annesini türbanlı diye huzurevine veren ateist

entry11 galeri1
    10.
  1. insanlık dışı emarelerin çoğunu dini işine geldiği gibi yorumlayan islamcılarda görüyorum ben,senin dediğin zor yani.
    2 ...
  2. 9.
  3. 8.
  4. öz anasına hallenen sırtlan yobazdan hayırlı evlattır.

    (bkz: yobazların analarından tahrik olması)

    düşmanlıkta aşırı gitmeyi sevmeyen biri olarak bu başlıktan hiç hazzetmiyorum ama yobaz trolller durduk yere açtırıyorlar kutuyu...
    1 ...
  5. 7.
  6. hurdacıya verip mandal alsa daha iyi.
    2 ...
  7. 6.
  8. 5.
  9. Annesi ateist diye huzurevine veren türbanlı gençle eşittir.
    1 ...
  10. 4.
  11. insanı hayvanlardan daha aşağıda gösteren bir durumdur.
    1 ...
  12. 4.
  13. Din Irk farketmez Ana babanın Bedeli ödenmez.
    0 ...
  14. 3.
  15. annesini türbansız diye kesen yobazdan hallicedir.
    3 ...
  16. 2.
  17. 1.
  18. hayırlı geceler arkadaşlar...

    sormayın, bu aralar çok dertliyim. duşun altında takkeme sıkar giderim diye şarkılar söylüyorum ağlarken. nişanlım tarafından evlilik arefesinde terk edildim birkaç ay önce. şimdi evlilik haberi geldi. eli elime değmeyen kız başka biriyle gerdeğe girdi dün gece akoyim. kafamda canlanıyor yaşananlar da tövbe tövbe. ulan ne paspas çekmiştir akodumun evladı medine hurması gibi kıza ya. ben ağlamıyım da kim ağlasın ?

    ''dardayım eyy aney aney, zordayım ey aney aneyy'' şarkısını söyleyip, rahmetli azer bülbül gibi titreyerek zemzemin dibine vuruyordum yine bir akşamüstü. keyfim yerine gelsin diye dışarıda başı açık dolanan kadınlara zemzem suyu doldurduğum su balonlarını fırlatmak için balkona çıktım. salih ise anneler günü için annesine armine'den aldığı leopar desenli türbanı paketlemekle uğraşıyordu. bir elimde sigara, başı açık gezen kadınları sabırsızlıkla beklerken karşı apartmandan bazı sesler işittim. hemen takke kabarttım tabikisi.

    ateist adam: oh be kurtulcaz sonunda senden pis kadın!!

    türbanlı anne: yavrum neden beni kovuyosunuz, bi gün olsun size rahatsızlık vermedim ki. namazımı bile sırf siz rahatsız olmayın diye tuvalette gizli gizli kılıyorum...

    ateist kadın: yhaaa pfff git artık be kadın konuşma yhaaaaff. rahat rahat sevişemiyoruz evde, tuvalette namaz kıldığın sırada duş altında sevişmek istiyoruz belki.

    ateist adam: aynen ya. aylardır duşun altında allah'ın varlığını inkar edemedim şöyle çırılçıplak soyunup. anne hadi be git artık, huzur evinde yerin hazır. hadi naşlaa!!

    allah'ım kabe işlemeli takkelerime inanamıyordum bir kez daha... utancımdan cehennemin dibine giresim, kemal kılıçdaroğlu'na sövesim, önüme geleni takke tokat dövesim, sonra gökyüzüne bakıp orospu karılar gibi kahkahalarla gülesim, en sonunda da takkeme sıkıp ölesim geldi bir anda. zaten kafir cinlerim tepemdeydi, seccademi paraşüt gibi açıp üçüncü kattan aşağıya atladım...

    boynumdaki doksan dokuzluk tespihimle bekçi köpeği gibi koşturarak allah-u ekber nidaları eşliğinde saldırıya geçtim. zıplayıp sağ gösterip sol takke vuracağım sırada sağlam kayaya tosladığımı fark ettim... herif yumruğu vurduğu gibi kanlar içinde yere yığıldım oracıkta... başımda tweety'ler dolanıyor ''aa bi bacı gördüm sanki!'' diyorlardı hep bir ağızdan. herif gavur karıncası gibi adamdı, sağ pazusunu tişörtünden çıkartıp kaplan dövmesini öptü. beni oracıkta yere yığdıktan sonra annesini ittire ittire zorla otobüse bindirip huzur evine yolladı arkasından da dalga geçmek amaçlı kahkahalar atarak işedi kadıncağızın. ben ise yerde felçliler gibi yatıyordum, gözlerim görüyordu ama hiçbir şey yapamıyordum. çok geçmeden salih gördü beni, üst kat komşumuz ibrahim abiyle halime teyze üçü bir beni kaldırıp sedye niyetine ütü masasına yatırıp eve çıkardılar...

    sabaha kadar kâbus gördüm o gece. kemal kılıçdaroğlu ezici bir üstünlükle başbakan olup tüm ak takkelileri ölüme mahkum ediyordu. bir elinde meşale, diğer elinde 23 nisan'da dağıtılan küçük bayraklarla ''asmak, kesmek, takke uçurmak!'' diye naralar atan insanlar başımıza çuval geçirip beni ve salih'i gözaltına alıyorlardı. günlerce onuncu yıl marşı eşliğinde işkence görüyorduk ve sonunda bizi meydana çıkarıp halkın önünde teker teker idam ediyorlardı...

    salih başımdan bir an ayrılmayıp patilerini semaya açıp sabaha kadar dua etmiş o gece. gözlerimi açar açmaz salih'e sarılıp saatlerce ağladım rüyamı anlatıp. o da beni teselli etti öyle kılıçdaroğlu kalkandaroğlu falan içinde namaz kılınan en son ocak kalana kadar başbakan olamaz dedi. takkemi yerde koymazdı salih'im, imanımı daha da güçlendirmemiz gerekiyordu çünkü bu seferki ateist son derece allah'sızdı yani üst mertebeydi. ama ne olursa olsun intikamımız ağır olacaktı...

    istanbul'dan mekke'ye hicret edecektik bir süreliğine. mekke'nin dağlarında kas ve iman gücü arttırma antrenmanı yaparak beni devirmeyi başaran tek ateisti takkeleyecek güce ulaşmalıydım... ak takkeli dededen aldığımız iddia tüyolarından kazandığımız parayla cidde king abdulaziz havaalanına gitmek için bir bilet aldık. salih mecburen bagajda gelmek zorunda kaldı... ben türbanlı hosteslere göz kırparak iman gösterileri yaparken salih de müslüman dişi kedilerle poker oynamış bagajda. uçaktan seccadelerimizi paraşüt yaparak çöle indik. çölde deve suretine bürünmüş iki melek bekliyordu bizi... normalde saatlerce sürecek yolu on beş dakikada geldik allah'a şükür...

    günler boyunca eye of the tiger dinleyip zikir çektim, kucağıma salih'i oturtup mekikten her kalkışımda kur'an-ı kerim'den bir sure okudum. arafat dağına çıkıp gün batımında batmakta olan güneşin önünde doksan dokuzluk tespihimi nunçaku gibi kullanarak antrenman yaptım. hurmayı dalından yedim, zemzemi kaynağından içtim. nihayet dönüp o zavallı kadıncağızı sırf türbanı yüzünden huzurevine gönderen ateistten ve o biçim avradından intikamımızı ümmet-i muhammed adına almamızın zamanı geldi...

    evimize döner dönmez attığım o türbanlı bacılarımın türbanını başından alan sert ve karizmatik bakışlardan dolayı evde aynalar, camlar, porselenler paramparça oldu. evet, tamamıyla hazırdım artık küffarı dize getirmeye. hz isa model saçlarımı güzelce tarayıp koltuk altlarımı gül suyuyla mesh ettim. mp3'ten de abdulkadir geylani ilahisini açıp iyice gaza getirdim kendimi...

    o yasa dışı cinsel ilişki kokularının buram buram geldiği apartman dairesinin kapısını ahlaksızlıktan gıcırdamasın diye öncelikle baştan aşağı hacı yağıyla bir güzel yağladım. ardından iki adım geri çekilip “bismillah tevek-keltü âlellâh; la havle ve la kuvvete illâ billâh” diye haykırıp kapıyı kafa atarak kırıp içeriye girdim. kapıyı açtığımda dört beş kadın birbirinin memelerini sıvazlıyor, çırılçıplak adamlar dans ediyor, türbanlar kesilip seccadeler yakılıyor, kanepelerde mutfak tezgahlarında fena skşler dönüyordu. anladığım kadarıyla bu ateistlere özgü darwin'sel bir ayindi. kendilerini öyle bir kaptırmıştılar ki önlerinde abdest alıp namaz kılsam dahi fark edemezlerdi.

    işim bu sefer gerçekten çok zordu çünkü sadece üç üst mertebe ateistin hakkından gelecek kadar antrenman yapmıştım. yardıma ihtiyacım vardı ve salih'in zarar görmesini istemediğimden onu çağıramıyordum. geriye tek bir çare kalıyordu, hüddam ilmini kullanmalıydım; bu çok riskli bir ilimdi ve eğer beceremezsem cinler alemine kaçırılıp her gün farklı bir cin tarafından delice takkelenebilirdim...

    yapmak zorundaydım ama başka çarem yoktu... 2013 altın takke ödülümü başıma geçirip, def çalarak ilahi bir nur çemberi oluşturdum. hz isa model saçımdan da bir tutam kesip çemberin içine koydum. devamını buraya yazarsam bu satırları hiç üşenmeden okumakta olan güzel insanlara kafir cin musallat olmasına sebep olabilecek ayini düzenledim... çok geçmeden çemberin içinde medusa'nın kafası gibi bir şey belirdi. kelleyi alıp önce bir güzel türbanladım ve takkemin her tarafına küçük aynalar yerleştirdim...

    saatlerce süren bu işlemlerime rağmen alkol ve zinanın etkisiyle kendinden geçen ateistler çılgınlarcasına eğlenmeye devam ediyorlardı. hatta bir an takke dahil üstümde ne varsa çıkarıp aralarına katılasım geldi ama bir evliyaya yakışanı yapmalıydım... medusa'nın gözlerini takkemdeki aynalardan yansayacak şekilde yerleştirdikten sonra ''u can't touch tits'' şarkısını açıp mc hammer'ın çılgın dansını yaparak ateistleri birer birer taşa dönüştürmeye başladım. hepsi pompei kavmi gibi bacak omza, cow girl, 69 gibi pozisyonlarda taşa dönüştüler...

    geriye bir tek beni dövüp annesini huzur evine postalayan ateist kalmıştı. korkudan dizleri titriyor, o varlığını her gün inkar etmekten bıkmadığı allah'tan yardım dileniyordu. camdan atlayıp kaçmaya çalıştığı an doksan dokuzluk tespihimi mortal kombat'taki scorpion'un kunai'si gibi kullanıp ''get over here!'' diye bağırdıktan sonra kendime çektim. şimdi anasının türbanını laciverte boyamıştım işte...

    ellerini doksan dokuzluk tespihimle bir güzel bağlayıp, evimde ''sakal-ı keriz'' olarak sergilemek üzere sakalından bir tutam kestim. ardından sesimi pezevenk sesi yaparak 155'e fuhuş ihbarında bulundum. yıldırım ekipler amiri kenan önderliğindeki ahlak polisleri taşa dönüşen bedenleri pompei müzesinde sergilemek üzere götürürken salih'le beraber kahkahalar atarak zafer dansları yaptık...

    bir an durdu salih. bu kadar gülecek ne vardı dedi. sanırım haklıydı... ülkemizdeki yasa dışı cinsel ilişkiler gün geçtikçe artıyor, gece kulüpleri camilerden daha fazla rağbet görüyor, gencecik kızlar türbansızlık sendromundan birer birer yataklara düşüyordu... gülüyorduk ağlanacak halimize... şen kahkahalarla hem de...

    https://www.youtube.com/watch?v=Y6RZQSGSCPU
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük