şimdi gelip freud mroyd, ensest falan fistan ayağı yapan olursa, yeminle dalarım, şu an çok duygusalım, ona göre...
ana gibi yar.. demiş şair, ne kadar da doğru söylemiş. 'cennet anaların ayağı altındadır'a hiç girmeyelim zaten. zira benim diyen ateist bile imana gelir.
lafı uzatmayacağım.
28 yaşında eşşek kadar bir herifken bile, anneniz gecenin kör vakti gelip usulca üstünüzü örtüyorsa, hâlâ sizi uyurken izliyorsa ve siz hâlâ uyuyor numarası yapıp, bu ne sevgiii aaahhh diye içlenip gömülüyorsanız yatağa, ve engel olamıyorsanız bir anlık göz yaşlarınıza, dünyanın o en mukaddes kadınına bir kez daha aşık oluyorsunuz demektir.
rastalrsan gözleriii yaşlı yavruuuna... çok doldum şu an, çook. bütün annelerin elinden öpüyorum, allah yokluklarını göstermesin...
bugün azmettim ciğerlerimi azımdan çıkarıp gözümle görmeye o derece hastayım yani ama annem sağ olsun ben yatakta her gözümü açışımda bir isteğin var mı oğlum diyip soruyor ben hayır deyince peki oğlum deyip öpüp kokluyor.
alt kata inip üşenmeden su getiriyor ilaçlarımı hazırlıyor çorba yapıyor.
sırtınızı sıvazladığında, ne yaparsanız yapın yanınızda olduğunu bildiğinizde ve gerçek anlamda nazınızı çekecek olan yegane varlık olarak farkettiğiniz anlardır. candan öte candır.
sizin için vazgeçtiği herşeyi, sizin için harcadığı emeği, gözlerinden çıkan sevgi kıvılcımlarını ve sizin için endişelendiğini gördüğünüz her andır. iyi ki vardır.
gün geçtikçe,yaş ilerledikçe artan anlardır.
içimden "ulan ben senin gibi birini nasıl bulucam da hayatımı sürdürücem" dedğim insana
en ufak soğuk algınlığında bile elini anlımdan cekmediği her an aşık oluyorum.
pek hatırlanmayan zaman dilimine tekabül eder şahsıma kalırsa. zira şimdi kaçınız ilk doğduğu anı hatırlıyo diye sorsam net bi cevap gelmeyecek hiçbirinizden. bilin bunu.
canım kızartma istedi anne bi yapsan dediğim zaman hiç uğraşamam şimdi ev kokuyo hem kızartma yapınca dedikten sonra ertesi gün eve geldiğimde kızartmaları sıcak sıcak beni beklerken bulduğum andır.
bebeğin olduğunda annelik babalık nedir iyi anlarsın. sonra kızarsın kendine. kırmasaydım onları. telefonu alırsın eline. ararsın. bu kadar sevgi dolu, sıcacık bir ses tonuyla kimse alo diyemez.
ilaçlarını memlekette unutmuşsundur daha yeni almışken hemde bi daha almayım diye anneyi arasın yollamasını söylersin.. ertesi gün hemen ilaçlar elinde olur. içinde bir notla ve onun sana yolladığı parayla.. notta sadece " seni çok seviyorum canm yavrum" yazar.. not elinde kalakalırsın. bunu hep duymuşsundur aslında ama böylesi seni daha bir etkiler.. onlara aşık olmamak imkansızdır..
bana o iri gozlerini dikip sanki enikmisim gibi baktigi her an!
bir daha kimse tarafindan bu kadar icten, sevkatle, cokca sevilemeyecigini bilmek koyuyor insana!
o ay cebinde it gibi paranın olduğunu bildiği halde, paranın bitmeye yakın olduğunu telefonda söylediğinde sana para yollayacağını, aç kalmanı istemediğini söylediğinde veya memlekete döndüğünde en sevdiğin yemekleri masaya döşediğinde aşık olmazsında ne yaparsın?
doğal bir yetenek olsa gerek. sizin saatlerce uğraşıp gitmeye ikna edemediğiniz çocoğu bir cümlesiyle ' oley gidiyoruz' kıvamına getirmeleri. tamamen mizaç farkı ya diyorum kendi kendime.
Gözlerine baktığınız her an,
ellerini tuttuğunuz her an,
sesini duyduğunuz her an,
Var olduğunuzu hissettiğiniz her an....
(annesini hiç görmeyenler bile ona aşıktır çünkü olduğunu bilmeniz yeterlidir.)
her şeyi anlatacağım ailene diye tehdit eden birine; "sen kimi kiminle tehdit ediyorsun 20 yıllık kocamla beni mi? evladım o' na bi' şey olmaz. istersen ben numarasını vereyim babasının ara konuş. ama bak, evladıma yaptığın onca şeyden sonra sana evladım diyorum, evladım dediğim için hatta bunu söylüyorum, bence arama sen. ne babasını ne de bi' daha kızımı." dediği an artmıştır aşkım katbekat. o asilik döneminden aniden çıkış yapılmış ve aile denilen şeyin -teanrım- ne kadar güzel ve rahatlatıcı olduğu kavranmıştır.
not: bahsi geçilen baba tutucu değil, sadece bazı şeyleri duymak istemeyecek kadar kıskançtır.