anneyle pazara gitmek

    126.
  1. biz de beni kaybettik. sonra ben dayak yedim. eğlenceli değildi.
    7 ...
  2. 2.
  3. annaneyle olanına katılmıslıgım vardır. Berbattır.
    7 ...
  4. 125.
  5. Tam bir çocukluk travmasıdır.

    Bir de kardeşimi kaybetmiştik *
    6 ...
  6. 1.
  7. ileride çok iyi meyve sebze seçebilme yetisine sahip olmayı sağlayan fakat aynı zamanda alışverişin ileride üstüne kalmasına da neden olan vaka.
    7 ...
  8. 84.
  9. enfes olaylara ev sahibi olmaktır.
    çocuğa göre kilot var mı? sorusuyla beni yıllar önce çürümüş bir marula çevirmiştir kendisi.
    göstediği yerde boşluk vardı kime ne aldı bilmiyorum. soru işaretinin göründüğü anla satıcının soruyu algıladığı süre içinde ortadan kaybolma rekoru hala elimdedir.
    edit: entry başlığı tanımlammooor*
    5 ...
  10. 26.
  11. insanın içinde bazen kendini öldürme isteği duyıran durumdur. neden mi? buyrun;

    anne pazarda genç bir kızla yanında yaşlı bir kadının baktığı tezgaha doğru yönelir. arkadan da bir sene görüşmediği oğlu pazar arabasıyla onu takip eder.

    pazarcı kadın: aa nasılsın necmiye abla? çocuğun gelmiş, gözün aydın.
    anne: vallahi sağol pzara çıktık işte beraber.
    pazarcı kadın: kaç çocuk var sende.
    anne: 3 tane var. bu en küçüğü. diğerlerinin hepsi evlendi. *
    anne: bekar bu bekar. bekar daha bu.
    pazarcı kadın: ha daha evlenmedi.
    *
    anne: tabi tabi bekar.
    * *
    anne: sizin kış ne iş yapıyor?
    pazarcı kadın: hiç evde oturur öyle
    anne: aaaa! olmaz o zaman!
    6 ...
  12. 3.
  13. -satıcıların annenize de size de "abla" demesiyle,kendinizi anneniz yaşında hissettiğiniz,
    -annenizden "en iyi sebze meyve nasıl seçilir?" konulu uzun bir seminer aldığınız,
    -pazar arabasını taşımak zorunda kaldığınız,
    -annenizin kararsızlığından dolayı,sebze-meyve görmekten bıkıp usandığınız,
    -gördüğünüz şekerlemeleri annenizden istememenin doğru ya da yanlış olduğuna bir türlü karar vermemediğiniz,
    -annenizin balık aldığı reyonda 15 dakika durmasından dolayı,balık kokularına katlanmak zorunda kaldığınız,
    -annenizin sizi herkül sanıp size tüm pazar poşetlerini yüklemesi ve uzayan kollarınız,
    -ama her şeye rağmen anneyle olmaktan mutluluk duyduğunuz,sokak arasına kurulmuş,açık alan alışveriş merkezine anneyle gitme olayıdır.
    7 ...
  14. 9.
  15. kolların her dönüşte, 0.5 cm uzaması demektir.
    5 ...
  16. 21.
  17. pazar arabasını apartman merdivenlerinden hıgıdı bıah ıırgh nidalarıyla indirme ile başlar. bir de file veya pazar çantasi ya da tel sepet alınır. eskiden pazarlarda poşet cimriliği yapıldığından yani esnaf poşetten kıstığından bir de evden bir sürü poşet goturulurdu. bildigin gima, karfur, bim, endi, keleşler gıda pazari poşeti toplanirdi.

    akabinde evden anneyle çıkılır, küçükse el tutulur bırakılmaz. boş pazar arabası girintili çıkıntılı yollarda spinler atılarak itina ve zevkle sürülür. ancak pazara gelindiğinde işin eglencesi biter, ızdırap dolu dakikalar başlar.

    önce annenin fiyat turu başlar. evet, benim annem tüm pazarı başından sonuna gezip fiyat kıyaslaması yapardı. resmen etiket secerdi kadin ya. ve o tur bitmeden alisveris yapilmazdi. yani bir tezgahta bedavaya urun satilsa bile, o tur esnasinda gorulduyse alinmazdi.

    fiyat turunun bitmesiyle pazar alisverisi baslar. fiyat turu iste burada avantajini gosterir, alisverisi hizlandirir. tabi bu esnada kalabalik yarilir, pazar arabasiyla çok ayaklar ezilir. gotuyle tezgah kapatan teyzelerin arasindan gecmeye calisilir.

    isin en sıkıcı yanı ise anne zerzevat secerken beklemektir. yaninda beklersin tezgahin onunu kapatmis olursun, obur tarafa gecersin teyzenin biri secmece yapamaz, o yana gecersin araba gecer, bu yana gecersin çocuk atlar, öbür yana gecersin diger tezgah sahibi kızar. bir de bu esnada annesiyle pazara gelen salak çocukların boş ve ölümcül ebleh bakışları vardır. anne domates alıp parayı verene kadar size dik dik androidmişsiniz gibi bakarlar. pşşt ne bakıyon falan yapsanız da o ifade asla değişmeyecektir.

    alisveris devam ettikce pazar arabasi dolar, dengesi bozulur, bir yana yatar, tekerler donmez. sebze meyve yerleşimi esnasında ise dikkat edilmesi gereken altin kurallar vardir surekli anne tarafindan hatirlatilan. mesela patates arabanin en altinda kalmalidir, domatesler ezilebileceği için en üstte durmalidir. bir de yol boyu devam eden uyarilar mevcuttur: yumutalari kirma, biberleri patlatma gibi..

    pazar cikisina yakin tam bitti bu iskence derken anne bir sey almayi unuttugunu farkeder. o eksik de ne hikmetse pazarın diger ucundadır. artık dolu pazar arabasıyla oraya gitmeye mecali kalmayan yavrucağızı anne merhametle karşılar. bir kaldirim tasina oturtur, kıçının altına üşütmesin diye karton parcasi bulusturur ve kosar adim o eksigi almaya gider. ancak bekle bekle dakikalar gecmek bilmez.anne elinde bir sürü poşetle dönerken anlarsiniz ki, yol ustunde daha baska bir sürü sey alinmistir.

    pazar cikisi ve eve donus de ayri bir teranedir. garip garip sokaklardan gecersiniz. kıcında pantolunu olmayan cingene cocukları koşuşur etrafınızda. yol ustundeki bakkalların astığı koca koca afişlerden cips ve kola promosyonlarını takip edersiniz. mevsim kışsa mutlaka camura batarsiniz. yamuk yumuk evlerin ardina kadar acik kapilarindan yasamlari gozetlersiniz, nasil yaşiyorlar buralarda ya der ve anne şükrü eşliğinde akşam ezanı okurken evinize dönersiniz.
    5 ...
  18. 6.
  19. bir nevi amerikan futbolu oynamaktır.belinize gelen teyzeler tarafından ittirilmeniz demektir.pazarcıların bağırışları arasında çıldırmak demektir.hele bir de anne pazarlık yapıyorsa bir daha bir daha yapılası gerçek bir aksiyondur.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük