Holde ki sobanın önüne koyulan leğenin içinde başlar her şey.
Sokaktan zorla kir pas içinde çağrılmışınızdır. Titizlikten hiçbir şeyi gözü görmeyen anne işbaşındadır. Sobanın üzerinde kaynayan güğümden, leğenin yanındaki kovanın içine fazla miktarda kaynar su koyulur, az miktarda da soğuk su ilave edilir. Çocuk leğenin içine oturtturulmuş haşlanmasını beklerken işte o an geliverir. ''Yandımmmm'' diye bağırılsa da sus diye maşrapa hemen yenilir kafaya. Sonra beyaz sabunla kafamız sabunlanır köpürmesi için bir maşrapa daha su dökülür tekrar ''yandımmmm'' diye bağırınca bu sefer, ''sus'' der sabunu kafamıza yeriz. yüzümüzün sabunlanmasıyla gözlerimizin yanmasıyla işkence devam eder.
Sonra vücut sabunlanmaya başlanır. Bütün gün sokakta güneş altında deri yumuşadığından sıcağı ve sabunu görünce hemen yumuşar ve kalkar o deri. Sonra anne beyaz sabun ve lif kombinasyonunu kullanarak derinizi yüzmeye başlar. ''Acıyoooo'' diye bağırdığınızda, ''sus fitil fitil kir'' olmuşsun denir. Vücudun her yerinden nizami bir şekilde deri yüzülür. Sonra baştan aşağı o kaynar su dökülür. Ve kıpkırmızı olmuş o derinizle havluya sarılıp soba arkasına oturtturulursunuz.
Çocuğunun her zaman temiz, pak gezmesini isteyen anneme bunları anlattığımda; ''ben öyle bir şey yapmadım, ben o kadar gaddar mıyım'' diyor ya tam bir komedi yaşıyorum.
Bazen özlüyorum hep düşünüyorum. O zamanlarda ne kadar acı vermiş olsa bile bugün bunları anlatacak, anlatırken gülmeme sebep olan anılara sahibim.
arada kafasına tasla vurur sonra neredeyse kaynar olan suya çok soğuk diyip daha da ısıtır daha sonra kedi gibi sobanın yanına otuttururlar ardından saç kurutma işlemi başlar.saçı kurutup derkene bu sefer arkadaşlar tekrar çağırır ve herşey yeniden yaşanır.
kolunun bacağının kırılma tehlikesi vardır. Ama ne var ki çocuğunun canı yansa içinden bir parça kopacak olan anneler, çocuklarını yıkarken hiç bu konuya özen göstermezler.