Savaş ve şiddet içeren her şeye karşı olan ülkemizde vicdani redçilerin ve bir çok gönülsüz askerin dahil olduğu askerliği vatan borcu olarak görmeyen akımdır. Bu akımın savunucularına göre askerlik bir zorunluluk değil askerlik bir duygu işidir ve bu duyguyu hissetmeyenin öldürmeye veya zarar vermeye zorlanması sadece caniliktir.
silahı ve benzer şiddet yaratıcı aletleri daima çözümsüzlük kabul etmiş akım. antimilitaristler, ülkelerindeki silahlı güçlere karşıtlıklarını da sürekli dile getirirler. anti militarizm türkiye'de yeteri yaygınlaşamasa da, vicdani ve total retçiler sayesinde arada sırada gözümüze ilişen kavramdır. gördükçe göresi geliyor insanın.
militarzim sözcüğünün türkçede tam anlamı üzerine çok az araştırma yapılmış olup, mevcut araştırmalara göre ordudaki kademeli sistemin ve tek tipleşmenin yanı sıra aile içindeki hegemonyada da, örgüt içi militanlaşmada da militarizmi tanımlayabiliriz. bu durumda antimilitarizm sözcüğünün tam anlamı her kurumda tek tipleşmeye ve as-üst ilişkisine karşı olmaktır.
türkiye'ye gelmesi ve halkımız tarafından tam olarak benimsenmesi 2050 yılı gibi gözüken akımdır. hala anketlerde en güvenilir kurum olarak ordunun çıkması bir güven işareti mi yoksa darbelerle bilinçaltına yerleşmiş korku dolu bir saygı mı bunu iyi anlamak gerekir.
"anti-militarizm esasta kapitalizm ve emperyalizme karşı güçlü bir eleştiri aracılığıyla ortaya konulmuş olan ve güce dayalı egemenlik sisteminin reddi anlamına gelen bir harekettir." *
türkiye mizin anti-militaristlerinin de dünyanın en büyük askeri gücüne sahip ve bunu kullanmaktan çekinmeyen abd ye tapınmaları ise traji komik bir durumdur.
yurtdışında hippi gruplarla karakterize olsa da, bu akımın türkiye'deki yansıması, "zorunlu askerlik kalksın, o olmazsa en azından bedelli çıksın.." diye kıçını yırtan asker kaçakları veya zengin bebelerinin ya da abilerinden, belletmenlerinden "ordu pis, ordu kaka." laflarını işitmiş sünepe bıyıklı çoluk çocuğun yarım akıllarıyla kıyıda, köşede bir şeyler gevelemesinden ibarettir.
zaten silah sanayinin global anlamda pastadan en büyük dilimi götürdüğü göz önüne alındığında, bu akımın etkisinin belli bir seviyenin üstüne asla çıkamayacağı kolayca anlaşılacaktır.
gereksiz bir polyannacılık olarak gördüğüm hareket. asker, ordu yanlısı bir vatandaş olarak bahsi geçen silahsızlanma hareketinin gerçekleşebilmesi için 2 yol olduğunu düşünüyorum:
1) dünyadaki bütün silahlı kuvvetlerin kaldırılması gerekmektedir. doğu'da çin ve hindistan, batı'da amerika ve avrupa ülkeleri, kuzey'de rusya, güney'de arap ülkeleri ölümüne silahlanırken bir ülkenin silahsızlanması intihar etmesi demektir.
2) dünyada tek bir ülkenin olması gerekiyor. örneğin; türkiye'yi ele alalım. türk silahlı kuvvetleri'ni dağıtman için dünya'da sadece türkiye'nin olması gerek. o zaman denir ki "biz niye ordu kuruyoruz ki, kiminle savaşacağız? dağıtalım orduyu herkes bir meslek erbabı olup o meslekte yükselsin, hayatını kazansın, refah seviyemiz artsın." ama dünya'da sadece türkiye yok, yukarıda bahsettiğim ülkeler ve orduları oldukça silahsızlanma bir ütopya olacaktır.
burada bir parantez açmak istiyorum; antimilitarizmi ordunun siyasete karışmasını önlemek olarak görenler var. kendileri haklılar fakat kullandıkları kelime yanlış olmuş. asker müdahalesinin olmadığı bir demokrasidir onların istedikleri, askerin olmaması değil. askerin varlığını istememektir antimilitarizm. söz gelimi; m.k. atatürk asker bir kişiydi, militaristti fakat siyasete karıştırmazdı askeri. hatta kendisi siyasete karıştığı için asker ve aydın çevrelerce kurulan ittihat ve terakki cemiyeti'nden uzaklaşmıştır. fakat türkiye'de askeri darbeleri öne sürerek 'demokrasi gelsin' maskesi altında askeriye düşmanlığı yapan işgüzar ve işbirlikçi bir zihniyet vardır. son derece zararlı olan bu kişilerin kim olduklarını siz tahmin ediyorsunuzdur.
Türkçe vikisi yok. zaten ona gerekte yok. ingilizce wikisi de bunu şöyle tanımlar *
----------------
Antimilitarism is a doctrine that opposes war, relying heavily on a critical theory of imperialism and was an explicit goal of the First and Second International. ...
----------------
Antimilitarizm savaş karşıtı bir doktrin olup yoğun olarak emperyalizmi eleştiren teoriye dayanmaktadır ve birince ve ikinci enternasyonelin açık bir hedefidir. ...
bu işe girişenler açısından nasıl etkiler yaratabilir ve asıl antimilitarizm nedir ona bakalım:
bir ülkenin ordularını tasfiye etmesi ile başlayan bir süreçtir bu. askeri harcamalarını eğitime, bilime ve sanata harcamayı vaad ederek, zorunlu askerlik baskısını ortadan kaldırarak, halkın daha az vergi ödeyeceğini söyleyerek yada bambaşka gerekçelerle halkı ikna ederek bu işe başlanır ki bu süreç literatürde de-militarizasyon olarak geçer. devam eden süreçlerde ülkede askerliğin ve askerin a'sından bile bahsedilmez. ordu vesaire tamamen ortadan kalkar.
diyelim ki lüksemburgsunuz ve yıl da 1978 felan. bu karar on numara beş yıldız karlı bir karardır. zaten toplam nüfusunuz ne kadardır ki çevrenizden gelebilecek tehditlere karşı koyabilecek bir ordu kurabilesiniz?
ama mesela türkiye iseniz ne olur?
mesela yunanistanın, suriye, iranın, ırakın felan hepsinin ordularını tasfiye etmeleri zorunludur. yok etmezlerse bu kıytırıkımsı ülkeler türkiye'nin bağımsızlığını toprak bütünlüğünü, iç işlerini dış işleri hiç takmazlar. türkiye höt dese askeri müdahaleye maruz kalır. adam gelir izmir benim der, ne yapacaN der. öteki gelir şu van'dan itibaren alıyorum aga zaten soyumuzu da kırdınız para felan ne varsa gönder bakim der. BERiKi hataya çöreklenir. ne canını ne malını ne de ırzını bu galiz tutumlara karşı koruyamazsın. bu kavruk topraklarda işler orman kanunlarına tabidir. abd gelip de hop bırakın türkiye'ye dokunmayın demez. karışmaz kimse...
evet antimilitarizm türkiye gibi etrafı bin yıllık hasımları ile dolu, son derece böyle istikrarsız, terörün cirit attığı, canı isteyenin devlet kurduğu bir bölgede yaşamaya çalışan bir ülkede bu iş tutmaz.
gel gelelim ne oluyor bu ülkede:
şimdi bu demilitarizasyon süreci başlamış görünüyor, hem de 1999 * yılından itibaren. nasıl olduğuna bir bakalım:
1. 1999 yılında yaşanan ekonomik krizin nedenleri araştırıldığında bir kısım ipten kazıktan kurtulmuş eski asker müsveddelerinin bankaları boşaltması sebep olarak görüldü. halk içinde askere karşı tiksinti ve hoşlanmama süreci başladı.
2. askeriyeye sızma fetöcüler, askeriyede kurtuluş savaşı, hatta onu bırakın osmanlı askeriyesi ki bu anlayış orta-asyadan yani kökenlerimizden gelmektedir, sistematiği, emir komuta zincirini, erkanı bozdu, bozmaya da devam ediyorlar.
3. ergenekon-balyoz davaları, bu davalar ile sivil müesses fetöcüler bu defa askeriye içerisinde diş geçiremedikleri bir kısım muvazzafları, onurlu subaylar onursuzlaştırdı. olanlar oldu, o adamlarda hem millete hem orduya küstü. ordu içinde fetö çok ciddi şekilde güçlendi. fetöye itaat etmeyenlerin huzuru mumla aradıkları bir ortama dönüştü ordugahımız.
4. son darbe girişimi tabi, öyle darbeyi aklamaya felan çalışmıyorum, ama darbe gecesi, üstünde kamuflaj mont giyen birini görse anasını sikecek hale gelen bir halk var ortada. bu kişilerin, ehli vicdana sormak lazım, o akşam askerlere edilenlerden sonra hiç orduya felan saygısı kaldı mı? bilinç altında asker, üniformasından şiltlerinden arındı ve 19 yaşında bıyıkları terlememiş süt bebesine dönüştü.
5. darbe sonrası fetöcülerle beraber alınan bir sürü pilot, muvazzaf asker, general. çok güçlü bir ordu düşünün bu ordudan adam çıkara çıkara bitiremiyorsunuz. biteremedikçe hınçla saldırmaya devam ediyorsunuz. türk silahlı kuvvetleri şuanda şamar oğlanı gibi, önlerine gelenin alınıp götürüldüğü bir gayya kuyusu hatta. şerefli bir türk bile bu mesleği seçtiğine bin pişman hale gelmiştir.
6. askeri eğitimin sivilleştirilmesi, kim ne derse desin bu durum, darbeciliği darbe zihniyetini ordudan çıkarmak için yapıldı ama mantığı kurmak çok güç. sivillerden adam toplayıp bunları ki lisede ilk okulda orta okulda felan ne gibi bir hayat yaşadığına bakılmaksızın asker yapacaksın. disiplinsiz bir bölük gördüğünde evlerine yollayan bir peygamberin ümmetiyiz. bin yılda binlerce savaşla bu toprakları yurt etmiş bir ecdadın torunlarıyız. bugün askeri olmayan liselerdeki çocuklara bir bakın. adam annesinden babasından çekinmiyor, komutanından mı çekinecek? bu işin bir ayağı tabi. bir de açıklayın, sivil üniversitede asker yetiştirdiğiniz de bunların darbe yapmayacaklarını nasıl anladınız?
neyse, ister ak partiye oy verin ister chp ye oy verin ne yaparsanız yapın, ama doğru ama yanlış, dış güçlerin amacı, ortadoğuda 250 devletçik kurmak isteyenlerin amacı türkiye ye operasyon yapacaklarında karşılarında tunus, libya, mısır gibi basireti tükenmiş bir ülke görmek. bunun içinde nasıl yaptıklarını tekniklerini anlayamadığım şekilde ülkemin askeri teşkilatını sürekli hedefe koyuyorlar.
şimdi dönün ve sıraladığım maddelerdeki olaylarda yaşandıkları gün itibarı ile TSK YA karşı nasıl bir tutum içine düştüğünüze bir bakın. sonra da pkk operasyonlarında şehit düşen askerlerin annelerinin feryatlarına.
18 yılda, ki benim gördüğüm bu, daha önceden de neler yapıldı allah bilir, ülkede tsk sürekli suçlu, genel kurmayı terörist, muvazzafı madur, askeri kemerle dövülüyor vs. bir gün geldiğinde herhangi bir ülke ile çıkar restleşmesine girdiğimizde sokaklara dökülen halkın gayzı, boşaltılan bankalar, tiksinti duygusu türkiyenin yaptırım gücü olmayacaktır.
BUGÜN ORDUSUNA SAHiP ÇIKMAYAN HALK, YARIN AYAKLARINDA ÇARIKLA YEDi DÜVELiN KARŞISINDA TEÇHiZATSIZ DURMAK ZORUNDA KALACAKTIR. TABi BiR ULU ÖNDER ÇIKARSA...
populist humanizm afyonunu yutmaktır, sığırlıktır, ahmaklıktır. dünyada ekonomik savaşlar verilirken dahi ordulara yatırımlar asla azalmaz. dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan hindistan' ın şu an bok çukuru kıvamında olmasının sebebi de gandhi denen puştun antimilitarist tavrıdır.
savaş çirkin birşeydir, ancak dünyadaki en çirkin şey değildir. uğruna savaşmaya değecek hiçbir şeyin olmadığını öne süren çürümüş ahlaki değerler sistemi savaştan çok daha kötüdür. uğruna savaşmak için hiçbir şeyi olmayan ve şahsi güvenliğinden daha önemli birşeyin olmadığını düşünen kişi zavallı bir yaratıktır ve kendisinden daha üstün olan insanların çabaları olmaz ise özgür kalmasının mümkünatı yoktur.