en ufak bir kavganızda anne üzülür. yer yer ağlar. anneyi ağlatmak kolaydır ama sonuçlarına katlanmak acıtır. hayatınızda başka kimse bu kadar eften püften sebeplere ağlamaz sizin için ama o ağlar. annenin kıymetini bilmeli.
tam 1,5 ay olmuş anneyi aramayalı. geçen bi' arayım dedim "ne var ne çok" diyeyim de hiç aramıyor hayırsız demesin diye düşündüm. aradım, daha sesimi duyar duymaz başladı ağlamaya "sen niye hiç aramıyorsun" diye hıçkırık atıyor kadıncağız. utandım bozardım. bi' daha da aramam. dayanamıyorum ağlamasına...
ona karşı ne kadar öfkeli, kızgında olsanız, yan odadan hıçkırık seslerini duydugunuz an dunyalar basınıza yıkılır. bu dunyada beni karsılıksız seven tek insanı nasıl bu hale getirdim diye bir anda yerden yere vurursunuz kendinizi. gidip hemen ozur dilemenize engel olur aptal gururunuz, bir sure mucadele ederseniz gururunuzla, sonra gider ozurdilerseniz fakat cam kırılmıştır bir kere bari parcalarını yerden topliyimde kimsenin ayagına batmasın derseniz. o hemen affeder sizi.. birde senin için yapmıştım yavrum demez mi.. kendinizden daha bi nefret edersiniz.
neden basit bir neden ve her şeye ağlayan anneyse komedi unsurları taşır; ancak annenizi hiç ağlarken görmediyseniz ve bir gün kıpkırmızı gözlerle sizi karşılıyorsa o an bütün enerjinizi kaybetmiş olursunuz. çünkü o anne boşuna ağlamaz.
insanı çaresiz ağlamaya teşvik edendir. hele annenizi hiç ağlarken görmemişseniz ve istemeyerek de olsa canını yakmışsanız. öpüp özür dilediktan sonra bir köşeye geçip bebek gibi ağlamaktan başka birşey yapamazsınız.
(bkz: annenin üzerine kazayla kaynar su dökmek)
Haklı bir sebep için bile olsa insanın içini yakan durumdur.
Haklı haksız aranmaz zaten böyle bir durumda.
Ama bazen anne de bu vicdanı kullanıp hemen ağlamaklı yüz ifadesine başvurabiliyor.
insanların yaşlandıkça çocuklaşması bir nevi, küçükken istediğini ağlayarak yaptirmanin acısını çıkarıyor galiba.