eziyettir.
her defasında kuaföre sadece kırıklarını al dersin, anne arkadan işaret yapar.
o canım saçlar tavuk götüne döner.
sen kızıl dersin, anne arkadan koyu der,
kızıl yerine kestane olur.
k: hoşgeldin i, nasıl bir şeyler düşünüyorsun.
i: kırmızı, kızıl, bordo, o tonlarda renk istiyorum. ama koyu değil yani kendini belli etsin.
a: ama ama fazla da açık olmasın bağırmasın öyle ben buradayım diye canım, şöyle yakışanından.
dikkat çekmesine gerek yok.
i: kısa olsun bu sefer, farklılık istiyorum.
a: bu eskiden kısa sevmezdi, şimdi kısa diyor ama sonra mızlar, en iyisi ucundan biraz al.
i: sağı solu aynı olmasın, asimetrik olsun.
a: ama aman millet kendi kesmiş gibi diyecek, düzgün bir şeyler yapıver sen.
k: sdlkjfşalfyaofrja (tam mavi ekran).
i: yeter anne benim dediğim gibi olacak, ben kullanacağım ya, benim istediğimi benden iyi mi bileceksin.
(anlayın işte isyanlardayım).
k: sen bana baştan bir anlat şimdi ne istiyorsun i?
sonuç: nerede birbirine alakasız istek varsa kuaföre aktarılıp kuaförün devre dışı bırakılmasına yol açar.
eliniz dardaysa ve yine de saçta reforma gitmek isteniyorsanız yapacağınız mecburi eylemdir.
annelerin çoğu aykırı saç renklerine pek sıcak bakmadığından, size yakışanı sizden iyi bildiğini iddia ettiklerinden pek tasvif etmiyorum.
parayı alın, arkadaşınızla gidin bence, en temizi*
"anne kişisi:perma mı yaptırsak sana, bakıyım bir çok yakışacak valla. ne dersin hüseyincim* yapalım mı perma?
kuaför:ay evet abla valla güzel olur.*
ben:istemiyorum perma falan. kafama kocaman kelebek tokada takıyım, 90'lara dönüş olsun.
anne kişisi:üff aman iyilikte yaramıyo, dolaş öyle lapiska gibi.ama yaptırsak güzel olurdu bence, değişiklik hem.
ben:hüseyin abi annemin saçlarının uçlarını pembeye boyuyoruz bence çok yakışcak, hem değişiklik.
kuaför:ay evet kız, çok yakışır."*
(bkz: based on a true story)