi hayvanlarda da gayet etkendir karakteristik özellikler konusunda.

    yavru seçiminde son aşama yavrunun tutumudur. yavru ile onu sınayabileceğiniz bir alanda yavruyu karşınıza alıp onu(mutlaka el hareketlerini de kullanarak) sesiniz ile kendinize çağırın. geliyor ve bakışlarınızı hareket halindeki ellerinize çeviriyorsa görme ve duyma yetisi yerinde bir yavru olduğunu söyleyebiliriz. ellerinize savaş açmışsa "zor karakterli" ellerinize sırnaşıyorsa "yavşak karakterli" bir hayvan olduğunu ilk aşamada söylemek mümkün ve fakat aşılmaz sorunlar olarak algılamamak lazım bu iki durumu da. yavruda ürkeklik, korkaklık adına bir gözleminiz varsa bu ileride ciddi anlamda sıkıntı teşkil edecektir.

    yavruyu sahiplenmeye karar verdiğiniz anda bütün hayatınızı ona göre şekillendirmenizde fayda var. eğer ki köpekleri sadece seviyorsanız bu yeterli değil. uykularınızı feda etmeniz, vakit ayırmanız, yorgunluktan geberirken dahi oyun oynayacak enerjiyi sarfetmeniz gerekecektir. evinizi mutlaka yavru için güvenli bir yer hâline getirip kendisine ayrılan bölümleri iyi bir şekilde tanımlamanız ve bütün ev ahalisi olarak aynı disiplini göstermeniz önemlidir. bu ırkta disiplin, çok şey ifade eder ama bu da sevgi gösterilmeyeceği anlamına gelmez ki bu en büyük hatalardan birisidir. yavrunuz yaş itibari ile sizi bir aile büyüğü olarak görecektir(görmesi gerekir) ve ona kızdığınızda da onu sevdiğinizde de bu detayı doğru şekilde anlaması muhakkak gereklidir.

    ilk sürelerde ulumaları apartmanın girişinden duyulacak derecede olacak ve özellikle ilgisiz ve yalnız kaldığında uluyarak bunu size ifade etmeye çalışacaktır. en azından bizim yavrumuz bobby bu şekilde yaptı(ne yaratıcı bir isim ama! söylemesi kolay ve gayet de sıcak geliyor sıradanlığına rağmen). uluma sıkıntısına çözüm üretmek için radyo, televizyon gibi alternatiflerin yanısıra benim en etkili yöntemim ulumasını yok saymaktı(evet çok kötü ve iç parçalayıcı anlardı) ve işe yaradığını söylemek mümkün. bunu yaparken de onu yalnızlığına mahkum etmemeniz saldırgan bir adam yetiştirmenizi engelleyecektir. yalnızlığa alıştırma provalarında mutlaka evde bulunmanızı gene tavsiye ederim ve süreyi ilk aşamada çok uzun tutmamanız da önemli. 15 dakika tek başına bırakın(muhtemelen durmadan uluyacak, sesler çıkartacaktır) ve sonrasında yanına gittiğinizde onunla tam anlamıyla ilgisiz olduğunuzu hissettirin. size sırnaşmasına, aşırı ilginize maruz kalmasına kesinlikle izin vermeyin(40 kiloluk bir canavar olduğunda ve akşam işten döndüğünüzde daire kapınızdan merdivenlere yuvarlanmanın acısını düşünün bunu yaparken). her ne kadar yavruluk sürecinde çok sevimli olsalar da ileride şımarık bir yetişkin rottweiler en tehlikeli ırk olabilir.

    çocuklarla sosyalleşmesini mutlaka gözetim altında ve "iyi bir tecrübe" olarak edinmesine özen gösterin(henüz 1 yaşındaki yeğenimin tek söyleyebildiği köpek ismi olan bobby ismini seçme sebebimiz). köpeği ev içerisinde tek bir kişi komut edebilirse daha sağlıklı bir gelişim süreci sizi bekleyecek demektir ama bu durumda birilerine onu emanet edeceğinizde öncelikle tasmasını takıp(ev içerisinde kalacak olan eşiniz dahi olsa) sonrasında onun da görebileceği bir şekilde tasmanın ucunu emanetçi kişiye teslim etmeniz sizin yokluğunuzda onu vekil olarak atadığınızı anlaması ve o kişinin komutlarını algılaması için hayati öneme sahiptir.

    bu kısımdaki son uyarım gene çok genel olacak ve mutlaka kuru mama kullanılmasının(ve yemek konusunda çok çok katı bir disiplin uygulamasının) önemini vurgulayacağım.

    şu anda bobby 4 aylık bir tosun(25 kilo, 55cm son hâli) oldu ve işler gayet yolunda gidiyor gibi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük