bence;
bütün gün fasulye ayıklasınlar
çiğdem çitlesinler
yemekteyiz ve evleniyoruz ikisini aynı anda yapıyoruz'u izlesinler
ishal olsunlar tuvaletten çıkamasınlar
birbirlerini yesinler
camları sildikleri gün yağmur yağsın bi daha silsinler
eşleriyle sevişsinler olmadı kitlensinler hatta.
ama sussunlar
millete karışmasınlar
kendi işlerine baksınlar.
hayatları boşa gidiyor, bunun farkına varsınlar.
yoksa komşuymuş, apartmanmış dinlemem.
muzdarip olunan hadsizliklerdir. her sabah üst komşunun kısa tıknaz karısının topuklarının sesine uyanmak ne demektir. kadının gezişi, güp güp güp diye ayak topuğunu yere vuracak şekilde. kendisi kısa olduğu için adımları arasındaki mesafe kısaldıkça güp güp sesleride sıklaşmaktadır. arasıra ise kendisini çekici (!) kıldığını zannettiği için heralde, giyindiği topuklu terliklerinin sesinden hiç bahsetmek istemiyorum.
örnek verecek olursak, lisede çok çektiğim bir komşuya sahiptim. her apartmanda olur mu bilmiyorum ama benim başıma gelmişti. her neyse, başlıyorum anlatmaya.
lise 1.sınıftayken ergenliğin vermiş olduğu süslenme çabalarından mıdır bilinmez ama her sabah okula giderken servise geç kalan bir öğrenciydim.
fakat yine her sabah okula servisle giden öğrenciler arasından servisi benim saatimden daha önce gelenler de olmasına rağmen, uyuz komşumuz her defasında benim servisimi görür, bizim şoföre kornaya basmaması için camdan işaret yapar ve yine benden şikayetçi olurdu.
anlayamadığım; yahu kadın zaten uyanmışsın o saatte, niye hala kornaya basmaması için uyarırsın milleti?