anneyle pazara gitmek

entry130 galeri1
    50.
  1. cüzdanın bomboş kalacağına delalet olan eylemdir.
    illa bir incik boncuk görülür alınır. o olmadı bi bluz beğenilir.-çıkacak para cüzdanda durmaz-
    0 ...
  2. 51.
  3. 52.
  4. pazar ardından sırt ve bel ağrıları yüzünden dırdır etmesini önlemek adına gidilmesi gereklidir.

    (bkz: pazar dialogları)
    0 ...
  5. 53.
  6. eğer gittiğiniz pazar, çok kalabalık ve ünlü bir pazarsa; annenizi kaybetmeniz olasıdır.zira ayaklarınız pazar teyzeleri tarafından önce yerden kesilir, sonra da annenizin önünüzdeki görüntüsünü kapatırlar ve çekildiklerinde anneniz yoktur.
    (bkz: pazar teyzesi)
    0 ...
  7. 54.
  8. tam bir işkenceden ibarettir.
    0 ...
  9. 55.
  10. 56.
  11. kolların ve parmakların geçici bir süre iptal olmasına sebebiyet verir.
    0 ...
  12. 57.
  13. işkence ızdırap ahh kelime bulamıyorum o anı anlatacak. bi kere istediğin hiçbir şeyi almaz. bırak almayı seçmen için yardım bile etmez. sürekli kaybolur haber vermeden bir tezgaha dalar haa tamam bütün günün onu aramakla geçer eve bi gidersin ki çoooktaaan eve varmış. ahh anacığım ahh. kaybediyorsun kendini pazardaa..
    0 ...
  14. 58.
  15. bel ağrılarından ötürü evladının taşıyabildiği yükün çok daha azını taşıyabilecek olan ve aynı zamanda taşıma işinden sonra muhtemelen beli daha fazla ağrıyacak olan anneye evladının yapabileceği en güzel yardımlardan biridir.
    0 ...
  16. 59.
  17. annenin evladına yapacağı tek işkence çeşididir.
    0 ...
  18. 60.
  19. anneye bir kez katılma durumunda , sonsuza dek pazara anneyle çıkıp , kocaman bir aferin tufanına tutulacağınız
    hadisedir.
    annedir yardım etmek şarttır.
    bir de pazarda desibel sınırlarını zorlayan amcalar olmasa çok güzel olacak.
    1 ...
  20. 61.
  21. erkek çocuklar için tam bir eziyettir. pazara girdiğiniz anda anneniz başlar " ne alıcam bilmiyorum, valla?" siz ise isyanlardasınızdır. annenize sinirlenirsiniz. ama kızamazsınız. hakkınız yoktur. o sizin annenizdir çünkü. ve pazarın içinde kalmış etrafınıza bakarsınız. "nerdeyim ben?" dersiniz. ama faydası olmaz. çünkü artık ortama uyum sağlama zamanı gelmiştir. annenize sormaya başlarsınız."anne nohut alıcan mı?" ,"anne dolmalık biber alıcan mı?
    1 ...
  22. 62.
  23. gönüllü hamallıktır. vicdani olarak yanlız bırakamamanın sonucunda yapılan pazarlıklara kulak misafiri olmak, türlü meyve sebze tadına bakmak ve elinde naylon torba kesiğinin oluşması durumudur.
    1 ...
  24. 63.
  25. (bkz: işkence)

    hiç çekilmez.
    taşıdığınız ağır poşetler, annenin şunu mu alsam bunu mu alsam kararsızlığı, pazarın o tuhaf kokusu bu eylemi katlanılmaz kılar.
    1 ...
  26. 64.
  27. gençlikte dünyanın en büyük işkencesi zannedilen, yaş ilerledikçe ve hasretlik arttıkça anne ile geçirilen her anın ne kadar kıymetli olduğu gerçeği anlaşıldıktan sonra, keyifle yapılabilen, pazarcıların yoldan çevirmelerine, pazarlıklarına, bilmem kaç tane naylon poşeti ahtapot gibi taşımak ihtiyacına rağmen tatilde ilk iş yapılması gereken eylem, anneye sarılmak gibi birşey, o kadar güzel, o kadar samimi.
    0 ...
  28. 65.
  29. birçok şekilde açıklayabiliriz... örneğin bizi yanlarına alma sebeplerinden birincisi kuryelik yaptırmaktır. ikincisi alışverişin püf noktalarını öğrenmemizdir ki öğrenmek istemiyoruz arkadaş, on kuruş kar etmek için üç saat dolaşmak ve ağırlıktan kolları uyuşturmak pek de mantılı değil gibi... üçüncü sebep sebzelerin, meyvelerin iyisi nasıl seçilir onları öğretmek olabilir(bunu öğrenmemiz işimize yarayacaktır). sonuç olarak anneyle pazara gitmek her ne olursa olsun işkencedir. ama annelerimizi yormaktansa biz yorulalım değil mi?
    2 ...
  30. 66.
  31. bir ileri iki geri adımlarla ilerleyen durumdur. şöyleki baya zamandır annemle gitmiyorum pazara, hoş pazara pek gidilmiyor neyse, ona buna selam vermekten, tanıdıklarla ayaküstü sohbet etmekten bana eziyet olan şeydir.
    0 ...
  32. 67.
  33. küçükken harika, büyükken işkence olan şeydir. hele erkekler için tahmin ediyorum pazarın olduğu günler hayat 1-0 yenik başlar. ama anneyi de kırmak olmaz, incecik kollarına o kadar yük yüklemek olmaz. eşlik edilebilirse edilir, edilemezse babaya zorla eşlik ettirilir.
    0 ...
  34. 68.
  35. ölüp ölüp dirilmektir. bitmek bilmez o alışveriş. ayrıca hamal muamelesi görmektir.
    0 ...
  36. 69.
  37. zerdalinin ve domatesin sertini secme yetisini kazanmamiza yardimci olan durum.
    0 ...
  38. 70.
  39. 71.
  40. asıl işkence pazarda alışveriş bitip eve dönüş yolunda başlar. poşetleri tuttuğunuz yer biraz taşıdıktan sonra sivrilir, elinizi kesmeye başlar ya. işte en berbat kısmı budur. eller kızarır, bütün gün sızlar; ellerinizi yıkamak bile istemezsiniz. insanı poşet tasarımcısı yapacak kadar berbat durumdur.
    0 ...
  41. 72.
  42. siz anneyle yıllar boyu pazara gidersiniz ve zaman sonra "anne ben artık gelmiyorum" dediğinizde, anne nedense bir şeyleri kaybetmiş gibi hisseder.
    0 ...
  43. 73.
  44. Özlenendir, gulumseyerek hatirlanandir. Annenin kolu yorulmasin diye en cok poseti tasima istegidir. Anneye kotu davranan saticiya kafa goz dalma eylemidir. Annenin o kocaman cuzdanindan cikardigi parayi ayni nizamda yerine koymasini izlemektir.
    1 ...
  45. 74.
  46. bazen el de taşınan poşetlerin içindekileri sokak kedi ve köpekleri hayrına vakfetmektir.

    bir kilo hamsiyi annesine çaktırmadan yol da gördüğü her kediye birer ikişer armağan eden bir çocuk tanıyorum, yediği sopa öylesine etkili oldu ki..

    o günden beridir gitmemiştir pazara annesi ile.

    [ öyle böyle değil, kediler beni pir' leri bellemişti ]®
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük