az daha Antalya'ya gidiyordum, kaldırmış bekliyormuş şerefsiz. ucuz kurtulduk...
Antalya'da bir büfe işletmecisi nar suyu için 1200 TL alınca turist şikayetçi oldu. Bölgeye gelen polisler alınan fazla paranın turist kadına iade edilmesini sağladı.
(bkz: Manyak olmaya karar verdim) bir kaç gün önce nar suyu istedim, adam markette satılan pakette olan nar suyunu sulahiye doldurmuş, buz dolabına koymuş. Baktım ondan dolduruyor. Ben “taze nar suyu istedim” dedim. “Nar’ı şimdi nerden buluyum, mevsimi değil” dedi.
“Eee o zaman mevsimi olan meyvenin suyunu sat, gerizekalı” dedim.
Üçkağıtcı çok. Bu yıl bir sürü tanıdığım başka ülke’lere gitti tatile, bu üçkağıtcılar yüzünden. Cidden çok yazık.
bu insanlardan alışveriş yapmak vatan hainliği. bu vatanı seven bu ülkede bunlardan alışveriş yapmaz.
bunlardan mal ala ala, milliyetçilik diye diye, paramız yurt içinde kalsın saçmalığıyla bu hırsız, uğursuz, sahtekar, dolandırıcıları besleye besleye; türk milliteninin adını sahtekar, dolandırıcı, ahlakız insanlara çıkarıyoruz.
yetmiyor namusu ile iş yapan iş ahlakı olan insanları da karalıyorsunuz.
bunlara para kazandırmak yerine yunana para kazandırırım. hiç olmazsa milletime hırsız namussuz demezler.
unutmadan...
bu ülkede sahtekarlık, dolandırıcılık, hırsızlık, haksız kazanç (bir bardak nar suyunu 1.200 liraya satan büfe bunu herkese yapmıyorsa, bir bardak nar suyunun 1.200 lira olduğuna dair böyle bir fiyat tarifesi asılı değilse, ticaret ve ceza kanununa göre bu suçları işlemiş olur) vergi kaçakçılığı (bu namussuz büfeci 1 bardak nar suyu 1.200 lira diye fiş kesmiş mi?) tüm bunlar türkiye cumhuriyetinde suç değilmiş.
öyle ya...
kısaca hırsızlık diyeceğimiz (insanın cebinden parasını, devletin hazinesine girecek parasını çalan) yapılan eylem suç olsaydı bunu yapan namussuz büfeci kelepçelenerek göz altına alınır, paralar (büfecinin üzerinden çıkan tüm paralar parmak izleri alınması için kadına iade edilmez suç delili olarak el konulur) bu fiyata satış yapılan kimler var, bu büfenin-tezgahın cirosu ne, bağlı bulunduğu iş kolu şirket firma veya bireysel bir işletme (kiralama ise) ne vergi vermiş vs araştırılırdı.
polisler vergi dairesini arar yardım ister olay hakkında iletişime geçerdi.
polisin ve vergi müfettişlerinin bu ülkede bu yapılan namussuzluğa, cezai müeyyide gerektiren fiillere dair bir eylemini görmedik.
demek ki bunlar suç değil. suça eyleme karşı kolluk kuvveti kanun uygulayıcılarının - denetçilerinin (polis, zabıta, vergi-maliye görevlisi) davranışlarına bakarak, haberlerde sıradan vaka, uyanıklarla kerizler arasında mesele, parası olanları ilgilendiren konu yaklaşımı olağan vakalar durumu yaşandığı için her halde bunlar artık suç değil demek aşırı bir yorum olmaz.
benim kanıma dokunan ise...
bu namussuz dolandırıcı hırsız büfecinin göğsünde olan Türk bayrağı...
o bayrağın kıymetini ve temsil ettiği değeri bilen bir tane insan polis yok mu orada kardeşim?
tamam, bu namussuzun yaptığı suça sıradan vaka gibi yaklaşıp bir de tavsiye veriyorsunuz; sorun değil buna da eyvallah ama bari bu namussuza "o bayrağı göğsünden çıkar, bu milleti rezil etme utanmaz" deyin be!
ne allah korkusu, ne kuldan utanma kalmış insanların çıkıp vatan millet din iman edebiyatı show yapmalarına artık kusacağım geliyor.
sorunumuz ekonomi değil.
sorunumuz işletme değil.
sorunumuz yasa kanun hukuk hiç değil.
hele ki siyasetçiler politikacılar hiç değil.
en mükemmel yasaları da yapsanız bu yasalara göre yaşayan insanlarla bu yasaların uygulanmasında rol alan insanların etik ve ahlak değerlerinde yaşanan erozyon en büyük ve tek sorunumuz.
toplumların yüzlerce yıl, 2-3 kuşak sürecek bir dejenerasyon - negatif dönüşümü biz 25 yılda yaşadık. bu ani çöküşle insan potansiyelimizi ve tüm kutsallarımızı değersizleştirdik.
toplum olarak yaşadığımız çöküşün farkındaydık ve bu çöküşün vicdan azabından kurtulmak için insanların en önemli psikomotor davranışı diyeceğimiz psikolojik savunma mekanizmasını devreye sokup tercihli bir cehalete dalıp tüm bu rezaletleri sıradanlaştırdık.
canım onlar da bunu yaptı - yapıyor demek gibi. zaman böyle demek gibi, hak yemeyi uyanıklık ve başkasına olunca oh olsun demek, bana ne yaklaşımı, parası olan düşünsün, sigara içki zammına "sağlığa zararlı - günah nasıl olsa içmeyin" demek, 1 araba kendine 2 araba devlete alana "bu kadar para veriyorsa devlete de versin, paası var nasıl olsa" yaklaşımı vs vs örnekler.
kimse yasaya uygun ama ya etik değerler, ya ahlaki değerlere uygun mu diye sormadı.
kanuni olabilir ama adaletli mi demedi.
geldiğimiz nokta...
çöküş.
ne yaparsanız yapın o büfede olan insana ne ahlak ne etik ne kul hakkı ne utanma duygusu ne de hukukun değerini anlatamazsınız ve öğretmezsiniz.
Bu alçaklara para kazandıracağıma Yunanistan'a mermi kazandırırım daha iyi. Polisler de gelip tezgahı başına yıkmıyor bu namussuzun. Bu demektir ki bu seferlik olmadı ama bir dahaki sefere 1200 ü yine indirecek cebe. Bunlar kendi milletine zarar veren en aşağılık en namert düşmandır. Türk milletinin şerefini 1200 liralık etti.
o namussuz bunu avrupa'da yapsa veya amerika'da yapsa polis, maliye müfettişleri o büfeyi yıkmaz ama kapatır.
o büfeye oradan 1.200 lira para verip veya fahiş fiyata meyve suyu vb ürün alanların emniyete veya savcılığa gelip ifade vermesine dair yazı asar.
etraflıca araştırma yaparlar.
bunu yapan çalışan veya büfe sahibini öyle bir hale getirirler ki " yoldan gelen geçeni öldüren seri katil olsaydık" diye büfe sahibini çalışanı isyan eder durumda pişman ederler.
geriye dönük öyle mali cezalar keserler ki paraları malları olmasa bile ölene kadar bu cezayı 3-5 lira bile olsa ölene kadar ödetirler.
devlet yargı erki öyle yaptırım uygular ki bu insanlar bir daha böyle tatil yerlerinde büfe vs işletme almayı, dükkan sahibi olmayı bırakın simit bile sattırmazlar.
bizde polis ne yapıyor?
ver kadının 1.200 lirasını diyor. kadına ver 100-200 lira nar suyu parasını diyor, işlem tamam.
biri cebimden paramı çalarken yakalasa ver adamın parasını, bir daha yapma yoksa elini cıs yaparım mı diyecek?
haberi olmadan birinin cebinden para çalmakla 100 veya 200 liralık bir nar suyunu 1.200 liraya satmak arasında ne fark var?
üstelik fiyat tarifi de yok göründüğü kadar. bu ülke "kör tuttuğunu öper" ülkesi değil, hukumuz da "yapanın yanına kar kalır" hukuku değil.
kafayı yiyeceğim ya...
tartışılan şeye bak, bu ülkede insanları soymak, haksız kazanç, dolandırıcılık, sahtekarlık, hırsızlık ne zaman suç olmaktan çıktı?
maliye bakanı bu ülkede ne iş yapar?
para kaynak diye ağlayan maliye bakanı kör de değil sağır da değil, bunları görmüyor mu?
bunlar devlete ne kadar vergi veriyor?
bizi düşünmüyorsunuz bari idare ettiğiniz devleti ve aldığınız maaşları ve yaşadığınız lükslerin gelirini hazineyi düşünün.
ama onlarda haklı, insanlarımızın seviyesi böyle konuların ne kadar önemli olduğunu algılamaya yetmiyor.
yeterli kamuoyu tepkisi de oluşmayınca bu hırsızlara yapılan şey anaokulunda 5 yaşında çocukların arasında geçen oyuncağını habersiz almada çocuklara yapılan verilen uyarı seviyesinde oluyor.
Konyaaltı Sahili Beach Park'ta meyve suyu, dondurma satışı yapılan işletmeye para cezası kesilmiş.
yine açıklama dedim oldu mantığıyla yapılmış.
şikayet üzerine ticaret il müdürlüğü ve belediye zahmet ederek denetleme yapmış. fiyat etiketi vs yokmuş.
ille de şikayet mi etmek lazım?
yok yani, insanlarımız malum...
bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye insanlığa sığmayan atasözümüz var.
devlet denen yapının asli görevi denetim değil mi? olay sosyal medyada yayınlanmasa infial olmasa bu namussuzlar hala milleti soyuyor olurdu. ya şikayet olmasa... elin gavuruna ne kadar teşekkür etsek azdır.
atın beni vatandaşlıktan, benim gibi dini imanı olan yerine bu şikayet eden elin gavurunu vatandaş yapın. yapın da sorumluluk öğrenin.
kaç lira ceza neden kesilmiş bilinmiyor. neden ceza kesilmiş bilinmiyor.
büfe kaldırılmış, neden kaldırılmış bilinmiyor.
bilinse büfenin yaptığı sadece para cezası değil de hapis cezası da gerektiren eylem. biri çıkar sadece bu kadar mı der?
birgün olsun il ticaret müdürlüğü, belediye, mali polis, maliye-vergi çalışanları turist gibi davranarak insanları soyan, kandıran, dolandıran, haksız kazanç elde eden, vergisiz ticaret yapan, vergi kaçıran (bu büfenin yaptıkları) hepsi para cezası yanında hapis cezası da gerektiren ceza kanununa göre suç olan eylemlerde bulunan bu işletmeleri bir denetleyin kardeşim!
facebook, youtube, x, instagram vs olmasa insanlar bu suçları bizi idare edenlerin kulağına gözüne yaşadığımız rezaleti sokamayacak.
bu ülkede görevini yapan bir kurum yok mu kardeşim?
ille de yolda bir elektrik akımına kapılıp ölmemiz mi gerekiyor?
iş cinayetine kurban mı gitmemiz gerekiyor?
canımıza malımıza bir zarar mı gelmesi gerekiyor?
devlet denen organizasyonda yürütme yasama yargı neden görevini yapmıyor?
sorumsuz sorumlular ülkesinde halka örnek olması gereken idareciler kurumlardır. çocuğun büyüme çağında anne baba çevreyi örnek alması gibi halk da idarecilerini örnek alır.
yahu bizim millete müstehak bunlar. kimsenin gıkı çıkmıyor. herkes kendine müslüman. 10 kişi bile şikayet etmez. korkak millet. kötülüğü söylemeye bile korkuyor. ödlek..
halbuki namussuzluğu dile getirmezsen namussuzlar piyası satın alırlar. azıcık tepkiniz olsun be. susmayın be konuşunnnn. namussuz heriflere piyası bırakmayın be. iki çift laf ediverin be ölmezsiniz...
gitmeyin abicim, sizi alenen s....kmeye kalkan yerlere gitmeyin. almayın. baktın uçuyor, alma, aç gebersin pezevenk...
