dostoyevski'nin insancıklar kitabında hayli başarılı bir şekilde tasvir ettiği, hatırlanan ve düşündükçe aklımızın derinlerinde tekrar tekrar hayat bulan sona ermiş olaylardır.
--spoiler--
şimdi anımsadıkça tatlı bir elem sarıyor içimi. anı tatlı da acı da olsa her zaman ıstırap verir insana. belki başkası öyle değildir, ben duyarım bu ıstırabı. ama tatlıdır bu ıstırap. kalp acı çekmeye, ezilmeye, sıkışmaya, kederlenmeye başladığında anılar onu, gündüzün sıcağında kavrulmuş cılız, zavallı bir çiçeği akşam serinliğinde çiy tanelerinin canlandırdığı gibi canlandırır.
--spoiler--
instagram arşive baktım da bir foto paylaşmışım. Hatırladım o günü. Uzun zaman sonra ilk kez karşılaşmıştık bir akşam. Medya işinde o. Milletvekili de beni tanıyor yanıma geldi ulan o da çekim yapıyor. Benim gerginlik tavan. Yüzüne baktım onun bir bakışı vardır bazen böyle hissedersin güven verir o bakış. Ki yanımdaki arkadaşlarım bile tanımamasına rağmen o gün hissetmişlerdi o bakışı..
Neyse O an istedim ki yine kimse olmasın biz oturalım yine aynı yerde anlatsın bana. Şu hayatta kaybettiğime üzüldüğüm tek insan. Aşksal bir yerden demiyorum bunu ruh eşi değildik zaten. ruh ikiziydik hayatımda hep olması gereken biriydi benim için kaybetmek beni hala çok üzüyor kaç yıl oldu eksikliği hissediliyor. Bana da yazıklar olsun bir kez daha ya.