antalya otelleri

entry3 galeri0
    1.
  1. 2.
  2. herşey dahil tatile gideceklere duyurulur. aşağıdaki gönderi facebookda ki bir ablamızdan alınmıştır.

    Oda + kahvaltı olanına gitmek lazım. HERŞEY DAHiL OTELLERDE ÇALIŞAN BiR AŞÇININ
    iTiRAFLARI
    ' ' Eğer her şey dahil sistemin uygulandığı bir otelde
    tatil yapacaksanız kulak kabartınız. Aşağıdakileri
    peşinen kabul etmiş oluyorsunuz.
    Kırmızı et olarak genelde hindi eti kullanırız. Bu da yapısı gereği fazla süner. Ne kadar pişirirseniz
    pişirin elastiki bir yapısı vardır. Müşteriler genellikle
    çok az pişmesinden şikayetçidir.
    Balık olarak Alabalık ya da Kuzu Balığı vardır. Kuzu
    Balığı da tercihen tuzda pişmiş olarak verilir. Aslında
    tükettiğiniz şey, köpekbalığıdır. Ben hiç kuzu balığı pişirdiğimizi hatırlamıyorum. Tuzda pişirmemizin
    nedeni, lezzet farklılığını ortadan kaldırmaktır.
    Donmuş balıklarda genelde Sudak ve Kalamar
    kullanılır. Ahtapot, Ege Bölgesi' nde daha yoğundur.
    Tabii ki bunları biraya bastırıyoruz.
    Bir gün akşam büfesinde kalan 50 - 60 kg. eti, tabii ki çöpe atmıyoruz. Bu, müsrifliktir. Stajyerlere sosu
    yıkatıyoruz ve başka bir sos ile bağlayarak ertesi
    gün büfeye sunuyoruz. Örneğin Demiglace sos ile
    pişmiş bir yemeğin etlerini alıp Hollandez sos ile
    tekrar büfeye sunuyoruz. Ama Hollandez sos öyle
    kolay değildir. Emeğe saygı lütfen... Pastane bölümü... Hani bir pastaneye gittiğinizde
    vitrindeki o devasa boyuttaki tatlıları
    gördüğünüzde ve fiyatını sorduğunuzda içinizi
    tuhaf bir sevinç kaplar ya... Eve gittiğinizde
    tüketirsiniz, tadı da çok lezzetlidir ya hani...
    Ya da her şey dahil sistemini uygulayan bir otele gittiğinizde büfede devasa boyutlarda, krem şanti
    ile kaplanmış yaş pasta tarzında pastalar karşılar ya
    sizi. Kime sorsanız ismini bilmediği, herkesin
    birbirinin yüzüne aval aval baktığı, maşa ile
    tabağınıza koyarken stajyer çocukların
    kikirdeyerek sizi izledikleri pastalar vardır ya hani... Evet evet onlar işte, doğru bildiniz. Biz onlara
    '' DOYURAN '' deriz.
    Bir akşam önceden kalan artıkları çocuklar büfeden
    toplar, pastanedeki demi chef' ler bu tatlıları bir
    güzel yoğurur ve akabinde üzerine pralin, damla
    drop, çırpılmış krema, en sonunda da meyve aromalı krem şanti ekleyerek tekrar büfeye
    gönderirler.
    Bu durumdan müşteriler şikayetçi değildir çünkü ilk
    önce biten pastamız bu Doyuran'dır. Hatta takviyesi
    olmadığından mütevellit, bazı müşteriler şikayet
    ederler alamadıkları için. Pastanelerde bu olay biraz daha hijyeniktir. Eğer
    sahibi çok iğrenç bir adam değilse sadece vitrindeki
    pastaları kullanır.
    Kasaphanede işler, bütün gelen parçalara bakar.
    Genelde köftelerde dana döş ve gerdan kullanılır.
    Eğer menüde Adana Kebap ya da Urfa Kebap var ise yemeyiniz. Tekrar söylüyorum, her şey dahil
    sistemin olduğu bir otelde Adana Kebap yemeyiniz.
    Elinizi bile sürmeyiniz.
    Soğuk bölümünde ise işler çığrından çıkmıştır.
    Genel olarak, yapılan portör muayenelerinde gaita
    oranı çok yüksektir. Bunun nedeni, mutfak personelinin hijyeninin yanı sıra mayonez içerikli
    yiyeceklerin bu bakterilerin gereğinden fazla
    üremesini sağlamalarıdır. 2000 kişilik bir otelde
    yapılan rus salatasını, aşçıların elleriyle
    harmanlamadığını düşünmez birazcık saflıktır.
    Eğer Türk Gecesi var ise ve menüde çiğ köfte de mevcutsa hemen koşa koşa gidip atlamayın. Önce
    bir düşünün. 1 kg. çiğ köfte 2 saatte yapılıyor.
    Orada bulunan çiğ köfte en az 20 kg. ' dır. Eğer tam
    kıvamında olduğunu düşünüyorsanız işler
    sandığınızdan daha kötüdür. Stajyerler ayaklarına
    poşet giyer ve büyükçe bir kazanın içinde bir güzel yoğururlar. Kıvamı mükemmel oluyor ama tadını
    bilmiyorum. Müşteriler iyi olduğunu söylüyor.
    Bütün bunlara karşın büfede hiçbir masraftan
    kaçınılmaz. Müşterileri aldatmak için bol bol karpuz
    ve kabak dekoru yaparız. Bir gün saydığımda
    büfede 20 çeşit yemek olmasına rağmen 50' ye yakın dekor vardı. Önce gözünüzü doyurmak
    nedir, bunu çok iyi biliriz.
    Patates içeren yemekler bol kalorilidir ve tokluk
    hissi verirler. Çalıştığım mutfakta en az üç kişiyi
    patates çuvalının başına dikerim. Sabahtan akşama
    kadar patates soydururum. Bir öğünde en az üç yemeğim patates içeriklidir, siz fark etmezsiniz de
    patates gördüğünüzde saldırıyorsunuz. içgüdüsel
    bir şey galiba...
    2000 kişilik bir otelde, sıcak büfede en az 20 kişi
    çalışması gerekir. Akşamları yemek yediğiniz
    büfenin önünde bekleyen aşçıların sayısı 4' ü geçmiyorsa ve kılık kıyafetleri temiz ama düzensizse
    orada işler pek iyi gitmiyor demektir. Ben,
    mesleğimi saklayarak hemen muhabbete girerim ve
    sıcak bölümünün yemeklerinin diğer bölümlerden
    iyi olduğunu söylerim, çok yorulduklarını tahmin
    ettiğimden bahsederim. Hemen kaç kişi yapar, nasıl yapar, maaş durumu nedir dökülürler. Bu şekilde
    otel değiştirdiğim çok olmuştur.
    Mümkün olduğunca şov olarak tabir edilen, o anda
    hazırlanan yemekleri tercih edin. Sıra
    bekliyorsunuz, biliyorum. Lezzetsiz ama hijyeniktir.
    Pasta tüketecekseniz dilimlenmiş yaş pastalara ağırlık vermeyiniz. Detayına girmeyeceğim, başım
    belaya girebilir. "
    0 ...
  3. 3.
  4. Antalya otelleri öyle az buz bir sayfaya sığacak kadar az değil, yüzlerce, hatta binlerce otel var. Hatta Antalya'daki her şey dahil otel sayısı, ispanya'da ülke genelindeki tüm her şey dahil otel sayısından daha fazlaymış. iyi mi kötü mü sorgulamak lazım. Kaynak: Antalya otelleri. Daha detay bilgi ve otellerin hemen hepsi için: http://antalya.neredekal.com/otelleri/
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük