gençliğin bilinçsizlik konusunda ihtisas yaptığının kanıtı olan iki prototiptir. biri ülkesinde kan akarken, emre belözoğlunun yan bağlarının kopmasına ağlar, öbürü - tabiri caizse- anasının nikahından kalkar gelir, çanakkaleyi rock'n cook festivaline çevirir, dedesi 100 metre aşağıda yatarken, o çadırda muhtemelen o gruptan düşürdüğü bir hatunla sevişiyordur.
ya da bizim gençlik dağlıca baskını sırasında ölen onlarca masum çocuk yerine, bodrumda trafik kazası geçiren barış akarsuya ağlıyordur. üniversitenin gençlik kulübünde toplanıp, barış akarsu şarkıları yad ediyordur. ama şu şehitlere bir dua bir selam gönderelim demiyordur, çünkü bu ülkede akan şehit kanı normaldir çok da önemi yoktur, hep olan şeydir çünkü. ama bir barış akarsu bulunmaz ne de olsa, bu ülke için ölecek adam çokken, ölenlerin zerre değeri yoktur. velhasıl kelam bu ülke bitiktir, milli bilinçlerini yitiren bir topluma kurşun sıkmanız gerekmez ya da tankla tüfekle onun topraklarına girmeniz hiç farketmez, çünkü o kale çoktan düşmüştür. bitmiştir artık herşey.
selametin üzerimize olsun allahım. son söylenecek budur.
anzak gençliği bugün, 100 yıl önce dedelerinin sırf ingiliz emperyalizmi istediği için yurtlarından uzaklarda pisi pisine öldürüldüğünü biliyor.
ama türkiye gençliğinün solcu sosyalist kısmı dışında büyük kesimi geçtiğimiz gün 12 asker kardeşinin afganistan'da abd emperyalizmi için, nato çetesi için can verdiğini görmüyor, hesabını sormuyor.