zamanında "ermeni soykırımını tanımazsanız resmi sitelerinizi etkisiz hale getireceğiz" diyerek türkiye'yi tehdit eden, tubitak'ın sistemine sızıp türkiye'nin kendi yazılımını geliştirmesine engel olan ve ihaleyi abd'ye bıraktıran bunun sonucunda da türkiye'yi milyon dolarlık zarara sokan, gizli bilgileri çekip abd istihbaratına satan anonim gruptur. http://haber.kamudunyasi....irlarini-Caldi-34099i.cgi http://www.turkiyegazetes...erdetay.aspx?newsid=11535
hacker grubu.
ya arkadaş, birinin bunlara söylemesi lazım. bizim diyanetle işimiz yok.
bize bilgi getirin aq. ikna edin akp koyunlarını. diyanet sitelerini hacklemek de ne ola?
"benim gördüğümü sende görüyor musun?
dünyada 7 milyar insan görüyorum.
hergün 30.000 çocuğun açlıktan öldüğünü görüyorum.
yarı çıplak süper modellerin kendilerini sömürttüğünü ve ruhlarını sattıklarını görüyorum.
bir milyon poundluk yiyeceğin çöpe atıldığını görüyorum hergün.
insanlık dışı ve hassasiyetini kaybetmiş televizyon şovları ve filmler görüyorum.
para,güç ve mülkiyet için soğukkkanlılıkla işlenen cinayetler görüyorum.
100.000 yıllık zehri seyreltilmiş uranyum görüyorum.
dünyanın can damarı,petrolün ölümüne tüketildiğini görüyorum.
4 milyar kişinin hayal dünyasında yaşadığını görüyorum.
bireysel kar için kurumsal suçların gözardı edildiğini görüyorum.
askeri komplekslerin dünya çapında soykırım yaptıklarını görüyorum.
her sene 4 milyar poundluk toksikkirlenme görüyorum.
benim gördüğümü sizde görüyormusunuz?
ilaç sektörünün yaşaması için insan eliyle yapılmış hastalıklar görüyorum.
uyumsuzluk,karışıklık ölüm ve aldatmaca görüyorum.
hersene 2 milyar mükemmel çalışan telefonların çöpe atıldığını görüyorum.
özel küresel bankacılık kartelinin kitleleri kontrol amaçlı para birimleri bastıklarını görüyorum.
alınan amerikan vergilerinin yüzde ellisinin askeriyeye harcandığını görüyorum.
dünyayı yüzde 51'i özel şirketlerin sahip olup işlettiğini görüyorum.
devletin özel şirketlerin ayakkabılarını parlattıklarını görüyorum. ( yağlama)
büyük kurumsal bir sömürü ve dünya kaynaklarının harcanmasını görüyorum.
flüorid ile son hız kirlenen ve azalan su kaynaklarını görüyorum.
şirketlere ait reklamların dünyaya hergün birdolu yalan söylediğini görüyorum.
denizlerin ve okyanusların tecavüze uğradığını,gereksiz tüketim ve kar için yok edildiğini görüyorum.
var olan gerçek ormanların yüzde 80'inin yok olduğunu görüyorum.
insanların sadece malzeme tüketimine dayalı sistemde yaşadığını,bunu bilmeden,yönetemeden,özgürlük olmadan yaptığını görüyorum.
100.000 kimyasal zehrin organik bileşiklerle zehirli yiyeceklere dönüştürüldüğünü,ürün ve mal olarak sunulduğunu görüyorum.
küçücük çocukların elmas madenlerinde çalışmayı reddettiklerinde ellerinin parmaklarının kesildiğini görüyorum.
nüfusun sadece yüzde birinin kişisel kazanç için diğer kalan yüzde 99unu sömürdüğünü görüyorum.
dünya ekonomik sisteminin terkedilmesi gerektiğinden başka çözümü olmadığını görüyorum.
gerçeğe aldırmayabilirsin ancak,gerçeğin getireceği sonuçları göz ardı edemezsin"
ışid ile mücadele kapsamında ışid'e destek veren ülkelerle uğraşacağını ve kobane'deki durumla ilgili dünyaya doğru bilginin akmasını sağlamak için hack yapacaklarını duyuran site.
bildiğimizden çok daha farklı bir shakespeare anlatan "yazmak" konulu bir film. shakespeare aslında tanıdığımız gibi biri değil de başkalarının yazdıklarını kullanan sahtekarın tekiyse? yazının ve tiyatronun halk üzerindeki etkisi sayesinde savaşların, kralların, imparatorların kısacası koca bir tarihin nasıl şekillendirilebileceği üzerine müthiş bir tarihsel kurgu olmuş.
2011 yapımı, was shakespeare a fraud (shakespeare bir sahtekar mıydı) mottosu ile gösterime giren, shakespeare eserlerinin kendisine ait olmadığı iddialarını konu almış, roland emmerich filmi.
muhtemelen ingilizlerin tutucu yapısına milli şairlerine sahtekar yakıştırması ağır gelmiş olmalı ki imdb notu biraz düşük kalmış.