iki gündür üzerimdeler. Gözleriyle dövüyor beni, ağzıma ağzıma terlikle vuruyor sanki.
iki nefes alıp içinden bana küfrediyor gibi geliyor da tam da bilemiyorum.
Şimdi şöyle oldu; ben eğitim için bir sene yurtdışına gittim. Avrupa da evden aileden tamamen kurtulmanın huzuruyla, özgürce gezdim, yedim, içtim
Kadınları sevip seviştim. Uyuşturucunun tatlığını keşfettim.
Gün geldi banklarda uyandım
Ya da nereye gittiğini bilmediğim trenlerde hayatımı yaşadım.
Okul mu? Ehe sanırım biraz uzak kaldım. Varlığından bile haberdar olmadığım derslerden kalmıştım.
Ama 6-7 ay sonra derslerden çakmanın verdiği huzursuzlukla
Aileme olan sorumluluklarımı yerine getirmemin gerektiğini anladım.
Düzenli okula gidip gece hayatımı düzene soktum.
içkiye olmasa da diğer maddeleri bırakabildim. Okula gittim en önemlisi.
Ve günlerden bir gün aşık oldum.
Yemeden içmeden kesildim. En son dayanamayıp açıldım.
O kadar hızlı oldu ki her şey.
Dibine kadar sevdim, doyumsuzca sevildim.
Ve sene sonunda, yazın başında, son işlerimi de halledip eve geldim. Ailemi ziyaret etmeliydim. Zira türkiye ye temelli dönmeyeceğimi süreyi uzattığımı öğrenince zaten üzgündüler.
Eve yarı siyahi bi kadını "gelin" getirince sanırım iplerin koptuğu nokta oldu.
iki gündür annemin psikolojik,fizyolojik, biyolojik, felsefik her şekilde göz hapsindeyim. Sevgilim 1 hafta kalıp, ailesinin yanına döndü çünkü. Anca tırnaklarını çıkarabildi valide.
Neyse alışır artık. Ehe.