Apartmanda oturacak kadar fundemental kulturel birikime dahi sahip olamayan kitlenin oy veren total miktarin yarisindan daha fazla etmesi ile sonuclanan hezeyanin ortaya cikardigi durumdur. Akilsiz basin derdini ayaklar ceker demisler, demokrasilerde de bu durum benzer sekilde, basla ayagin yeri farkli yalnizca.
iki kaz güdemeyecek kifayetsiz muhterisler ülke yönetmeye kalkışıyorsa, apartman yönetemeyecek adam onlardan bir gömlek üstündür.
ssk'yı zarara sokma efsanesi temcit pilavı gibi bir konudur. sgk, hükümetlerce uygulanan erken emeklilik politikaları ve prim tahsilatına dair siyasi niyet olmadığı için zarar etmiştir. bunlar, bir genel müdürü aşan konulardır. sgk, hülasa, sgk, kılıçdaroğlu'dan önce de zarar ediyordu ve bugün de zarar etmektedir.
"o bahçedeki ağacı kesip de çardak yapacam" diye de tutturur ibinenin evladı. kavga etmediği tek komşu bırakmaz, aile içinde de kendisini eleştiren kimi bulursa öldürmeye kalkışır.
bir cinnet olarak yaşıyor aklını siktiğim.
neyse şimdi sevgili apartman yöneticimizin alınmasını istemiyorum, anlıyor musunuz beni?
kemal kılıçdaroğlu'nun içinde bulunduğu durumdur. hayatında yönettiği tek kurum olan ssk'yı zarar ettirmeyi başarmış birisini ülke yönetimine talip olması mizahının ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir. evet.