anti psikiyatri akimi

    1.
  1. isim babalığını david cooper'in yaptığı 1960 larda ortaya çıkmış olan yaklaşım.
    psikiyatrinin insanları "hasta" olarak görmesine , sınıflandırmasına ve ilaç kullanılmasına karşı çıkarlar. hümanist bir yaklaşımdır. amerikan psikiyatri derneğinin hazırladığı dsm-IV kriterlerini bilim diktası olarak nitelendirirler.
    4 ...
  2. 3.
  3. Anti-psikiyatri terimi, genel olarak psikiyatri ve psikanalizin Ortodoks biçimine karşı 1955 ile 1975 yılları arasında gelişen eleştirel hareketi ifade etmektedir. David Cooper tarafından belirli bir bağlamda ortaya atılmış olan terim, daha sonra anlam genişlemesine uğrayarak, Batı dünyasında hakim psikiyatrik anlayış ve kurumlara radikal bir politik karşı çıkma hareketi şeklinde yayılmıştır: ingiltere'de David Cooper ve Ronald Laing, ABD'de Thomas Szasz ve Gregory Bateson (Palo Alto Ekolü), italya'da Franco Basaglio, vb. Michel Foucault ve Gilles Deleuze de Fransa'da anti-psikiyatrik karşı çıkışın farklı bir versiyonunu ortaya koymuşlardır.

    Anti-psikiyatri, bir bakıma kurumsal psikoterapinin mantıksal devamı olmuştur (Roudinesco ve Plon, 1997): Zira kurumsal çerçevedeki psikolojik tedavi, kötü durumdaki akıl hastanelerinin reformu ve terapi personeli ile hasta ilişkilerinin iyileştirilmesine çaba harcarken, anti-psikiyatri, akıl hastanesinin ve ruh hastası kavramının ortadan kalkmasını savunmuştur.

    Roudinesco ve Plon'un belirttiğine göre, anti-psikiyatri akımı Mary Barnes isimli bir hemşirenin serüvenini bayrak edinmiştir. Tedavisi imkansız bir şizofreni teşhisiyle 40 yaşlarındayken Kingsley Hail hastanesine kapatılan Mary Barnes, orada 5 yıl boyunca kaldıktan sonra (bir bakıma sembolik olarak öldükten sonra), 'yeniden doğmuş', ressam olmuş ve kendi 'cehenneme yolculuk' ya da serüveninin kitabını yazmıştır.

    Cooper daha sonra (1967) anti-psikiyatriyi bir ütopya olarak da konumlamaya ve ezilmiş halkların kurtuluş hareketi çerçevesine oturtmaya çalışmıştır: Komün hareketi sırasında "Ezenlerin saatine son; ezilenlerin saati geldi" tarzı sloganlarla duvar saatlerine ateş eden göstericileri saygıyla anmıştır. Anti-psikiyatri hareketi kısa sürmesine karşılık son derece etkili olmuştur.

    kaynak: http://www.psikolojisayfam.com
    2 ...
  4. 2.
  5. geleneksel psikiyatrinin savlarını eleştiren, 1960 larda ingiltere de dogan akım.
    0 ...
  6. 5.
  7. ruhla ilgili olduğu kabul edilen bilimsel bir alanın ruhu tekdüze ve toplum normlarına ve evrensel kriterlere göre sınıflayarak birilerini kategorize etmek çabasını kabullenmemektir. bazı kişilerce rahmetli aysel gürel deliydi. evinin basına yansıyan pisliği tuhaf giyim tarzı anormal ilişkileri açısından benim kişisel normlarım açısındanda zevksiz biriydi ama kimsenin yazamayacağı kadar güzel şarkı sözlerinin yazarı olmayı başarmıştı. salvador dali birçok meslektaşı tarafından deli olarak nitelendirilirdi. akademiye başlamış yarısında okuldan atılmıştı yanılmıyorsam. onun döneminde akademide okuyup salvador dalinin aksine mezun olan ve salvador daliyi deli bulan ressamlar kimlerdi peki? kaçının ismi salvador dali gibi ölümsüzleşti?
    canilik elbette önlenmeli ama topluma faydalı farklılıklar işte bunlar farklı olanları özel yapanlar aslında.
    0 ...
  8. 6.
  9. Arkadaşlar! Piskiyatri diğer tıp yaklaşımları gibi bilimsel yaklaşmaya çalışır.Fakat ruhun mahiyeti insanlığa bildirilmemiştir allah tarafından önce bunu kabul edelim.Psikiyatri bilimsel olaylara yaklaştığı için bu ruhsal sorunları tedavide aciz kalıyor.Cünkü bu sorunlar bir kanser gibi tahlille sonuç alınan sorunlar değildir.Belki sinir sistemini etkiliyor.Ama ilaçlarla yanlızca sinir sistemini bloke edip geçici rahatlık sağlanıyor.şuan bir psikiyatrist yılarca tedavi edemediği soruna kronik diyip ömür boyu ilaç öneriyor.Biz tedavi yöntemini bilmiyoruz diyemiyor.Bu aids gibi çaresi yok diyemiyor.cünkü ilaç satmakta işlerine geliyor.Aslında bu sorunlar araştırıldığında bağzı sorunlarda internette tvde filan yapılan subniminal telkinlerle besleniyor ve çıkmaza sokuluyor.Aslında ruhun sorununu ilaçla cözümü yok osmanlıda bu sorunlara su terapısı muzik terapısı uygylanıyor.
    0 ...
  10. 4.
  11. sagopa kajmerin romantizma albümünün terapisinde "beni bırakın kendi halime" diyerek, bilerek veya bilmeyerek atıfta bulunduğu akımdır...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük