"Seminer doğuştan gelen empatik becerilerimiz sayesinde başkalarının duygusal durumunu bir noktaya kadar deneyimlediğimiz ilkesini temel alıyordu. Diğer bir deyişle, depresyondaki veya öfkeli bir insanla vakit geçiriyorsak o insanım zihinsel durumu "empatik olarak bulaşıcıydı" ve biz de kendimizi Üzgün veya sinirli hissetmeye başlıyorduk. Dolayısıyla terapist hastalarına verdiği duygusal tepkileri belirlendiğinde, hastanın tanısı hakkında ipuçları edinilebilir. Bu strateji, özellikle de hastalar bilinçli ya da bilinçsiz, gerçekten duygusal deneyimlerini maskelemeye ya da saklamaya çalıştıklarında yararlı olur."
'' Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse, başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir... ''