dostoyevski'nin insancıklar kitabında hayli başarılı bir şekilde tasvir ettiği, hatırlanan ve düşündükçe aklımızın derinlerinde tekrar tekrar hayat bulan sona ermiş olaylardır.
--spoiler--
şimdi anımsadıkça tatlı bir elem sarıyor içimi. anı tatlı da acı da olsa her zaman ıstırap verir insana. belki başkası öyle değildir, ben duyarım bu ıstırabı. ama tatlıdır bu ıstırap. kalp acı çekmeye, ezilmeye, sıkışmaya, kederlenmeye başladığında anılar onu, gündüzün sıcağında kavrulmuş cılız, zavallı bir çiçeği akşam serinliğinde çiy tanelerinin canlandırdığı gibi canlandırır.
--spoiler--
içindeyken farkına varmadığımız acı tatlı anlar; günler dakikalar gibi hızla gectikten yıllar sonra bir gün geriye baktığımızda sanki hayallerimizde olmak istediğimiz karakterin başrol oynadığı bir film gibi gelir insana bir hayal gibi. bu hayal dünyasının içinde gezinirken gözleriniz dalar bir noktaya bir nefes cektiğiniz sigaranız çabuk gecen yıllar gibi hemencecik yarılanı verir. suan yasadığımız anlarda ilerde bir hayal olarak canlanacak gözlerimizde, hayatta bir hayalden ibarettir belkide.