bir örneği üst katımda oturmakta olan yaşam formu.. saat gece 03:00 suları. eleman alıyor önce klasik gitarı eline, "mevsimlerden sonbahardayım, artık çok geç bilmemnerdeydim" şeklinde şarkılar söylüyor. şarkılar bittikten sonra "beğendin mi sevgilim?" diye bir soru geliyor elemandan. duvarlar çok ince olduğu için hoparlörden gelen hatun sesini duyuyoruz. "evet beğendim aşkııııım biraz da elekto çalsanaa virtiözz sevgilimmmm" diyor kız. eleman feci gaz tabi. saate falan bakmıyor. tkkyb* ın yarın vizesi var mı, yok mu, sallamıyor bile. bağlıyor gitarı amfiye, başlıyor vınnn vınnn vınnn. onlarca hata dolu bir master of puppets çalmaya çalışıyor, dikkat ediniz çalışıyor, ama beceremiyor. gitardan bir kızgınlık riffi geliyor, sonra amfi kapanıyor. eleman yine soruyor: "beğendin mi aşkım?" kız da cevap veriyor: "süpersin aşkııım bayılırım ben dumanaaaa" elemandan cevap gelmiyor. benden de. zaten yarılmaktayımdır ben o anda. siz düşünün. tüm kızgınlığım geçmiştir. yatar uyurum. sınavım da boktan geçer. sınıfta kalırım.
şu anda da o muhteşem gitar tekniğiyle "gel etme gözlerim yaşlarla doldu, bak kimse silmiyor hani zamanla kururdu" adlı şarkıya eşlik eden eleman.. taşınmam lazım burdan.
an itibariyle yöneticiye şikayet edilen ve apartmanda kavgaların çıkmasına sebep olan eleman.
yine ev arkadaşımdan aldığım bilgilere göre * ev arkadaşım elemanı şikayet etmiştir yöneticiye * ve yönetici benim ev arkadaşını da alıp yukarıya, elemanın dairesine çıkmıştır. yönetici kapıyı rahat 5 kere çalmıştır, fakat eleman transta olduğu için duymamıştır kapıyı. 6. seferde kapıyı duyan eleman, kapıyı açmıştır ve yöneticiye "benim babam buranın bir senelik kirasını verdi, istediğimi yaparım" gibi bir tutum sergileyince yönetici elemana saydırmıştır. bağrışmalar üzerine kapıya gelen diğer elemanlar da gitar çalan elemana güzelce giydirmişlerdir, hatta itişmeler, yumruklaşmalar olmuştur. "arada bi tane vuramadım ona yanarım" diyor ev arkadaşım.
asla ve asla "apartmanda keman öğrenmeye çalışan kız"ın rakibi olamaz.
fakat bunun cinsi dişi olduğundan fiili bir müdahale söz konusu değildir. en fazla vileda sopası ile tavana, bozuk para ile kalorifere vurulur. olmadı bağlama anfiye bağlanır son ses açılır ve bir uzun hava girilir.
bu zibidi için ise dayağın boyut ve şekli durumdan duruma göre değişir. zar zor çocuğu uyutmuş iki dakka kafa dinliyorken o cihazın teline bir dokunur ve çocuk uyanırsa o gitarı amfisiyle beraber götüne sokarım.
yok hepimiz ayaktayken akşam saati başlamışsa ve rahatsız ediyorsa önce yukarıdaki dişiye uygulanan yöntemler sırası ile uygulanır. olmuyorsa yanına gidilir ricacı olunur. insan gibi cevap verirse "bir ara bağlama-gitar" yapalım ne dersin?" nevinden şirinlikler bile yapılabilir samimiyeti ilerletmek adına. yok artisleşirse "senin toynağını sikerim huleyn" narasıyla eve dalınır ve gitar itina ile kafasında paralanır.
tüm bunlar evin bir öğrenci evi olduğu ön kabulu ile anlatılmıştır. işin için birer ebeveyn varsa hedef babadır. hedefin boyutlarına göre strateji belirlenir.
çocuğun eskişehir'de bir öğrenci olması kuvvetle muhtemeldir. çünkü öyle bi ev yapıyorlar ki pızvenk müteahitler 10 cm kağıt gibi duvarlar. komşu osursa benim oda sarsılıyor, tv yi beraber seyrediyoruz, gece bile beraber sevişiyoruz o kadar yani.
huzurkent sitesi, 6. blok, b giriş d: 10 bosna hersek mahallesi, selçuklu/konya adresinde tam 2 sene boyunca yaşamını sürdürmüş çocuktur. ev arkadaşlarına da bulaştırmıştır rock hastalığını... hatta bazen durumu abartıp bağlama ile çalınan neşet ertaş, aşık mahsuni şerif türkülerine de eşlik etmiştir elektro gitarı ile... müzik grubu falan da kurmuştur vakt-i zamanında ama artık büyümüş, kocaman adam olmuştur. bırakmıştır, uğraşmıyordur... gitarına da küskündür uzun süredir ki elini bile sıkmaz gayrı... tüm komşularından özür dilediği de gelen haberler arasındadır*.
