Artık birçok insanın dilinde olan durum.
Bakıyorsunuz etrafa koca koca işinde gücünde aklı başında diyeceğin insanlar diline dolamış bunu: "Anı yaşa çok da derin düşünme, hayatın tadını çıkar, duygular çok da önemli değil önemli olan hayatın tadına varmak vs."
"Anı yaşamak" denilen saçmalığı karşıya empoze Edip aslında sadece kendi anlık hazlarına ket vurmak isteyen yüzeysel tipler bunlar.
Halbuki insanoğlunun doğasına aykırı öyle icsellestirmeden anı yaşayıp hayatın tadına varmak.
Kimse kandirmasin kendini de karşısındakini de.
Sandiginiz gibi Mümkün değil anı yaşamak denen saçmalık.
Çünkü hayvan değilsin ve dürtülerin beynine hakim olamıyor sen ne yaparsan yap.
hayatın temel kurallarında biri. konjonktürler sürekli değiştiği için gelecek hakkındaki planlar vs. havada kalıyor. her yaşın, her konumun kendine göre getirdiği bir hayat var ve bunu yaşamak da bize düşüyor.
artık zamanımızda yeni bir yere gittiysek ya da güzel keyifli bi an yaşıyorsak hemen onu kanıtlama çabasına giriyoruz. fotoğraflıyoruz onlarca defa, bir yerlerde paylaşmaya çalışıyoruz. bu teknoloji ve sosyal medyayı işin içine katma çabası çoğu şeyin içine ediyor.
aslında bakarsanız anın tadını çıkarıp akışında yaşamak herşeyi çok önemli ve güzel.
bırakın biraz anılarınız kafanızın içinde düşüncelerinizde kalsın.
ani yaşamak ve ani yaşamak zorunda kalmak bu ikisi farklı şeyler.guzel olan bir şey gideceği için veya bir daha o kadar güzel hissetiremicegi için ani yaşamak ana tutunmak istemekle zamana yayılmış bir anı yaşama hissi ikisi apayri.
hiç plansız ve o an akla ne geldi ise keyfe göre zaman mekan kavramına takılmaksızın yaşamaktır. ne dünü ne yarını düşünmemek ve olmadık şeyleri dert-tasa yapmamaktır. insanın arada yapması kesinlikle gerekli olan eylemdir. ki aşırı rahatlık verir.
Düne geleceğe takılmadan yaşamaktır . Ölümün ne zaman geleceği belli değil bazı şeylere çok takılıp hayatı kaçırmamak gerek . Anı yaşamak hayatı kaçırmadan izlemeden yaşamaktır .
Egoist insanların, kendine aşık olanların uzun süredir ağızlarından düşürmedikleri söz.
Ana odaklanmak gerisini unutmak,düşünmemek filan.
Pardon da ne zararı var geçmişin, geleceğin. insan üzülmeye, kaygılanmaya bu kadar mı tahammülsüz? Bu kadar mı canınız tatlı? Ne bu kendini bu kadar sevmek, bu kadar değer vermek kendine? 'Ana':bu kadar anlam yüklemek? Nihayetinde o da geçecek, dün olacak. Bir hatırası olacak öyle ya da böyle. Ve biz geri dönüp bakmayacakmıyız bir daha ona. Bunda kaçınılacak ne var? Sonuçta Anı yaşamak o anda olmak demektir. Bu da zaten pek emek istemez. iyi kötü yaşıyoruz.
o an ne ne düşünüyorsan söyle, ne istiyorsan yap! çünkü bir daha o anı tekrar yaşamayabilir insan...
Shakespeare şöyle diyor;
Yapmak istediğimiz şeyi, yapabilirken,
O anda yapmak gerekir.
Çünkü bu "yapabilirim" değişecektir.
Engellerle, ertelemelerle, aksaklıklarla karşılaşacaktır,
Keza diller, eller ve kazalarla.
Sonra elimizde kala kala "yapabilirdim" kalır...
Hayatımızın her anı,içinde bulunduğumuz şimdiye sadece bir an için aittir,daha sonra sonsuza dek geçmişe ait olacaktır. Her akşam bir gün daha fakirleşiriz. Eğer içinden kendimize her zaman yeni bir hayat ve yenilenmiş bir zaman çekebileceğimiz tükenmez bur sonsuzluk kuyusunun paydaşları olduğumuzu, en içe işlemiş şekilde, gizlice biliyor olmasaydık, sahip olduğumuz kısacık zamanın gitgide geri çekilmesinin görüntüsü karşısında muhtemelen zıvanadan çıkardık. Kuşkusuz ki, bu türden mülahazaların üzerine, en büyük bilgeliğin, şimdiki anın keyfini çıkarmak ve Bu keyfi hayatın amacı haline getirmek olduğu yolunda bir teori bina edebilirsiniz, Çünkü şimdiki an gerçek olan tek şeydir ve geri kalan Herşey ancak hayaldir. Öte yandan bu tür bir hayat tarzına en büyük Aptallık da diyebilirsiniz: Zira bir anda var olmayı kesen, bir rüya gibi tamamen yok olup giden bir şey, asla ciddi bir çabaya değmez.
Arthur Schopenhauer- Dünyanın Istırabı Üzerine/s.27-28.
Hayatın kıymetini anlayabilmek bize anın ve anı yaşamanın ne denli önemli olduğunu hatırlatır.
Her anın tek olduğunu fark edebilmek,
bizi gerçek anlamda çok da önemli olmayan kaygılardan kurtarırken, yaşamak istediklerimizi ertelemekten, ayrıca bitip tükenmek bilmeyen bir gelecek kaygısıyla hayatı sürdürme fikrinden vazgeçirir.
Kendinizi daha önce hissetmediğiniz kadar özgür hisseder,
her an sizi yiyip bitiren kuruntuların bir anda önemsizleştiğini fark edersiniz.
Anı yaşamak,
Her anı tek tek planlamak değil, gidilecek yönü belirlemektir.
Kafana her eseni yapmak ve geleceği hiç düşünmemek değil,
O an yaptığın şeyin anlamını kavrayabilmek,
tadını çıkarabilmek,
Taze çayınızı yudumlayıp kitabınızı okurken yarın ödeyeceğiniz faturayı düşünmek yerine kitaptaki hikayeye konsantre olup çayın tadını doya doya hissedebilmektir.