zor bir icradır. köpeğin cinsi çok önemlidir bu konuda. çok havlayan bir doberban yada dev cüsseli kangalı evde beslemek mantıksızdır. bunun yerine pek sesi çıkmayan uysal bir labrador ya da golden beslenmesi tavsiye edilir.
ciğeri beş para etmez insanlara müsamaha göstermek ve beklemektir.
ahh, ahh çok zordur azizim çok zor. apartmanda köpek beslenmez kararı alan komşuların (!), apartmanda çocuk beslememelerini salık veriyorum.
eskisi gibi, şikayet eden komşuların sadece şikayetleri üzerine yasaklanamayacaktır. bunun için köpeğinizin sağlık karnesini alıp belediyeye kayıt ettirmeniz yeterli olacaktır.
müstakil evde kimseyi rahatsız etmeyeceğinden normal karşılansa da, Apartman dairesinin içinde köpek beslemek normal bir davranış değildir. Hayvan sevgisi olan insanlara saygı duyulur ama, toplu yaşama alanındaki diğer insanların haklarına da saygı duyulmalıdır.
Ayrıca misafirliğe gittiğinizde, ev köpek kulübesi gibi kokar, içinizden bir şey yemek içmek gelmez. köpek silkelendikçe, Köğeğin tüyleri, salyası ve görünmeyen mikro parçacıkları, hatta kaka parçacıkları evdeki her türlü eşyaya ve yiyeceğe yapışır. bu eşyaları kullananların ve yiyecekleri tüketenlerin çok dikkatli olması gerekir.
zor ama zevkli uğraştır.
Şehirdeki müstakil ev oranıyla sokakta gezdirilen köpek sayısı karşılaştırınca büyük bir kesimin
apartman dairesinde beslediğine emin olmakla beraber üzülmekteyim.
Ben de besledim köpek hem müstakilde hem apartmanda.
Öyle süs köpeği değil bildiğin tazı yavrusuydu.
Onu o kötü petshopta pislik içinde görünce dayanamamıştım.
Sonra boynumdan omzumdan vs ısırmalar başlayınca
köpeklere meraklı çiftliği olan birine verdim.
Kaç zaman ağladım arkasından anılarım depreşti şimdi.
(sesi çıkmazdıi sessizce geldi gitti kızım benim)
Apartmanda besleyeni kınamıyorum.
bu bir dostluk,bağlılıktır; çocuğunuz gibi oluyor kime veresiniz, nereye atasınız.
cinsi ne olursa olsun her köpek efendisi ile günde en az iki saat aktif eğlenmek ister. bunun en güzel yöntemi uzun yürüyüşler yapmak, uygun yeşil alanlar bulup, çelik comak oynamaktır.
eğer bunu yapabiliyorsanız apartmanda da olsa köpeğiniz doyumunu almıştır havlamaz.
köpeklerimizi belediyeye kayıt ettirmenin önemini bir kez daha hatırlatır.
Belediyeye kayıt Türkiyede çok kulak arkası yapılan fakat bizim için çok önemli bir uygulama.
Şöyle ki;
- Kayıt altında olan köpek birini ısırırsa (kasten yada kaza ilen) o köpeğe zabıta ve/veya polislerin gelip el koyma hakları kesinlikle yok. Aslında komik olan durum zaten böyle bir hakları yok fakat kişiler iyi niyet ile "peki" dedikleri anda başlarına bela almış oluyorlar zira köpeğinizi bir daha bulamamanız olasılığı bile var. Fakat belediyeye kayıtlı bir köpeğe el koymaya çalışan (mahkeme kararı olmadığı müddetce) herhangi bir birim size karşı SUÇ işlemiş konumuna düşüyor. Ayrıca başka bir dipnot daha; mahkeme kararını birkaç gün gibi bir sürede çıkartamazlar zira bu mahkeme kararı olması gerektiği için çok uzun bir süreç
- Eğer köpeğiniz çok havlıyor ise (günde birkaç saat kadar ve özellikle geceleri) belediyeye kayıt yine sizin için koruyucu kalkan. Zira
"şikayet var kardeşim size uyarı veriyoruz"
veya
"şikayet var köpeğinizi barınağa götürüyoruz"
veya
"şikayet var para cezası kesiyoruz"
gibi safsatalar ile size hiçbişey yapamazlar. Şikayet var diyerek size gelip ancak "belediyeye kayıtlı mı ? karnesini görebilirmiyiz ?" diye sorabilirler. Ve karneyi gördükten sonra şikayet eden kişiye "belediyeye kayıtlı bir köpek, hakkınızı mahkemede savunabilirsiniz" diye haber verirler.
Havladığı için sizi şikayet eden arkadaş, mahkemeye başvuracak kadar kararlı çıktı diyelim. Bu durumda;
Sizi mahkemeye verir (apartmanca mahmeye vermek eğer yanılmıyorsam 4/5 çoğunluk gerektiriyor, eğer bu oranı sağlayamazsa mahkemeye veremez apartmanca) ve havladığına dair şikayette bulunur. Belediye görevliler (genellikle zabıtalar) gelerek size dava açıldığını ve köpeğinizin havlamasından rahatsızlık duyulduğu için Desibel ölçümü yapacaklarını söyler ve söylemek zorunda !
BURADA ÖNEMLi OLAN BiRKAÇ NOKTA VAR
- Zabıtalar akıllılık yapıp ölçüm cihazını sizin evinize koymaya yeltenebilir, sonuçta o kişinin belediyede tanıdıkları varsa bu durum olabiliyor. ASLA AMA ASLA buna izin vermeyin. Gürültüden şikayetçi olan kişinin evine konulması zorunlu ses ölçüm cihazının. Zira köpeğinizin sesinden siz şikayetçi değilsiniz ki sizin evinize konulsun ;) Başka herhangi bir komşunuza da konulamaz, SADECE ve SADECE şikayetçi olan kişinin evine konur bu cihaz. Sanırım 1 gün (bu süreden emin değilim) kaldıktan sonra cihaz alınır ve mahkemeye sevkedilir sonrası mahkeme kısmıdır.
Yapılacak başka birşey daha var, gündüz için geçerli olarak dışarının ses ölçümünün yapılmasını isteyin çünkü çok işlek bir caddede oturuyorsanız köpeğinizin havlaması o gürültüyü asla bastıramaz bu durum sizin lehinizedir. Havlama sesleri belirlenirken gece 23'den sonraki sesler genelde kayda alınır ve mahkeme için delil oluşturur. Bu yüzden gece havlamalarını engellemeye çalışın.
Belediye kaydı "kılları dökülüyor", "bakışını sevmedim" gibi saçma salak sorunlar yüzünden sizi rahatsız edebilecek bütün komşulara karşı tebessümle bakarak yolunuza devam etmenizi sağlar *
Kısaca belediyeye kayıt gayet önemlidir bunu yaptırmış olan arkadaşlara yaptırdıkları için ayrıca tebrikler. Önemli olan şey her sene kuduz aşısından sonra belediyeye giderek kaydı yenilemeniz olacaktır. Böylece hem güncel bir belediye karneniz olur hem de içiniz rahat olur
3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliğinin ilgili maddesi gereğince evde beslenen kedi ve köpekleri kayıt altına alma çalışmalarına başladı. bulunduğunuz bölgedeki veterinerlik şubesine sağlık karnesi ile giderek kayıt yaptırabilirsiniz...isterseniz ilk olarak bu konu ile ilgili bağlı bulunduğunuz belediye ile telefon ile irtibata geçin.belki işlemler için yönlendirilen bir yer vardır.ama normalde veterinerlik şubelerinde veya bakım evlerinde bu işlem yapılıyor.
Mersin'de ikamet eden Veteriner Hekim Tandan Emek, 2001 senesinde köpeğinin havlaması yüzünden mahkemeye verildiği halde davayı kazanmıştır. Bu veteriner hekimle yapılan kişisel görüşme sonucu, evdeki hayvandan şikayetçi birisi tarafından mahkemeye verilme durumunda uygulanabilecek savunma metotları ile ilgili bilgiler aşağıdadır:
Adana 2. idare mahkemesi
Dosya no: 2001/761 E.
Kurgu: Şikayetçi apartman sakini köpeğinin çok havladığını bahane ederek köpek sahibini Cevre il Müdürlüğü'ne şikayet eder. Köpek sahibine köpeği uzaklaştırması için uyarı gelir. Köpek uzaklaştırılmazsa para cezası gelir. Ancak eğer ses ölçümü yapılmamışsa bu cezanın hiçbir geçerliliği yoktur, sakın ÖDEMEYiN.
**Öncelikle apartman yönetim planı iyi okunmalı. "Apartman yönetim planı" apartmanın inşası bittikten sonra yapılan ilk toplantıda yapılır. Yani apartman kaç yıl önce inşa edildiyse, o ilk toplantıda "evcil hayvan beslenemez" diye bir karar yönetim planına konulmuş ve kat sahipleri tarafından imzalanmışsa yapılabilecek fazla bir şey yoktur. Sonradan konulan kararların (şikayet öncesi-sonrası) hükmü yoktur.
**Ancak bu karar şikayetçi olunduktan sonra kondu ise şikayetin hiçbir geçerliliği yoktur, dava ilk celsede usul aykırılığı sebebiyle ret olunur. Bu durumda şikayetçi olanın yeniden dava açması gerekir (eğer yeniden para ödemeyi göze alıyorsa).
Aşağıda sıralananlar, apartman yönetim planında böyle yazılı bir madde olmaması halinde yapılacaklardır. Buradaki en önemli nokta, şikayet sahibinin şikayetinin tamamen SÜBJEKTiF olduğunun ispatına çalışmaktır:
(1) Temel itaat eğitimi aldığına dair rapor alınır (veterinerler verebilir belki). Köpeğin temel komutlara uyduğunu ve başına buyruk hareket etmediğini ispat etme amaçlı.
(2) Köpekten rahatsız olmayan apartman sakinlerinin beyanları alınır. Örnek:
Su apartmanın su no'lu dairesinde oturan Falanca Dedik'in köpeğinin bu apartmanda oturması bizi hiçbir şekilde rahatsız etmemektedir. Şikayetçi değiliz.
Toplu imza Muhtardan imza sahiplerinin o apartmanda oturduklarına dair onay.
(3) Mahkemede Savunma: Eğer o apartmanda köpekle beraber eskiden beri oturuluyor ve şikayet son zamanlarda yapılıyorsa, o zaman niye simdi şikayet ediyor? Şikayet sahibinin köpeği bir şekilde taciz ederek havlamasına sebep olduğu söylenebilir. Mesela o dairenin önünden geçerken kapıya vurma, veya üst kattan ayağını yere vurarak gurultu yapma yoluyla köpeğin havlamasını sağlama. Bunların elle tutulur bir kanıtla belgelenmesi gerekmiyor, "ben şahidim" demek bile savunma sayılıyor.
(4) Cevre il Müdürlüğü’nden gurultu seviyesinin tespiti (fiyatı 20-25 milyon civarı). Yani kendi evindeki köpeğin çıkardığı sesin kamuyu rahatsız edip etmediğinin tespiti. Ses tespiti "desibel" olarak yapılıyor. Bumda birkaç önemli nokta var:
a) Ses tespiti mikrofonu köpeğin ağzına dayayarak yapılmaz. Şikayetçi olan kişinin evinden, yani başka bir daireden yapılır. Ayrıca tek bir kere köpeğin yüksek sesle "hav" demesi, ölçüm için yeterli değildir. Bu isin usulü, MÜHÜRLÜ bir teyp kullanılarak şikayetçi kişinin evinden en az bir gün boyunca sürekli ölçüm yapılmasıdır. Çünkü gurultu kirliliği, "SÜREKLi ve belli bir düzeyin üzerinde olduğunun tespiti" demektir. Bu konuda ısrar etme
hakkına sahipsiniz.
b) Genel çevrenin ses düzeyini de muhakkak ölçtürüyorsunuz.Eğer genel çevrenin ses düzeyi köpeğinkine çok yakınsa köpeği savunma hakkınız doğuyor. Örneğin genel çevrenin sesi 70 desibel çıktı, köpeğinki 75 çıktıysa şu şekilde bir savunma yapılabilir: 'Arada çok az fark var, veya hiç yok, nasıl oluyor da köpeğin sesi bu genel ses düzeyi içinde rahatsız edici boyutlara ulaşabiliyor?' isin asli, hemen hemen hiçbir köpek gün boyunca yüksek sesle havlamaz, dolayısıyla hayvanin sesi çoğunlukla cevre ses düzeyinin altında kalır. Rahatsız edici ses siniri, kanunlara göre 120 desibelden baslar, bu da yaklaşık 3-4 otomatik yer kazma aletinin ayni anda çıkardığı sese denk gelir ki hiçbir köpek bu sesi çıkaramaz. Yani kanunlar gereği, gurultu sebebiyle hiçbir köpek evden atılamaz.
c) Diğer bir savunma yöntemi: Eğer apartmanda başka havlayan köpek varsa haliyle köpekler haberleşmek için havlayacaklardır. Bundan doğal birsek yoktur, bu köpeğin içgüdüsel bir davranışıdır. Bu durumda neden benim köpeğim şikayet konusu oluyor da diğeri olmuyor? (Bu savunma tamamen şikayet sahibinin taraflı davrandığının ispatına yönelik kullanılabilir).
d) Köpeğin sesi ciddi boyutlardaysa, ama ses tespiti yapılmamışsa eğer, şikayet sahibinin elinde hiçbir delil yok demektir. O zaman savunmada "Neden ses tespiti yapılmadan şikayet ediyor? Gürültülü olduğu nereden belli?" denilebilir.
(5) Köpek sahibinin kusuru olmadığının ispati da gerekli. Yani köpek sahibi olarak ben köpeğimi balkona mi kıtlıyorum? Ya da aç mi bırakıyorum? Köpeğimin havlaması için herhangi bir neden yaratmadığımı ispat edersem eğer, bu durumda tek ihtimal (köpek temel itaat eğitimi de aldığına göre) bir başkasının köpeğin havlamasına sebep olduğudur. Mesela kapıya vurup taciz ederek (3), veya apartmanda başka köpek varsa (4c). Bu beyanı da veteriner hekim ya da yakın bir komşu rahatlıkla verebilir.
Tandan beyin ısrarla üzerinde durduğu üç nokta:
**Şikayet sahibinin SÜBJEKTiF olduğunun ispatına yönelik her turlu savunma ise yarar.
**Yasal belge olmadan (mahkeme emri) hiç kimsenin eve gelip hayvanin sesini ölçemez. Bunun için de sık ayet sahibinin dava açmış olması gerekir.
**Eğer bilimsel bir ses olcumu yapılmamışsa verilen para cezasının hiçbir anlamı yoktur, tamamen geçersizdir.
Simdi bir de veteriner hekimin (Tandan bey) başından gecen olayı tam olarak anlatalım:
Köpeği çok havladığı için şikayet edilmiş. Ses ölçümcüler gelmiş, hayvanin sesini ağzına mikrofonu dayayarak ölçmüşler (ki bu tamamen yasa dışı, mahkeme emri olmadan kimse evinize girme hakkına sahip değildir, bunu kesinlikle unutmayın!). Hayvan da havlamış tabii garip alete. Tandan Bey hiç sesini çıkarmamış. Ama tutanağa hayvanin sesinin ölçüldüğü mesafeyi (10-20 cm gibi) isletmiş!.. Ayrıca cevre ses düzeyini de oracıkta ölçtürerek tutanağa isletmiş. Daha sonra mahkemede gerektiği gibi olcum yapılmadığını
kolayca ispat edebilmiş.
Tekrar ölçmeye geldiklerinde ise şikayet sahibinin evine mühürlü teyp koydurup gün boyunca hayvanin sesini ölçtürmüş. Ayrıca yukarıdaki maddelerin de çoğunu yapmış. Ve sonuçta hayvanin gurultu kirliliği yaratmadığı ortaya çıkmış. Davayı kazanmış. Simdi havlayan, ama yeterince yüksek havlamayan, uslu köpeğini istediği gibi apartmanda besleyebilecek.. Apartmandaki herkes köpeği sevdiğinden ve "şikayetçi değilim" dilekçesi verdiğinden asla yönetim planında "köpek beslenemez" diye bir maddeyi imzalamayacaklar.
----ALINTI---
evin tepesinde köpekle beraber ordan oraya koşan sahibi, saçma salak şekilde havlayan bir köpek yaşama zevkini kaçırır gecenin köründe yataktan kaldırır. ben böyle hayvanında sahibinin de gelmişini geçmişini dersin ve yatağa geri dönersin. işte böyle bir şey apartmandan köpek beslemek.
bir de nasıl bu işten yasal olarak kurtulurum diye öğüt içeren entry yazan gerizekalılar var. be amına kodumun çocuğu 5+1 son ses beynine dayayıp evde 10 kişi parti yapıp tepende zıplasak anlarsın ne bok yaptığını da neyse gece gece sinirden kendimi sikmeden entry'i keseyim burda.
apartmanda beslemek konusunu kimi zaman aşabilir köpeğiniz. Hızını alamayan karşı apartmanda oturan zevzeğin,sokaktaki kavgaya havlayan köpeğim için 3 kere üst üste zabıta göndermişliği vardır. Elbette hayvan sevgisinden uzak insanların tepkilerini çekebileceğiniz gibi, gerçekten kendi köpeğinizinde suçlu olabilir ama her ne olursa olsun zabıtanın "ağızlık takın hanfendi" yorumuyla beni benden alan bir durumdur. Bu tür durumlara karşı hazırlıklı olmanın yolu apartman yönetmeliğinde evcil hayvan besleme konusunda ortak bir kararın yazılı olarak belirtilmiş olduğunu araştırmak ve kapınıza dayanan zabıtanın gürültü oranını ölçmek için ses kayıt cihazı takıp sınırı aştığını ıspatlamadan kimsenin size bir cacık yapamayacağı bilgisidir.
evde beslediğiniz köpeğe göre zorluğu tartışılır. çok fazla havlayan,ses çıkaran bir köpek sizin başınıza bela açabilir.
çok zor uğraştır. bebek bakmakla aynı şeydir.
bu kadar hayvan düşmanının içerisinde daha da zor uğraştır.
gezdirirken daha da zordur.
-cinsi ne?
-ısırır mı?
-abi kaça aldın?
-abi adı ne ?
apartman yönetimi veya saçma komşuluk ilişkileri yüzünden vazgeçilmek zorunda olunmayan durum.
--spoiler--
a- kimsenin sahip olduğu hayvan ihtarname ile apartman olağan/ olağanüstü toplantısında alınan karar ile tahliye edilemez.
b- tahliye edilecek hayvan için muhakkak size sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açmaları ve bu yönde karar almaları gerekir.
c- olay çok ciddi boyutlara gelirse bu konuda bir profeyonel uzman avukata başvurmanızı şiddetle tavsiye ederiz. çünkü tahliye edilecek olan kendi hayvanınızdır.
d- dava beklemediğiniz mecraya gideceğini hissederseniz size karşı dava açana karşı türkiyede apartmanların yüzde 80i kaçak olduğu için projeye aykırılık davası açılmaktadır. bu yolu denemenizi salık veririz.. bunu tek başınıza değil yine bir avukat yardımı ile yaparsanız daha seri ve net sonuç alabilirisiniz. mahkeme tapudaki projeye uygun hale gelmesi için karar oluşturacağından ve kimse dekorasyon yapmış olduğu evin bir kediköpek için yıkılmasını istemeyeceği için ilk açmış olduğu davayı geri alma olasılığı yüksektir.
--spoiler--
saçmalıktır. komşumuz apartmanın yarısının sahibesidir tamam anladık. ama biz de bu apartmandan daire satın almışız, her türlü imkandan faydalanmak isteyen insanlarız. kadın köpeği alıp bahçeye tuvaletini yaptırıyor. bu apartmanda yaşayan bebekler, ufak çocuklar var onları niye düşünmez bu insan? hadi köpek bokunu geçtim lan bu köpeğin kılı, tüyleri var kapıyı açtığımızda eve giriyor bu kıllar. biz köpek beslemediğimiz halde bu kılları çekmek zorunda mıyız? bunun dışında kendi evimize girerken köpek havlayıp duruyor, balkonda oturalım desek yine bizi yabancı görüyor ve havlıyor. hukuksal yollara başvurmayı düşünmekle birlikte koca apartmanda 5 dairede kiracı olarak oturan diğer komşular ev sahiplerinden korkuyor ve ses çıkartamıyorlar bu pisliğe. bebekleri olan bu yalaka komşular için de kendimizin öne çıkmasını istemiyoruz. köpek şirin biz de sevdik de apartmanda beslenmez! yazık hayvancağıza akşama kadar evde hapis hayatı sürüyor. bu canlıları evlere hapis edenlerin yatacak yeri yok.
babama göre suc ve pek dogru olmayan durumdur. Apartman sakinleri pek hos karsilamazmis falanmis filanmis. Bu ikazlara ragmen gerceklestirmeye basladigim eylemdir.
sahiplenip hayvanı balkona hapsedecekseniz, yapmamanız gereken eylemdir. Bazen denk geliyorum küçüçük göt kadar balkonlardan havlayan köpeklere, inanın ne çok sövüyorum o hayvanlara sahip olduğunu düşünen hayvanlara.
Kısaca mallık, bizim alt komşuda besliyor fakat aramızda çıkar ilişkisi olduğundan ikimizde bu durumdan rahatsız olmuyoruz, onun köpeği havlıyor geceleri uluyor her türlü ipneliği yapıyor bende zaten enerji patlaması yaşayan bir insan olduğumdan evde 10 metrelik deparlar atıyorum hoplayıp zıplıyorum bu şartlar altında hiçkimse birbirine 1 kelime edemiyor herkes halinden memnun fakat bu yan komşu ve diğer komşular için hiçte güzel bir durum değil köpek kakarter olarak acaip saldırgan bir hayvan apartmana girerken çıkarken kimi görse hırlıyor saldırıyor işin aslı apartmanda hayvan beslemek hem hayvan hemde komşularınıza yapabileceğiniz en büyük işkencedir insandan daha hızlı koşma yeteneği olan bir hayvanı küçücük evinize hapsediyorsunuz siz o köpekleri para verip almasanız kimse o köpekleri aşırı çiftleştirip size satmaya aklkışmayacak buda böyle bir anekdot bu arada.
