çocuğun evde anne babasına usanmadan yaptığı bazı hareketler vardır hani, anne babalar övünür çocuklarıyla. "hadi bir daha yap kızım" diye diye sersem ederler çocuğu. çocukta güzel bir şey yaptığını farkedip ilgi çekmek istediği her an yapar bunları. o kadar sık yapar ki bunaltır sonra evdekileri öyle ki televizyon izleyen baba tam önüne geçen çocuğuna "birsaz çekil canım önümden" falan diyerek üzer çocuğunu farketmeden.
sonra eve gelen misafirlere göstermek ister anne çocuğunun marifetlerini. çağırır kızını salona, tüm gözler üstündedir şimdi.
- yap hadi kızım teyzelerine görsün onlarda. (bunun evvelinde anne anlatmıştır zaten misafirlerine kızının dans ve taklit yeteneğini)
- hadi kızım dans etsene, şarkınıda söyle ( teyzeler el şaklatmaya başlamışlardır bile)
hatta tam o an anne başlamıştır kızının hep söylediği şarkıyı mırıldanmaya ve yerinde dans etmeye. maksat cesaretlendirmektir kızını ama inat eder işte çocuk. bacaklarını yapıştırır birbirine, belden üstünü bir sağa bir sola çeviririr, işaret parmağı ağzında...
- kızım hadi ama utanma yabancı değil teyzenler...
yok oynamaz o çocuk. ağlar hatta çok canı sıkılırsa. koşarak gider odasına. anne şarkı söylediğiyle ve dans ettiğiyle kalır, kadınlarda tabi artık alkışı kesmiştir.
"daha dün ne güzel oynuyordu çekindi herhalde" diyerek toparlamaya çalışsa da annesi, evdekiler gidince koridorda oynamaya başlayan çocuğuna söylenir bir iki.
anne: aa hoşgeldin komşu, ben de seni kahveye çağıracaktım tam.
komşu: aa öyle mi şekerim, demek ki kalp kalbe karşıymış, ahahahaa!
küçük: aaa feray abla gelmiiiiş!
komşu: ay ay canım benim, nasılsın bakalım? ay ne şeker bişisin sen böyle, görmeyeli ne kadar büyümüşşün.
küçük: ben size gelmek istedim amaaa annem göndermediii!
anne: a-a oğlum! ay hiç olur mu öyle şey? kesin gece vakti falandır.
komşu: aa öylemiii? neden göndermedi bakalım?
küçük: bilmiyorum ama geçen gün gelmek istemiştim, hani siz bizim zili çalmıştınız ama annem açmamıştı işte o gün.
komşu: yaaa, ben de evde yoksunuz sanmıştım.
küçük: yooo, evdeydik hatta annem, kapının göz deliğinden sizi gördüğünü fakat sessiz durmam gerektiğini, o an sizle uğraşamayacağını söylemişti.
anne: öhü öhü, a-aaa yavrum nerden çıkarıyorsun, hiç olur mu öyle şey, çocuk işte komşu, hayal gücü çok geniş bizimkinin.
komşu: hımm, belli canım, hadi bana müsade!
hamiş: kardeşim sayesinde aynen yaşanmıştır. annemin kulaklarına kadar kızardığı anı izlemek çok komikti.
öğretmen çocukların okula daha çabuk alışmaları ve uyum sağlamaları adına çarşamba günleri pasta-tatlı günleri etkinliği düzenlemiştir, yine bir çarşamba günü Gözdem'in sırası geldiğinde, sabah vakti annesi elinde koca bir tepsi tavuk göğsü tatlısıyla kapıda belirdiğinde öğretmen,
- x hanım, neden bu kadar zor bir tatlı yapıp da zahmete girdiniz? keşke daha kolay bi şeyler yapsaydınız...
- ne zahmeti hocam, çocuklara değişiklik olsun diye özellikle yaptım ben bunu...
derkeeeen hin hin bakan Gözdem,
- anne niye yalan sööölüyosun, sen değil miydin; "üfff yaaa yine mi tatlı sırası bize geldi" diyen?!!!
ne demeli Gözdem sana, "Allah iyiliğini versin" demekten gayrı...
8 yaşındaki yeğenimdir.
ortada hiç bir şey yokken balkona çıkıp anne vurma diye bağırıyor. amacı babaannesine annesinin dövdüğünü düşündürmek. hayır neden böyle yapıyor anlamıyorum.