antropomorfizm

entry18 galeri1
    18.
  1. 1. Kur'an'daki Antropomorfik Anlatımlar
    a. Temel Özellikler
    Kur'an’daki antropomorfik anlatımların çoğu, Allah’ın kudretini, egemenliğini ve insanlarla olan ilişkisini ifade etmek için kullanılır. Örnekler:

    “Rahmân Arş’a istiva etmiştir.” (Tâhâ, 20:5)
    “Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir.” (Fetih, 48:10)
    “Her şey yok olur, yalnızca Rabbinin yüzü kalır.” (Rahman, 55:27)
    b. Tenzih ve Mecaz Dengesi
    Kur'an, bu tür ifadelerin Allah’ın zatını değil, sıfatlarını açıklamak için kullanılan bir mecaz olduğunu açıkça ifade eder:

    “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur.” (Şûrâ, 42:11)
    Bu yaklaşım, antropomorfizmi reddetmeden, anlamını sınırlı bir dilsel araç olarak görür.
    c. islam Düşüncesinde Yorumu
    Selefî Yaklaşım: Literal anlamı kabul eder, ancak bila keyf ilkesiyle bu ifadelerin mahiyetini sorgulamaz.
    Eş’arî-Mâtürîdî Yorumu: Bu ifadelerin mecazi olduğunu ve Allah’ın yüceliğini insan anlayışına yakınlaştırmayı amaçladığını savunur.
    Sûfî Yorumlar: Antropomorfik ifadeler, insanın Tanrı ile mistik bir bağ kurmasının sembolleri olarak görülür.
    2. incil'deki Antropomorfik Anlatımlar
    a. Eski Ahit (Tevrat ve Zebur)
    Eski Ahit’te Tanrı sık sık insanî niteliklerle betimlenir:

    Tanrı’nın yürüyüşü: “Rüzgar serinlediğinde bahçede dolaşan Rab Tanrı'nın sesini işittiler.” (Tekvin, 3:8)
    Tanrı’nın öfkesi: “Rab büyük bir gazapla kızdı.” (Çıkış, 32:10)
    Tanrı’nın eli ve yüzü: “Rab Musa’ya, ‘Benim yüzümü göremezsin; çünkü beni gören yaşayamaz’ dedi.” (Çıkış, 33:20)
    Bu ifadeler, Tanrı’nın yaratılışla doğrudan ilişkisini vurgular ve O’nu insanın hayatına müdahil bir varlık olarak tasvir eder.

    b. Yeni Ahit
    Yeni Ahit’te antropomorfizm, isa Mesih’in beden almış Tanrı (logos) olarak sunulmasıyla daha ileri bir düzeye taşınır:

    “Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. Söz insan olup aramızda yaşadı.” (Yuhanna, 1:1, 14)
    Bu, Tanrı’nın insanî forma bürünmesini ifade eden bir “enkarnasyon” teolojisidir.
    c. Hristiyan Düşüncesinde Yorumu
    Patristik Dönem: Kilise Babaları, Eski Ahit’teki antropomorfizmin Tanrı’nın insanla olan ilişkisini açıklayan bir pedagojik araç olduğunu savundu.
    Ortaçağ Teolojisi: Thomas Aquinas gibi teologlar, antropomorfik ifadeleri Tanrı’nın zatını değil, fiillerini anlatan mecazlar olarak yorumladı.
    Modern Dönem: Antropomorfizm, Tanrı’nın insana yakınlığını vurgulayan bir dil olarak görülür, ancak literal anlamı reddedilir.

    Sonuç: iki Farklı Yaklaşım
    Kur'an: Allah’ın mutlak aşkınlığına vurgu yapar, ancak insan zihnine hitap etmek için mecazi bir dil kullanır. Bu, tevhid ilkesiyle uyumlu bir antropomorfizm yaklaşımıdır.
    incil: Özellikle Yeni Ahit’te, Tanrı’nın insanlaşması gibi daha somut ve fiziksel bir anlatım benimsenir. Bu, insanın Tanrı ile ilişkisinin daha doğrudan bir şekilde ifade edilmesini sağlar.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2389745/+
    0 ...
  2. 17.
  3. "Kur'an-ı Kerim’deki antropomorfik ifadeler, Allah’ın zatına dair bilgi verir mi, yoksa sadece insanın algısına hitap eden bir iletişim aracı mıdır?"

    Bu derin soruya yaklaşırken şu iki ana ekseni incelemek önemlidir:

    Antropomorfik ifadelerin anlamı
    Tevhid ilkesi çerçevesinde bunların yorumu
    1. Antropomorfik ifadelerin Doğası: Bilgi mi, iletişim mi?
    a. Bilgi Verme Perspektifi
    Antropomorfik ifadelerin, Allah’ın zatına dair doğrudan bilgi verdiğini söylemek Selefî düşünceye daha yakın bir duruştur. Örneğin:

    “Allah’ın eli” ifadesini literal anlamda ele alan Selefîler, Allah’ın bir "el"e sahip olduğunu kabul eder ancak bu elin mahiyetini sorgulamadan bırakır (bila keyf).
    Bu yaklaşım, Allah’ın insana benzer bir yanı olduğunu değil, Allah’ın zatını anlamamızda rehberlik edecek işaretler verdiğini iddia eder.
    Ancak burada bir sınır vardır: Bu bilgi insan aklının kavrayamayacağı bir alanın sınırlarında durur. Allah’ın zatı, insan idrakinin ötesinde olduğu için bu ifadeler, doğrudan bilgi yerine dolaylı bir anlatım olarak kalır.

    b. iletişim Perspektifi
    Eş’arî ve Mâtürîdî kelam geleneği, bu ifadelerin insanın Allah’ı anlamasını kolaylaştıran bir iletişim aracı olduğunu savunur. Örneğin:

    “Allah’ın eli”, insanın anladığı bir metafor olarak güç, kudret veya tasarruf anlamını taşır.
    Bu perspektifte antropomorfik ifadeler, Allah’ın insanla iletişim kurabilmesi için kullanılan dilsel bir araçtır.
    Kelamcılar, Allah’ın zatına dair kesin bilgi verilmediğini, çünkü bu tür ifadelerin asıl amacının Allah’ın sıfatlarını açıklamak olduğunu öne sürer.

    2. Tevhid ilkesi ile Uyum
    a. Allah’ın Benzersizliği (Tenzih)
    Kur'an’da Allah’ın benzersizliğini vurgulayan ayetler, antropomorfik ifadelerin zahiri anlamda anlaşılmasını sınırlar:

    “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur.” (Şûrâ, 42:11)
    Bu ayet, Allah’ın yaratılmışlara benzetilmesinin mümkün olmadığını açıkça ortaya koyar. Dolayısıyla, antropomorfik ifadelerin mecazi bir anlam taşıdığı görüşü ön plana çıkar.
    b. insan Algısına Hitap (Teşbih ve Mecaz)
    Allah, insan aklının sınırlı kapasitesine hitap edebilmek için, insanın aşina olduğu dil ve kavramlarla konuşur.

    Örneğin, “Rahmân Arş’a istiva etmiştir” ifadesi, Allah’ın yaratılış üzerindeki mutlak egemenliğini anlatır.
    Ancak bu ifade, Allah’ın fiziksel bir mekânda bulunduğu anlamına gelmez; aksine, insanın kavrayabileceği bir tasvir sunar.
    Sonuç: Dengeli Bir Yorum
    Bu ifadeler, Allah’ın zatına dair kesin bilgi vermekten ziyade, insan zihnine hitap eden bir dilsel strateji olarak görülmelidir. islam düşüncesinde, antropomorfik ifadelerin:

    Allah’ın sıfatlarına işaret eden metaforlar olduğu,
    Tevhid ilkesiyle uyumlu bir biçimde yorumlanması gerektiği genel kabul görmüştür.
    Bu nedenle, Kur'an’daki antropomorfik ifadeler daha çok bir iletişim aracı olarak değerlendirilmeli, Allah’ın zatını anlamak yerine O’nun sıfatlarının yüceliğini kavramaya rehberlik etmelidir.
    0 ...
  4. 16.
  5. "Farklı dinlerdeki antropomorfik anlatımlar, toplumsal yapıların şekillenmesinde nasıl bir rol oynamıştır?"

    1. Antropomorfizm ve Toplumun Dinle ilişkisi
    Antropomorfik anlatımlar, bireylerin ilahi olanı daha somut ve anlaşılır kılmalarına yardımcı olduğu gibi, bu bireysel algının toplumsal yapıya taşınmasına da aracılık eder. ilahi figürlerin insan özellikleriyle donatılması, toplumun:

    Dini Figürlere Yakınlık Hissi:
    insanlar, Tanrı’yı veya tanrıları insan gibi tahayyül ettiklerinde, bu varlıklarla bağ kurmayı daha kolay bulurlar. Bu durum, toplumun dini ritüellere ve ibadetlere katılımını artırır.

    Liderlik Modelleri:
    Antropomorfik özelliklere sahip tanrılar, ideal liderlik veya otorite modelleri oluşturabilir. Örneğin, Yunan mitolojisindeki Zeus’un adalet ve otorite sembolü olması, toplumun yöneticilere yüklediği sorumlulukları şekillendirmiştir.

    2. Antropomorfik Anlatımların Ahlaki ve Sosyal Normlar Üzerindeki Etkisi
    a. Ahlaki Normların Yerleşmesi
    Antropomorfik anlatımlar, toplumun etik değerlerini öğretmek ve yerleştirmek için güçlü bir araçtır.

    Yahudilikte Tanrı’nın insanî Tepkileri:
    Tanah’taki Tanrı tasvirleri, insanların ahlaki seçimler yaparken Tanrı’nın öfkesinden veya sevgisinden nasıl etkilenebileceğini gösterir. Örneğin, Musa’nın kavmi Altın Buzağı’ya taptığında Tanrı’nın öfkelenmesi, putperestliğe karşı güçlü bir ahlaki mesaj taşır.

    Hristiyanlıkta Sevgi ve Merhamet:
    isa’nın hem insan hem Tanrı olarak sunulması, toplumda sevgi, bağışlama ve fedakârlık gibi değerlerin teşvik edilmesine yol açmıştır.

    b. Sosyal Hiyerarşi ve Düzenin Meşrulaştırılması
    Antropomorfik tanrılar, sosyal hiyerarşi ve düzenin kutsal bir temele dayandırılmasına hizmet etmiştir.

    Hint Kast Sistemi:
    Hindu tanrılarının insan özellikleri taşıması ve bu tanrılarla ilişkilendirilen mitolojik anlatılar, kast sisteminin ilahi bir düzen olarak görülmesini sağlamıştır. Brahma’nın farklı vücut bölümlerinden insanların türediği miti, toplumsal sınıfları meşrulaştırır.

    Roma imparatorluğu:
    Roma mitolojisindeki antropomorfik tanrılar, imparatorun ilahi bir figür olarak algılanmasını kolaylaştırmış, böylece imparatorluk otoritesini güçlendirmiştir.

    3. Kolektif Kimlik ve Kültürel Kimliğin inşası
    Antropomorfik anlatımlar, toplulukların kendi kimliklerini tanımlamasında önemli bir rol oynar:

    Milli Kimlik ve Tanrılar:

    Yunan şehir devletlerinde, her şehir bir tanrı veya tanrıça ile özdeşleşmiştir. Örneğin, Athena’nın bilgeliği Atina’nın entelektüel kimliğini şekillendirmiştir.
    Bu tür antropomorfik anlatımlar, dini ve milli kimliği birleştirmiştir.
    Sanatsal ve Mimari Yansıma:
    Antropomorfik tanrıların betimlenmesi, toplumun estetik anlayışını ve mimariyi yönlendirmiştir. Yunan tapınaklarının tanrılara atfedilen özelliklerle tasarlanması, toplumsal birlikteliği artırmıştır.

    4. Antropomorfizmin Toplumsal Dinamiklere Etkisi
    a. Toplumda Dayanışma ve Çatışma
    Dayanışma: Ortak bir ilaha ya da insanlaştırılmış tanrıya inanmak, toplumda kolektif bir bağlılık duygusu yaratmıştır.
    Çatışma: Farklı antropomorfik tanrılara tapınan topluluklar arasında çatışma da kaçınılmaz olmuştur. Örneğin, antik Yunan’da farklı şehir devletlerinin tanrılarına olan sadakat, aralarındaki rekabeti artırmıştır.
    b. Dini ve Sosyal Reformlar
    Antropomorfizmin etkisiyle şekillenen toplumsal düzen, zamanla reformlara da zemin hazırlamıştır.

    islam’daki Tevhid Mesajı:
    Antropomorfik algılarla bezenmiş putperestliğe karşı gelen islam, bu düzeni yıkmış ve Tevhid’i (Allah’ın birliği) merkezine almıştır.
    Sonuç: Antropomorfizmin Toplumsal Rolü Üzerine Genel Bir Değerlendirme
    Antropomorfik anlatımlar, toplumların:

    Dini Bağlılıklarını Güçlendirme,
    Ahlaki ve Sosyal Normlarını Meşrulaştırma,
    Kültürel ve Kolektif Kimliklerini inşa Etme süreçlerinde merkezi bir rol oynamıştır.
    Bu tür anlatımlar, toplumların ihtiyaçlarına göre şekillenmiş ve zamanla evrilerek ilahi olanın insana yakınlaştırılmasını sağlamıştır. Ancak bu süreç, islam gibi dinlerde antropomorfizme karşı net bir mesafeyle Tevhid merkezli bir düzenle yer değiştirmiştir.
    0 ...
  6. 15.
  7. 1. Allah’ın Eli
    Ayette Geçişi:
    “Şüphesiz Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir.” (Fetih, 48:10)

    Analiz:

    Literal Anlam: Allah’ın insan eli gibi bir eli olduğunu düşünmek, teşbih (Allah’ı yaratıklara benzetmek) sayılır ve islam’da yasaktır.
    Mecazi Yorum: Bu ifade, Allah’ın kudretini ve iradesini temsil eder. Burada kullanılan “el”, insanın gücü ve yetkiyi ifade etmek için kullandığı bir sembolizm olarak değerlendirilebilir.
    Tefsir Perspektifleri:
    Selefîlik: "Allah’ın eli vardır; ancak bu el insanın eli gibi değildir. Bunun nasıl olduğunu yalnızca Allah bilir."
    Mutezile: Bu ayeti, “Allah’ın gücü onların üzerindedir” şeklinde yorumlayarak mecazi bir anlam verir.
    Ehl-i Sünnet: Allah’ın eli vardır, ancak onun keyfiyeti (nasıllığı) bilinemez.
    2. Allah’ın Yüzü
    Ayette Geçişi:
    “Nereye dönerseniz dönün, Allah’ın yüzü oradadır.” (Bakara, 2:115)

    Analiz:

    Literal Anlam: Allah’ın bir yüzü olduğu düşüncesi yine antropomorfik bir tasvir oluşturur.
    Mecazi Yorum: Burada geçen “yüz”, Allah’ın zâtını ya da yönünü değil, Allah’ın her yerdeki varlığını ve kudretini ifade eder.
    Tefsir Perspektifleri:
    Taberî: Bu ifadeyi, Allah’ın rahmeti ve himayesi olarak yorumlamıştır.
    Zemahşerî (Mu'tezilî): “Allah’ın yüzü” ifadesi, Allah’ın her yerde hazır ve nazır olduğunu mecazi olarak ifade eder.
    Bediüzzaman Said Nursî: “Allah’ın yüzü” ifadesini, her yerde görünen ilahi tecelliler ve Allah’ın yarattığı güzellikler olarak yorumlar.
    3. Allah’ın Arş Üzerinde Oturması
    Ayette Geçişi:
    “Rahmân arş üzerine istivâ etmiştir.” (Tâhâ, 20:5)

    Analiz:

    Literal Anlam: Allah’ın bir tahtta oturur gibi düşünülmesi, mekan ve cisim tasavvuru içerir. Ancak Allah mekan ve zamandan münezzehtir.
    Mecazi Yorum: “istivâ”, Allah’ın evren üzerinde mutlak hakimiyetini ve düzenleyici iradesini ifade eder.
    Tefsir Perspektifleri:
    Selefîlik: “istivâ” kelimesi olduğu gibi kabul edilir, ancak keyfiyeti bilinmez.
    Mutezile: Allah’ın arş üzerinde olması, O’nun otorite ve hâkimiyetinin bir sembolüdür.
    Fahruddin Razi: Allah’ın “istivâsı”, yaratılmışların anladığı şekilde değil, kendisine layık bir şekildedir.
    4. Allah’ın Gözleri
    Ayette Geçişi:
    “Gözlerimizin önünde akan gemiyi yükledik.” (Kamer, 54:14)

    Analiz:

    Literal Anlam: Allah’ın gözleri olduğunu düşünmek, teşbih anlamı taşır.
    Mecazi Yorum: Bu ifade, Allah’ın her şeyi gördüğünü ve hiçbir şeyin O’nun bilgisi dışında olmadığını belirtir.
    Tefsir Perspektifleri:
    Selefîlik: Allah’ın gözleri vardır; ancak bu, insan gözlerine benzemez.
    Mutezile: “Gözlerimiz” ifadesi, Allah’ın her şeyi gözetim altında tuttuğunu sembolize eder.
    Ehl-i Sünnet: Allah’ın “görme” sıfatı vardır, ancak bu görme, cismani bir organla değildir.

    Genel Değerlendirme
    Bu antropomorfik ifadeler, insan zihninin kavrayabileceği bir dil ile Allah’ın sınırsız kudretini ve sıfatlarını tanıtmayı hedefler. Kur'an'daki bu dil, bir yandan Allah’ın yüceliğini hissettirirken, diğer yandan insan ile Allah arasında bir bağ kurar.

    Tevhid Perspektifi: Tüm bu ifadeler, Allah’ın birliğini ve benzersizliğini vurgular. insan, bu ifadeleri anlama çabasında Tevhid bilinciyle hareket etmeli ve Allah’ı yaratıklara benzetmekten sakınmalıdır.
    0 ...
  8. 14.
  9. insan Biçimciliği (Antropomorfizm): Tanım ve Genel Çerçeve
    1. Tanım
    Antropomorfizm, Yunanca kökenli bir terim olup anthropos (insan) ve morphe (biçim) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Genel anlamıyla, insana özgü özelliklerin, davranışların veya biçimlerin insan dışındaki varlıklara, özellikle tanrılara veya doğa olaylarına atfedilmesini ifade eder.

    Teolojik bağlamda, antropomorfizm genellikle Tanrı'nın insan gibi düşünüldüğü, konuştuğu veya davrandığı ifadelerle ilişkilendirilir. Örneğin, Tanrı'nın “eli”, “gözü” veya “yüzü” olduğundan bahsedilmesi bu tür bir anlatımı içerir.

    2. Felsefi Perspektiften Antropomorfizm
    a. insan Anlayışının Merkezi Rolü

    insan, kendisini ve çevresini anlamlandırırken, kendi deneyimlerine ve varlık tasavvuruna dayanır. Bu yüzden insan zihni, Tanrı'yı veya doğaüstü varlıkları kavrarken, insanın bildiği kavram ve imgeleri kullanır.
    insanın sınırlı zihni, sonsuz olanı tasvir etmeye çalışırken, kendi varlık ve duyum sınırlarından kaçamaz.
    b. Kritik Yaklaşımlar

    David Hume: Antropomorfizmi, insan zihninin bir tür yanılgısı olarak görmüş ve Tanrı tasavvurlarının tamamen insan hayal gücünden kaynaklandığını savunmuştur.
    Immanuel Kant: insan aklının Tanrı’yı anlama çabasını eleştirmiş ve insan algısının
    metafizik gerçekliği kavrayamayacağını belirtmiştir.
    3. Teolojik Perspektiften Antropomorfizm

    a. ilahiyatın insanileştirilmesi

    ilahi olanın insana yakınlaştırılması, dinî teolojilerin temel özelliklerinden biridir. Antropomorfizm bu bağlamda, ilahi hakikati insanın anlayabileceği bir dilde ifade etmek için bir araç olarak kullanılır.
    Kur'an-ı Kerim’deki Örnekler:
    Allah’ın eli: “Allah’ın eli onların ellerinin üstündedir.” (Fetih, 48:10)
    Allah’ın yüzü: “Nereye dönerseniz dönün, Allah’ın yüzü oradadır.” (Bakara, 2:115)

    b. Teolojik Yaklaşımlar ve Tartışmalar

    Selefîlik: Antropomorfik ifadelerin zahirine inanır, ancak bu ifadeleri teşbih ve tahriften uzak tutar.

    Mutezile: Bu tür ifadeleri mecaz olarak yorumlar ve literal anlamlarını reddeder.

    Ehl-i Sünnet (Eş'arî ve Mâtürîdî): Sıfatları kabul eder, ancak keyfiyetini (nasıllığını) bilmediğimizi ifade eder.

    Tasavvuf: Antropomorfizmi sembolik olarak değerlendirir; Allah’ın isim ve sıfatları, insanda tecelli eder.

    4. Antropomorfizmin Fonksiyonları

    a. Anlatım ve iletişim Kolaylığı

    insan zihninin soyut kavramları algılamakta zorlanması nedeniyle, ilahi mesajın daha kolay anlaşılabilir hale gelmesi.
    Özellikle Kur'an’da, Allah’ın insanın hayatındaki merkezi rolünü vurgulamak için bu tür ifadelerin kullanılması.

    b. ibadet ve Yakınlık ilişkisi

    insan, antropomorfik ifadeler sayesinde Allah ile daha kişisel ve yakın bir ilişki kurabilir.
    Bu ifadeler, kulluk psikolojisi açısından, korku ve sevgi dengesi üzerinde etkili olur.
    0 ...
  10. 13.
  11. insana ait özelliklerin, insan olmayan varlıklara atfedilmesidir. varlıkları insan benzeri davranışlara veya düşünce süreçlerine sahip olarak hayal etmek, onlara insan benzeri isimler veya roller atamak da bu kavramın içine dahil edilebilir.
    0 ...
  12. 12.
  13. 11.
  14. Kerramiyye'nin -islâm tarihinin ilk dönemlerinde ortaya çıkan bir gruptur- "öncesiz varlık (kadîm), sonradan istenç sahibi olabilir" görüşü gibi.
    9 ...
  15. 10.
  16. 9.
  17. teizm eleştirisinde kullanılan bir kavram. insana has özelliklerin başka varlıklara atfedilmesine deniyor kabaca.

    teizmin " kişisel bir tanrı konseptinden" yola çıkılarak eleştiri yapılıyor. fakat burada aklıma takılan bir şey var. insan bilinci( kavrama yetisi demek istiyorum) ve dili belli bir sınırla çevrili. tanrının, bilinci ve dili sınırlı olan bir canlıya metafizik hakkında bilgi verirken bir takım metaforlar, imgeli anlatılar kullanması, insanın bir takım özelliklerinden örneklem yapması doğalmış gibi geliyor. zira bilinç ve dil yönünden sınırlanmış olan insana, metafiziği anlatmanın en iyi yolu ya direkt olarak göstermesidir yahut imgesel, benzetmeli bir dil kullanmasıdır.

    bu bağlamda tanrının öfkesi, sevmesi, hoşnut olması gibi inansı bir takım özelliklerin insanın sınırılı kapasitesinden dolayı anlatılmış örnekler olduğunu, tanrının ise bu tarz insancıl özellikleri aşkın olduğunu düşünüyorum.

    not: buradaki metafizikten kasıt felsefedeki metafizik değildir.
    1 ...
  18. 8.
  19. ramayana destanında öyküsü dillendirilen prens rama, kötücül tanrı vişnunun birbirinden bağımsız 9 avatarından yedincisidir. destanda rama, karısına atılan iftiradan aklanması için vişnu'nun bulunduğu gök katına çıkar ve kendi bedenine girmesini ister. vişnunun kabulünden sonra, vişnu prensin bedeninde yeryüzüne iner. onun refleksiyonu, manifestasyonu olur.
    1 ...
  20. 7.
  21. Allah'ı insan şeklinde düşünmek veya O'nun cisimde maddeleşmesi.
    0 ...
  22. 6.
  23. oha arkadaş, madem vikipedi'den copy-paste yapıyorsunuz entry girerken, önce bi' bakın bakalım sizden önce baska copy-paste yapan olmus mu? merak edip bakayım dedim nedir diye, entrylerin hepsi aynı lan nerdeyse.

    neyse tanımım odur ki; two and a half man'in bir bölümünde charlie tarafından duydugum ve insan özelliklerinin insan olmayan başka bir varlığa atfedilmesi anlamına gelen yunan kökenli kelime.
    2 ...
  24. 5.
  25. insansal niteliklerinin başka varlıklara, özellikle de tanrı'ya aktarılmasıdır.

    ilkel insanlarda başlayan bu tasarım, önce cansızları canlı saymakla başlamıştır. daha sonra, tanrılara, çeşitli mitolojilerde görüldüğü gibi, insan biçimi ve nitelikleri yakıştırılmıştır. bu anlayış, antikçağ yunanlılarında, homeros-hesiodos ikilisinin tanrıları insan biçiminde ve insan niteliğinde olarak düşünmeleriyle başlamıştır. homeros-hesiodos’un mitolojik tanrıları, insanlar gibi; sevişirler, düşünürler, kıskanırlar, acı çekerler ve birbirlerinin ayaklarını kaydırırlar. bu anlayışın nedeni, yunanlıların her şeyi canlı, devimli biçimli düşünme eğilimleridir ve ilkel canlıcılığın izlerini taşır. antropomorfizmin örnekleri ilahi dinlerde de görülür. örneğin hıristiyanlığın andians tarikatı, kutsal kitaptaki sözlerin gerçek anlamıyla anlaşılmasını önerir ve örneğin tanrının eli deyimini etki anlamında değil insanlardaki al anlamında anlar. müslümanlık ve yahudilik’ de bu örtülü bir biçimde gerçekleşmiştir.
    0 ...
  26. 4.
  27. insan niteliklerini başka bir varlığa, özellikle Tanrı'ya aktarılması.
    1 ...
  28. 3.
  29. insan niteliklerini başka bir varlığa, özellikle Tanrı''ya aktarılması.
    ilkel insanlarda başlayan bu tasarım, önce cansızları canlı saymakla başlamıştır. Daha sonra, tanrılara, çeşitli mitolojilerde görüldüğü gibi, insan biçimi ve nitelikleri yakıştırılmıştır. Bu anlayış, antikçağ Yunanlılarında, Homeros-Hesiodos ikilisinin tanrıları insan biçiminde ve insan niteliğinde olarak düşünmeleriyle başlamıştır. Homeros-Hesiodos''un mitolojik tanrıları, insanlar gibi; sevişirler, düşünürler, kıskanırlar, acı çekerler ve birbirlerinin ayaklarını kaydırırlar. Bu anlayışın nedeni, Yunanlıların her şeyi canlı, devimli biçimli düşünme eğilimleridir ve ilkel canlıcılığın izlerini taşır. Antropomorfizmin örnekleri ilahi dinlerde de görülür. Örneğin Hıristiyanlığın Andians tarikatı, kutsal kitaptaki sözlerin gerçek anlamıyla anlaşılmasını önerir ve örneğin tanrının eli deyimini etki anlamında değil insanlardaki al anlamında anlar. Müslümanlık ve Yahudilik'' de bu örtülü bir biçimde gerçekleşmiştir.
    2 ...
  30. 2.
  31. insan biçimcilik
    ilkel insanlarda başlayan bu tasarım, önce cansızları canlı saymakla başlamıştır. Daha sonra, tanrılara, çeşitli mitolojilerde görüldüğü gibi, insan biçimi ve nitelikleri yakıştırılmıştır. Bu anlayış, antikçağ Yunanlılarında, Homeros-Hesiodos ikilisinin tanrıları insan biçiminde ve insan niteliğinde olarak düşünmeleriyle başlamıştır. Homeros-Hesiodos'un mitolojik tanrıları, insanlar gibi; sevişirler, düşünürler, kıskanırlar, acı çekerler ve birbirlerinin ayaklarını kaydırırlar. Bu anlayışın nedeni, Yunanlıların her şeyi canlı, devimli biçimli düşünme eğilimleridir ve ilkel canlıcılığın izlerini taşır. Antropomorfizmin örnekleri ilahi dinlerde de görülür. Örneğin Hıristiyanlığın Andians tarikatı, kutsal kitaptaki sözlerin gerçek anlamıyla anlaşılmasını önerir ve örneğin tanrının eli deyimini etki anlamında değil insanlardaki al anlamında anlar.
    3 ...
  32. 1.
  33. yunanca kökenli bir kelime olup, insana ait özelliklerin başka bir varlığa[özellikle tanrıya] aktarılmasıdır.
    bu anlayış antikçağ Yunanlıları tarafından, tanrıları insan biçiminde ve insan niteliğinde olarak düşünmeleriyle başlamıştır ve tanrıların da insanlar gibi; düşündüklerini, kıskandıklarını ve acı çektikleri görüşü savunulmuştur.
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük