ölüm çeşitlerinden biridir. kalp krizi, sol kol uyuşması ile başlar, kalbin durması ile sonlanır. kalp krizi geçiren anneyi görmek çok zordur.
iğrenç kokan hastanede saatlerce beklemektir.
ameliyathaneden çıkan her hastayı anne sanmaktır. yoğun bakım ünitesinin önünde çaresizce bilmem kaç tane kahve bitirmektir.
bir yandan dimdik durup etraftakilere güç vermek iken bir yandan da içten içi allah a haykırıştır, yalvarıştır.
dünyaya gelmenizi sağlayan kadının, kaybedildiğini düşünmeye sebep olan andır.
üstünden iki hafta geçmesine rağmen, gözümü kapattığımda aklımda canlanan sahnedir.
ambulanstayız, çocuklarım diye sayıklıyor, aklımdaki ve hayatım boyunca unutmayacağım en canlı an.
sonra, kalbi durduğunda oluşan karmaşa.
insanlar hareket etse de elimi sıkıca tutan eli gevşediğinde, bir an gittiğine inanmak.
sonrası bulanık bir camın ardından izler gibi. bir şeyler göğsüne yapıştırılmış, bir kere daha canı atsın, onun tek bir nefesine can atan insanlara bağışlasın diye çabalar.
fazla bir açıklaması yok. ameliyata alınması ve iki kez kalbinin durmasıyla ameliyathane kapısında beklemek.
arkadaşlarınla vakit geçiriyorken aradığında yarın sabah ben ararım dediğin her ana lanet etmek.
bir önceki gece bunu demiş olmak...
uyansın her istediği olacak, her gün arayacağım diye dua ederken can çekişen çığlığını duyup buz kesilmek.
''beklentiniz az olsun, hayati riski yüksek'' diyen doktoru o an hayatından etmek istemek.
bu düşünceler ve kavramlar içinde saatler geçirmektir. daha doğrusu günler, yıllar...