annenin 1 haftalığına ankaraya gitmiş olması demek, evdeki bütün işleri sen yapıcaksın demektir.
şöyle ki;
alışveriş senden sorulur, yemek yapma zorunluluğun vardır çünkü baba hayatında hiç bi iş yapmamıştır anne onu hep şımartmıştır, bıraksan aylarca yemek hazırlamaz açlıktan ölür o kadar da üşengeçtir ve bu sebepledir ki her iş senden sorulur. küçüksün sen tabi ki sen yapacaksın koskocca babba çocuğuna yemek hazırlar mı hiç? tabi ki hayır!
yemek hazırladın ellerine sağlık, hadi bakalım şimdi masayı hazırla. yemekler yendi masayı topla, bulaşıklar öyle bırakılmaz öküz müsün anne hiç öyle yapmaz neden çünkü kokar* evveettt şimdi tam oturabilirim diye düşünme hiç çünkü baba her akşam yemekten sonra mutlaka 1 koca fincan çay içer bilmiyo musun (salak, yemin ederim gerizekalı bu çocuk) "ama ama babba sadece 1 bardak çay için mi demlicem annem olsa içerdi bi demlik çayı ama şimdi yazık ziyan olcak 1 bardak için demlersem, sallama çay versem?" "tamam tamam demlerim, yeter ki kızma" (ulan koskoca demlik boşuna gidecek, yazık yaa biz bi odanın ışığını 5 dk açık bıraksak demediği laf kalmaz) offf yine oturamadık neyse 1 gün gitti kaldı 6 gün. anne görevleri ne lanet bişeymiş. çok üzüldüm anneciğime tatil onun da hakkı ama gelsin ellerini ayaklarını öpücem, tamam lan kremli masaj da yapıcam. söz**
edit: keşke babam bu entry tarihinden tam 36 gün sonra bizi bırakıp çok uzaklara gitmemiş olsaydı yeminle her istediğini seve seve yapardım, akşamları 1 değil 100milyon demlik çay bile demlerdim. yeterki beni bırakmamış olsaydı. özledim seni canım babam, umarım el sallayınca görüyosundur beni...