annenin çocuğu için en iyisini yapma isteğidir. mesela elma yermisin der cevap olarak yok anne yemicem dersiniz ama 2 dk. ya kalmaz o elma önünüze gelir. verdiğiniz cevap yerine ulaşmamıştır. bir yandan elma yemek istemeyişiniz bir yandan verdiğiniz cevabın sallanmaması duyguları arasında o elma artık yenmelidir. çünkü anne zahmet edip getirmiştir. afiyet olsun efendim.
sinir bozucudur. ve de seslenişten sonraki cevap verilişteki o ölüm sessizliği delirtir insanı.
+ayşeee.
-efendm anneee.
(anneden birdaha yanına gidene kadar asla ses duyamazsınız. )
insanı odaya kapatıp yastığı sırılsıklam edecek kadar ağlatır. çok acı vericidir. gözyaşlarınızı tutamazsınız, her yerde söylediğinizin ciddiye alınmamasının hayalini görürsünüz. kısaca sadece çalı çırpı tarafından ciddiye alınan bir zavallı olmak çok kötüdür.
gel de sözlük ergeniyken öfkeni akıtma şimdi sözlüğe, 12 yaşında olmanın acısını anlatma, bu entry'de çok sinirli sözlük yazarının dramına şahit oldunuz.
- ben sizin hizmetçiniz miyim, köleniz miyim? bu çorapları çamaşır makinesine atmak bu kadar mı zor ya? ama annenizin işi ne ki? g.tünüzü toplasın di mi? benim zaten yaşamaya hakkım mı var? kim dedi sana bu kadar çocuğu doğur diye?
+anne sırasıyla hayır, hayır, ev hanımı, evet, evet, eben.
siz cevabın en kritik kilit kelimesini sarf ediyorken, annenizin bakışlarının alakasız yerlerde ve hareketli olduğunu farketmenizle farkedebileceğiniz ve alışkın olduğunuz durumdur. "ne dedim ben?" şeklinde ani bir çıkışla dumur edilebilir.
orda mevzu cevap almak degil seni guc duruma dusurup, psikolocik baski ile bir daha yapmamani saglamaktir. he anam haklisin canim annem, ske surulecek akil olmadigi icin yaptik bi mallik, affet diyceksin. biraz ilm-i siyaset bilip bildigini okumaya devam etceksin. ana lan bu daha fazla naapabilir yani?