annesinin yıllardır istediği dövmeyi yapmaya karar veren, işi bittikten sonra "oğlum, ben sana bu resmi mi gösterdim? sil şunu sırtımdan" yorumunu alan dövmeci pişmanlığıdır.
annesi 2.5 yıl boyunca hiç konuşmadan ve hiç kıpırdamadan yatan, burnundan bir hortumla beslenen, banyoya 2 kişinin tuttuğu bir örtüye ortalanmış ve yatar pozisyonda götürülüp küvete uzatılarak yıkanan, giderek küçülen, dirsekleri ve dizleri bükülen (insanı ya kırarsam duygusuyla açmaktan korkacak hale getirecek şekilde bükülen)...birinin annesi gittikten sonra yaşadığı 'keşke şu gün şunu yapmasaydım, o gün o lafı etmeseydim, şu konuda üstüne gitmeseydim, onu daha çok mutlu edebilirdim, şunu şöyle yapmayabilirdim' vb. pişmanlıklarını yaşamamış birinin pervasız, fütursuz, düşüncesiz, itici, aslında pişmanlık olmayan, pişmanlık müessesinin bokunu çıkaran tuhaf...bir şeyleridir; oraya laf bulamadım.
bunlar çirkin şeyler. içinde 'sikmek, sokmak, koymak' tarzı sözler geçmeyen söz dizilerinin de ne kadar çirkin olabileceğini gösteren şeyler.
girişte anlattıklarımı bizzat yaşadım, o anne benim annemdir...eğer böyle bir şey yaşamamış olsaydım da böyle bir mevzuya benzer tepkileri verirdim. bunları dram olsun diye yazmadım, aynen yaşanmıştır, misliyle yaşanmıştır - neyse ki zaman gerçekten yükleri hafifletiyor, bunları sakin bir şekilde yazdım - sakin ama tüylerim diken diken. unutulmaz. gözlerim doldu ama azıcık ıslanıp geri gitti. o günleri yaşadığım zamanlarda böyle değildi, sıkıntı başımı aştığı zaman, ne sözlerimi ne de gözyaşlarımı tutamazdım. bir insanda o kadar gözyaşı olmaz sanırsın, öyle akardı.
2 erkek kardeşimden, karşısında her zaman biraz tırstığım enteresan karakterli ve büyük olanının kapısında avaz avaz zıplayıp küfürler ettim. korkardım ondan ben. bu nasıl bir şeyse, korkularımı yedi - hepsinin o kadar üstündeydi.
hayat yedirebilir insana böyle şeyleri, dikkatli olmak lazım.
bir gün kendini, fütursuzca yaptığın hareketleri ve düşünmeden söylediğin sözleri için yana yana sorgularken bulursun.
bulmayabilirsin de...ama bulurmuşsun gibi davranmakta fayda var.
ana babaya el kaldırmak gibi bir şerefsizlik, kahpelik yeryüzünde olamaz gerçekten... dünyanın en büyük şerefsizliği kahpeliğidir bu.... ha hepimzi saygısızlık yapıyoruz malesef kendimizi tutamayıp bağırıp çağırıyoruz keşke onlarda olmassa....