Uluönder Atatürkümüzün ebedi istirahatgahıdır,dingin havası ve mimarisi insanı hemen etkiler.özellikle fotoğrafçılığa meraklıysanız bol bol fotoğraf çekiniz(içeride çekim yapmak yasaktır)müzesi çok güzeldir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önder Mustafa kemal'in yattığı yerdir. bir abidedir. birçok düşmanına rağmen hala orada durmakta ve her gün yüzlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. halkı dininden soğutan, islam tacirlerine ve bölücülere inat her zaman orada duracak ve kemalizm'in simgelerinden olmaya devam edecektir.
ülkemizin kurucusunun ebedi evidir. hiçbir dini anlamı yoktur. büyük bir insana yaraşır, görkemli bir yapı olarak yapılmıştır. çok kereler gittiğim bir yerdir.
hala bazı andaval sürüsünün kabe olarak nitelendirdiği, din olarak bok attığı bu ülkenin kurucusunun mekanıdır.
adamlar o kadar alçak ki, o kadar gözleri düşmanlık bürümüş ki kendi ülkesinin, nefes aldığı ülkesinin, yemeğini yediği ülkesinin kurucusuna ve onun madebine bok atacak kadar zavallı olacak kadar alçalırlar.
ayrıca illa bir anlam yüklemek gerekirse anıtkabir emperyalizme karşı olmanın, dürüst ve millet adamı olmanın ne demek olduğunu, kapitalizme karşı olmanın ne demek olduğunu ve milli birlik, bütünlük ile dünyaya nasıl ders verileceğinin simgesidir, mabedidir.
ulu önder'in uyumakta olduğu yerdir. yalnız vahim bir tablodan söz etmek istiyorum. anıtkabir'i birkaç kez ziyaret etme fırsatı buldum. ancak gördüğüm tablo ziyadesiyle üzdü beni. bunun sebebi de ziyaretçilerin daha çok turistlerden oluşmasıydı. hayır anlamıyorum ben bu işi, anlayamıyorum, bu saçmalığı anlamak da istemiyorum aslında. nice güzellikleri bize armağan eden, koca yürekli bir adama gidip teşekkür etmek bu kadar mı zor?
mustafa kemal atatürk adına yapılan anıttır. çok büyüktür. iki tarafı çimenli yoldan ve sonra da iki tarafı aslanlı yoldan geçilerek gidilir büyük anıta. sonrasında kitaplık, müze ve çanakkale ile kurtuluş savaşlarının panaromalarının olduğu yerlerden geçilir. sonra da en son atatürk'ün asıl ikametgahına gelinir. öyle bir yerdir işte.
en yukarıya çıktığınızda, ankara'yı uçsuz bucaksız görebileceğiniz bir yükseklikte olduğunuzu anlarsınız.
buraya siz diyin 15 ben diyim 20 kere gitmişimdir. aslında ankara'da oturmuyorum ama orayı her ziyaret ettiğimde buraya da mutlaka uğrarım. ne biliyim hem ankara'da çok sayıda gezecek yer (bir dolu alışveriş merkezleri haricinde) olmamasından hem de hoş bir yer olduğundan güzel oluyor buraya gelmek. ayrıca öldü sanılan türk milletin şahlandıran atatürk'e dua etmek de var işin içinde.
eskiden atatürk ve türkler hakkında söylenmiş olan sözlerin yer aldığı bir bölüm yer alırdı bu aslanlı yolun başında. sonra kaldırdılar galiba. yabancı turistler en çok hitler'în türkler hakkındaki bir nevi (şimdi hatırlamıyorum tam olarak) "türkler en olumsuz en kısıtlı en imkansız şartlarda bile zafer kazanılacağını göstermişlerdir" mealindeki yazısına ilgi gösterip fotosunu çekmekteydiler. bence burası güzel bir bölümdü. kapatılmasaydı iyi olurdu.
o alt kısımdaki (yer altı) sözlerin ve çeşitli eski eşyaların bulunduğu yer de sonradan yapıldı sanırım. ilk gittiğimde zaten şu ankinden farklıydı bayağı ki ilk gitmem 95 yılına tekabül edebilir.
edit : şimdiki en güzel yenilik de toletini daha ferah bir yer haline getirip beleş bir sebil koymaları. yaz sıcağında buz gibi suyu (bu yaz) soğuk soğuk içmek korkunç bir şey.
aslanlı yol'a bir anlam veremediğim mekan. aslanlar hitit aslanlarıdır ve hititler türk değildir, hint avrupa kökenli bir toplumdur. o hitit aslanları atatürk'ün tarihe önem verdiğini göstermek için dikilmiştir ama atatürk elin iranisine türklerden daha önem verecek değil ya. orası bozkurtlu yol olmalı idi bu büyük bir eksikliktir, hem atatürk değil miydi adına bozkurt diye kitap yazılan, avrupa'da sarı kurt diye anılan, paralara pullara bozkurt koydurtan?
ayrıca 24 aslan vardır ve bu 24 oğuz boyunu simgeler, bunu düşünenler bozkurt'u da düşünmeliydiler.
eski yunan mimarisini anımsatan sütunlar, dört bir tarafta çeşitli figürler, duvarlarda antik mısır tarzına benzeyen rölyefler, geniş bir meydan.
her giden üst düzey devlet görevlisinin, ulu atasına hitaben yazdıklarıyla dolu defterler, yılın çeşitli dönemlerinde asker ve sivil bürokrasinin kitlesel olarak gerçekleştirdiği ritüeller...
benim için Kabe'den farksız olan, içinde dünyaya meydan okumuş, şimdiki zamana göre incelersek çok az da olsa yanlışları olan ancak döneme göre düşünürsek %100 doğru fikirler üretip, en önemlisi bu fikirleri hayata geçiren , dünyadaki en özel insanlardan birisi olan ATATÜRK'ün ebedi uykusunda olduğu yerdir.
