gurbetteyken ağlatır insanı..kendin yaşanılan yurdun altında elbiseleri yarım saatte maksimum 60 derece yıkarsın, sonra kaloriferin petek aralarına en acil giyilmesi gerekenleri yerleştirirsin diğerleri günlerce bekler ütü mütü hak getire..giyerim buruşuklukları da gider bi süre sonra dersin..o an annen gelir aklına, her hafta mis kokulu nevresimleri yıkamasını, salonun orta yerine asmasını özlersin..bunlara önceden sinir olduğunu hatırlarsın , "anne çek şunları ya tv izliyom" diyen kendini dövmek istersin..bi çamaşırdan da amma özlem çektin be kardeşim diyenlere de hafifçe gülümser geçersin..
ütüyü yapana sağlamından küfrettirir. neyse ki kendi ütümü yapıyorum da durduk yerde anama sövmüyorum. kaldı ki mecbur kalmadıkça giymem sıcak gömlek neyin.
sıcak kıyafet mi giyilir lan? nasıl bir şefkat açlığınız var sizin?