"anne kişisi:perma mı yaptırsak sana, bakıyım bir çok yakışacak valla. ne dersin hüseyincim* yapalım mı perma?
kuaför:ay evet abla valla güzel olur.*
ben:istemiyorum perma falan. kafama kocaman kelebek tokada takıyım, 90'lara dönüş olsun.
anne kişisi:üff aman iyilikte yaramıyo, dolaş öyle lapiska gibi.ama yaptırsak güzel olurdu bence, değişiklik hem.
ben:hüseyin abi annemin saçlarının uçlarını pembeye boyuyoruz bence çok yakışcak, hem değişiklik.
kuaför:ay evet kız, çok yakışır."*
(bkz: based on a true story)
henüz çocuk olmanızdan mütevellit, oğlunun üzerine birazcık fazla düşen, onun -zamanında trt'de açık öğretim fakültesi derslerini sunan bayan spikerin saçlarına benzeyen- saçlarını babasıyla beraber erkek kuaförlerine emanet edemeyen anneniz ile gidiyorsanız defaten tecrübe edildiği kadarıyla bir erkek çocuğu olarak yeterince sinir bozucu bir durumdur. sebep açıktır, bir erkek çocuğu kaç yaşında olursa olsun annesini kıskanır.
ancak henüz ergenlik çağına -iyi ki de- girmemiş bir erkek çocuğu için en kötüsü muhtemelen şudur:
(bkz: anneyle kadınlar hamamına gitmek)*