+annne hep böyle yapıyorsun ama!!
-öyle işine geliyorsa ayda bir geliyor misafir.
+e anne sen de zaten ayda bir yapıyorsun o da misafir gelince ben ne zaman yiycem.
-artarsa tırtıklarsın oğlum işte neyine yetmiyor.*
+anne ben evlatlık mıyım??
-!?! *
çocukların dünyadan bihaber olduklarının göstergesidir. anneler hamallarınız değildir; günde üç öğün zıkkımlanacağınız yemeğinizi önünüze koyacak, elbiselerinizi yıkayacak, evi temizleyecek, keyfinize göre pasta böre yapacak.
belki de annelerimiz bize de hususi olarak pasta börek yapıyordur da bizim dikkati nazarımızı çekmiyordur ne dersiniz...
bu durumda bile bu pasta börekleri yedirtmeyen anneler vardır.böreğe doğru yönelir elinize bir börek alırsınız ama anneniz elinize hızlıca vurmak suretiyle böreği elinizden tekrar tabağa düşürür."onlar misafir için hödöcan!"Bizim için olan nerde?***
sorun değildir. ani bir manevrayla bu durumdan istifade etmek mümkündür. şöyle ki; misafirin elindeki çatalın tüm hareketleri gözle takip edilir. böylece rahatsız olan misafirin yediği burnundan getirilir. aç kaldıkları için bahane bulup erkenden giderler. anne de kekler de börekler de sana kalır. afiyet olsun.
allahim o nasil guzel bi kokudur, aksam aksam ertesi gun icin pisirilen pastalardan gelen.. planlar yapilir, annenin ortamdan uzaklasmasi kollanir, cikmak bilmez bi turlu mutfaktan, ertesi gun kullanacagi tabaklarini, catallarini hazirlamakla mesguldur. kivranilir mutfakta ama annenin gozu ustunuzdedir. uzun zaman harcarsiniz ama ufacik bir tirtiklamaya bile firsat bulamazsiniz. nefsinizi bastirmak icin kabin dibinde kalan kek hamurunu siyirirsiniz parmaginizla siz de. e hic yoktan iyidir cunku, boylece sansinizi sabahin erken saatlerine birakirsiniz, belki anneniz insaf eder de kahvalti da bir iki parca pogaca koyar onunuze diye..
gurbette okuyan öğrenci evlat için sorun olmayan durumdur. her geldiğinizde pasta,börek,sevdiğiniz yemekler yapılır hatta okula dönerken çantaya bile stok yapılır.
bir de bunun yemek masasına oturulacakken çocuğunu masadan kovup mutfağa yollayan versiyonu vardır...hayır bütün çocuklar mutfakta olsa yine iyi de sadece o mutfaktadır, misafir çatal bıçak tabak takımlarından verilmez ona günlük mutfak hırdavatları konulur önüne sonuç olarak kendi evinde ezilen bir çocuk vardır...
anne etrafında tombik eş ve çocuklar görmek istemediği için bu yola başvurur. malum, hamur işi yedikçe insanın yiyesi gelir ve evde ne kadar çok bulunursa o kadar çok tüketilir.
kırk yılda bir gelen misafir kadar değerim yok mu şu evde diye isyanlara gelinmesi oldukça olası bir durum.
ayrıca misafir ol gel bana; börekler açarım sana dizelerine sahip, "misafir" sıfatına sahip olmayan bireylere, ev sınırları dahilinde "pasta-börek yapılması" gibi haklar tanınmadığını betimleyen bir de şarkı vardır.
aynı anne bir de misafir gelene kadar keki kestirmez, kurabiyeden vermez. misafir gelince gider çöreklenirsin salonun ortasına en çok sen yeserin sonra davul gibi şişersin. anne de kızar;
- a çocuğum neden yedin bu kadar?
- kırk yılda bir yapıyorsun anne, ne yapalım bulmuşken yedik.