yıl 1995 ilkokul 5. sınıfa gidiyorum.
kardeşim var didem adına
benden 3 yaş küçük
daha bebek sayılır.
okula gidiyorum sabahları
istinyede oturuyoruz o zamanlar.
maddi durumumuz yok
babam 3 5 kuruş maaş ile çocuk okutup kira vermeye çalışıyor.
amcam evlenecek o zamanlar
birde onun telaşı var.
babam amcamada destek oluyor.
bize 1 veriyorsa ona 2 veriyor
kardeşimdir alsın diyor.
4 erkek kardeş babamlar.
ama en insancıl olanı babam.
kısa boylu temiz yüzlü
kimse ile işi olmayan tek derdi evine ekmek getirmeye çalışan bir adam.
okulun 2 yada 3. ayı
okulda fakirlere yardım ediyorlar.
müdür sınıfa geliyor beni çağırıyor
sınıftaki cocuklar diyor ki '' bunlar fakir olduğu için yardım edecekler '' diyorlar
müdürün odasına giriyorum
yüzüm kıp kırmızı
oğlum gel bu kitaplar senin diyor.
almıyorum gurur yapıyorum.
zorla veriyor kitapları
sınıfa geliyorum herkes bana bakıyor.
utanıyorum.
ellerim terliyor.
tenefüs oluyor.
tuvalete gidip ağlıyorum.
olaydan bir kaç gün sonra bizim okuldan 20 30 öğrenciyi alıp istinyede depoya götürüyolar
yine utanıyorum
gitmem diyorum
aileme haber vermedim
kızdım onlara
beni rezil ettiler diye.
gittik depoya.
ayakkabı beğenin diyorlar.
altı tırtıklı ayakkabılar modaydı o zamanlar.
denemedim bile utancımdan.
ama içten içe mutluyum.
en sonunda babamın alamadıgı ayakkabıyı almıştım.
mahallede en son ateri ve bisiklet benimki oldu.
hep en son bana gelirdi böyle şeyler.
durumumuz yoktu.
babam alamazdı.
cebindeki son parası ile benim sevdiğim şeyleri alırdı hep.
yengemle amcam konusurken duymustum
babam cebindeki son parasını bana harçlık verip
istinyeden beşiktaşa kadar yürümüştü.
duyunca sabaha kadar tavana bakıp ağlamıştım.
amcamın düğünü yaklaşıyordu iyice
en sonunda o gün geldi
ben dayımın bana aldıgı takım elbiseyi giyip gittim düğüne
kardeşimede halam gelinlik almıştı o zamanlar
başkalarının aldıgı elbiselerle amcamın düğününe gittik.
babam ve annem çok mutluydu.
dans etmişler , oynamışlardı düğün boyunca.
düğünden geri dönüş başladı.
ben ve kardeşlerim halamlarla beraber dönüyoruz.
annem babam ise mahalledeki birol abinin eski arabasıyla dönüyolar.
eve geliyoruz.
herkes mutlu.
en büyük amcamın telefonu çalıyor.
büyük amcam telefonda çığlık atıyor.
biz anlayamıyoruz tabi ne oldugunu
bizi dışarı çıartıyolar.
halam çığlık çığlığa ellerini dizlerine vurarak kapıya çıkıyor.
biz hala anlamıyoruz.
komşumuz kerim ali abi var.
zengin yakısıklı oğluna her istediğini alan bir adam.
anneniz babanız kaza geçirmişler ama iyiler şimdi diyor.
inanmıyorum ben.
kardeşim halamın kucağına öylece izliyor.
istinye devlet hastanesinde diyorlar.
hastaneye gidiyoruz
düğün konvoyu resmen o halde hastaneye akın ediyor.
bizimkilerden içeri giren yeğe yığılıyor.
evet annem babam o gün orada öldüler.
bana 1 tane ilaç veriyorlar.
iç bunu diyorlar.
her şeyden habersiz içiyorum ilacı
sonra uyuyorum .
uyandıgımda bizim evde cehennem gibi bağırışlar yakarışlar
yeni evlenen amcam duvarları yumrukluyor.
ben olayın ciddiyetini o zaman anlıyorum.
annemi babamı memlekete orduya gömecekler.
ben ağlıyorum fakat neye ağladıgımıda bilmiyorum
çocuk aklı bazende gülüyorum.
cenaze arabası işlemlerini hallediyolar
cenaze arabası yok
mecbur yolcu otobüsü ile gidecek tabutlar
bütün gece uyudum
en fazla halamın çığlıklarına uyandım gece boyunca
sabah oldu otobüs yanaştı kapının önüne
bagajı açıldı otobüsün
ben eşya koyacaklar sanarken annemin tabutunu otobüsün bagajına koydular.
babam ise otobüsün en arka 5 li koltuguna
.
pek fazla bişey hatırlamıyorum.
beni babamın tabutun bir ön koltuguna oturttular.
sanki babam kalkcak gibi.
kardeşimi düşünüyorum o yaşta.
daha 3 yaşında.
filmlere özeniyorum.
çalışıp kardeşime bakarım diyorum.
kimseye ihtiyac duymuyorum.
kardeşim her şeyden habersiz arada gözlerini bana çeviriyor.
bende gülüyorum anlamsızca.
hayatımın yönü o gün değişti benim.
farklı planlar yaparken birden kardeşimle hayatımızn başlancıgı oldu resmen.
babamın yüzünü hatırlamıyorum neredeyse.
fotoğraflara baktıkça canlandırıyorum.
konusurkenki hallerini zor canlandırıyorum.
beynim almıyor.
annem , canım annem geliyor aklıma yol boyu
ben hala öldüklerine inanmıyorum sanki uyanacaklar gibi bi o kadar rahatım
otobüs mola veriyor.
herkes iniyor otobüsten.
tek ben kalıyorum
kimse yokken babamın tabutunun yanına gidiyorum
tabuta sarılıyorum.
onuda babam öldüğü için değil.
filmlerdne öyle görmüşüm.
biraz tabuta bakıp aşşağıya iniyorum.
karnım acıkmış.
hemen çocuklarına gözleme alan en büyük amcamın yanına gidiyorum.
amcam 2 çocugunuda doyuruyor
gözlemeler ayranlar.
semih ve samet ne güzelde yiyorlar.
amca bende açım diyemiyorum.
amcamda sormuyor.
çocuklarının karnını doyurmakla meşgul.
o gün anne ve babamın değerini en fazla anladıgım gün oldu.
babam olsa ne yapar ne eder karnımı doyururdu benim.
halamın verdiği 1 poğaça ile gidiyorum köye kadar.
aç bir şekilde gidiyorum.
kardeşim 17 18 yaşına geldiği zaman söylüyor.
oda 1 dilim poğaça ile gitmiş o yolu.