Çok ilginç bir başlık oldu, farkındayım. Anlatmak istediğim aslında şu, teyzemi bundan 6 ay önce kaybettik. 26 yaşında kuzenimi düşündüm. Hayat onun için çok zor, yarın bir gün evlenecek kız istemeye babası ya da ailenin büyükleri gidebilir, ya da düğünü mü olacak tüm teyzeleri, halaları annesinin yokluğunu hissettirmemek için azami gayret sarf edecek. Fakat yemek yerken aklıma geldi, ulan dedim peki en sevdiği yemeği bundan sonra nasıl yiyecek bu adam. Ne büyük lüks ulan anneye bir telefon açıp "Anna yaprak sarma yapsana" diyebilmek. Artık kime desin, diyebilsin ki bu adam. En fazla teyzesi "oğlum neyi seviyorsun, ondan yapayım" der bayramlarda seyranlarda. Ama canım çekti şunu yapsana diyememek ne kadar acı be. Belki evlenince eşine der. Ama annenin yaptığı dolmanın, mantının dolaptaki boşluğu kalbin sızı kadar büyük değil midir a dostlar.
herşey de onun izi varken... dolma kimin aklına gelir ki ? hayat zaten onun izlerinin bütününden ibaret değil mi... gözle görülemeyen insanı tam 12'den vuran bi tek onun hissettirebildiği ve onun bünyene kattığı insanlığın izlerinin altında öyle bir ezilirsin ki, onun dışında ki şeyler biraz hafif kaldığından "küsmek" gibi bi girişimde bulunulamaz. en azından buna kafa yoracak zaman dilimin olmaz, diğer kattıklarından ötürü.