bazen o benden önce davranır. oğluşunu bir öper, sonra bakar. ondan sonra sıkı sıkıya öyle bir sarılır ki tüm kadınların kokusunu duyarım sanki onda. bir gıdık alayım isterim. yok olmaz der. sarılmanın hakkını versek yeter. gönlüne al beni, sar beni...
"Mutsuz değilim de anne, yağmura ve mutfagimdaki kadere çare bulamıyorum. Cay demleniyor demleniyor... kederim mutfağımın heryerine yayılıyor. Ağlamak çok fena anne. Anlamak seni daha da fena.."
15 senedir yapılamayan eylem. Kokusunu özlersiniz, sarılmak, huzur bulmak istersiniz ama o ancak rüyalarınızda kırk yılda bir gelir özlem giderirsiniz. Kıymetini bilin.
anneme sarıldım kocaman sanki o zaman bütün uğraşlarım, tek başıma savaştığım her şey uçtu gitti. yeniden çocuk oluverdim. annem alıverdi birden hepsini. anne sarılması konseptim çok güzel.
parfümsüz doğal bi koku gelir insanın içini rahatlatır saatlerce durmak istersiniz ama anne buna dur der (bkz: kalk yapılcak çok iş var) biz aynısını yapınca küser ama.
Ölürüm ona ben. Dünya başıma yıkılsa beni terk etmeyecek tek insan. Hayatta en çok güvenebileceğim tek kadın. Sarıldım mı hayattaki bütün negatif enerjimi bile alır yok eder sanki. Allah annelerimize uzun ömürler versin.
eğer seviyorsanız hemen şu an gidip sarılın. başka bir an beklemeyin çünkü ikinci bir şansınız olmayabilir hayat böyle. her anı değerlendirmek ve sevgiyi göstermek lazım. sevgi gösterilmedikçe bir şeye yaramıyor tek başına.
anneyi üzmüş kırmış sözünü dinlememiş hatalar yapmış, arkadaşlara ve sevgiliye tercih etmiş, canını yakmış ağlamasına sessiz kalmışsak eğer, ona sarılmak ateşte kavrulurcasına tenimiz acı çekmektir...
duygular devirir bu vakit insanı...
üzgünüm diye bağırmak geçsede içten, yüzün yoktur...
ağlamaktır bunu düşündükçe anneye sarılmanın adı bile olsa geçen...
annedir... anne işte yok ötesi!