annenin hasta olması

entry30 galeri0
    30.
  1. Benim annemin teşhis konulmayan bir hastalığı var. Maalesef.
    1 ...
  2. 27.
  3. Abi çok kötü ya.Ben Düzcede'yim o tekirdağ'da.Sesinden anlıyorum hasta olduğunu.iyiyim iyiyim diyor bide.Tek istediği senin mutlu olman kendini düşündürtmemek istiyor.Sevin annelerinizi, hastaysa daha da özen gösterin.
    4 ...
  4. 26.
  5. tüm ev işlerinin size kaldığının göstergesi.
    0 ...
  6. 27.
  7. Başıma gelen olaydır. Samimi olmak istiyorum.

    Daha üniversiteye bile girmedim, küçüğüm. Annemin yaklaşık 6 senedir çeşitli hastalıkları ortaya çıkıyor. Gaz sıkışmasından tut, bacak ve kol uyuşukluğuna, rahim ağzı iltahabına, baş dönmesinden mide bulantısına neredeyse her acıya katlandı.

    Tekrar ameliyat masasına yatırılıp rahim ağzındaki iltahabı akıtacaklarmış. Nasıl yapılacağını bana söylemiyor.

    Annesi sağlıklı olanlara daha da uzun ömür, vefat edenlere de baş sağlığı diliyorum.

    Tedirginim sözlük.
    15 ...
  8. 26.
  9. Önceden kızdığım pişman olduğum tüm mızmızlıklarına katlandığım durum. iyi olda sen sağlıklı olda biz kötü olalım.:
    0 ...
  10. 25.
  11. kimseyi üzmemesi gereken durumdur. en azından beni üzmez kendi annemin hasta olması, gebersin yaşlı bunak. açık ve net.
    2 ...
  12. 23.
  13. Moral olarak cokuntu yasayan cocuklsr olur her zaman.
    0 ...
  14. 22.
  15. 21.
  16. Boktandır. Çok boktandır. Hele ki kanser ise bokun dibidir.
    Anneler hasta olmasın, onların yerine biz oluruz.
    1 ...
  17. 20.
  18. annem hasta dahasını bilmeye ihtiyacımız yok. bu entry de birazdan silik yer tanım içermiyor diye tam oluruz.
    1 ...
  19. 19.
  20. 6-7 yaşındaydım sanırım. bizimkiler ayrı. cumartesi-pazar anne evine postalanıyorum. bi gittim bizim ki çeyizlik pembe sabahlığı giymiş kapıda sümük çekiyor. çok yaklaşma bana dedi ve her tarafı mikroplu sıcak yuvasına aldı beni. babamın insanllığı tutmuş olacak ki o gün gel götüreyim diyor ama yok. beni çamaşır sepetine kirli tıkar gibi kapıdan içeri tıkıp hadi pazartesi alırsın çocuğu dedikten sonra kapadı kapıyı.
    -aç mısın yavrum?
    -aç olsam ne yiyeceğim? mikrop çorbası mı?
    -hadi sen git salona bende bi şeyler yapayım sana?
    -yok babam gelirken yedirdi bi şeyler.
    -gel yatalım o zaman biraz. okul nasıldı?
    -...
    gittik zaten bu 15 dk sonra uyuyakaldı. bende çocuğum sıkıldım. annemin evinde de az kaldığım için meşgul olabileceğim kişisel eşyalarım pek olmazdı. kettle almış falan (hatta hala aynı kettle'ı kullanıyor.) değişik pratik işler dönüyor mutfakta. o zamanlar kettle büyük icattı.
    yılan hikayesi dizisinde bi gün zeyno çay demliyeyim diyor memoli yok yok otur deyip sallama çay getiriyordu. zeyno balık mı tutacağız bu nasıl çay böyle kılığında bi şey diyordu. neyse işte bende o diziden öğrenmişim balık tutturcam anneme.
    babam okulun kantininde beni her cuma beklettiği için kantinci apo abiden kettle nasıl çalıştırılır gözlemlerim sayesinde öğrenmişim. bastık tuşa. attık bardağa oltayı. 4-5 dakikada ısınacak belki ama çocuksun sıkılırsın o su ısınana kadar. babaannem ne zaman hasta olsam tuzlu çubuk kıraker verirdi mantığıyla bi tabağa çiçek yaprağı şeklinde dizdim onları. annem domatesi çok sever diye bi tanesini ortadan ikiye parmağımla bölüp (ki evde bıçak kullanmam katiyen yasaktı.) çubuk kırakerlerin ortasına koydum. oluşturduğum "kasımpatı" ( ne dolandım nette şu benzettiğim çiçeğin ismini bulmak için...) ve salladığım oltam muhteşem görünüyordu. şimdi ailenin, o evin direği olmam lazımdı. dolapta yarım limon olması için çılgınlar gibi dualar ediyordum. dolabın kapağını açtım ama yumurtaların olduğu kısımı tam göremiyor gibiydim. zıplayıp saniyelik görüşümle limonu tuttum ve artık zafer benimdi. çatalı tam ortasına batırıp bir aile babasının salataya sıktığı edayla annemin çayına sıktım limonu. tepsiyle rintintin götürdüm odasına.pek bi sevindi, gözleri dolmuş olabilir.

    iyileşeceği varmış, ertesi gün ayaklanıp beni derslerim ve çamura batmış okul üniformam yüzünden azarlarken çalan telefonu açıp çocuğum iyileştirdi beni teyzesiii diye uzaktaki akrabalara rol kesti.

    annemin hasta olması sayesinde ilk kez mutfağa girdim. hala mutfağı çok severim. yemek yapıp, yemeğe aşık bi insanımdır. belki o gün sayesinde; yaşasın mikroplar! o zamanda hiç üzülmemiştim çünkü beni azarlayacağını biliyordum anne, özür dilerim.
    3 ...
  21. 18.
  22. berbat bir durumdur.Allah kimsenin başına vermesin.
    3 ...
  23. 17.
  24. Üzücü durum. Allah başımızdan eksik etmesin.
    3 ...
  25. 16.
  26. Bilin ki hiç olmaması daha kötü.
    1 ...
  27. 15.
  28. çok ciddi bir hastalık olmasa da, kendisini halsiz durumda yatarken görmek, başka bir şey düşünememenize sebep olur. özellikle babam öldükten sonra, annem her hastalığında ölecek paranoyası geliştirdim sanırım.
    0 ...
  29. 14.
  30. Kahvaltı hazırlayamadigi için sizi de hasta eden durumdur.
    0 ...
  31. 14.
  32. insanı skip ad an olay. çocukluğuma dönmek istediğimde 'anne' bölümüne gelince duraksıyorum hep. çünkü ben annemin kırmızı pijamalarıyla yatakta yatışını hatırlıyorum sürekli. öksürdüğünü, tıkandığını. yanında sürekli peçeteleri olurdu. kusmalarını hatırlıyorum. belki de bu kadar silik, zayıf, utangaç olmamın sebebi budur. belki de başka şeyler. ama bana etki ettiği kesin.

    astımı vardı annemin. 'fısfıs' ı vardı yanında. dizilerdeki gibi yerlerde sürünerek astım krizi geçirdiğini hiç hatırlamıyorum. sanırım geçirmedi. ama kedi gibi hırlardı. kapı çaldığında eğer bir hırıltı sesi duyarsam o annemdi bilirdim. eğer çok tıkanırsa o lanet ilaçı içine çekerdi. sura gibi bir ses çıkardı.

    ben ilkokula başladığım yıl hastaneye yatırdılar. bozyaka ssk. beni kan tutar. ben doktorlardan ve hastanelerden nefret ederim. en çok da bozyakadan. yine annem gibi sevdiğim yengemde burada yatmıştı sonrada ölmüştü kanserden. annem 10 gün yatmıştı hastanede. başında büyük ablam vardır. küçük ablam ise her zamanki gibi bana bakmakla yükümlüydü. derslerim de kötüydü zaten. okumayı sökmüştüm ama sınavlardan hep kötü alıyordu. beni ablam götürürdü okula. sinir olurdum herkesin annesi gelirdi benimki hastaydı. ben öğlenciydim akşam çıkardım okuldan. kışın herkes sobaları yakardı. hava leş gibi olurdu. annem bu yüzden hiç gelmezdi okula. ev hep gergin. bende eve gelir gelmez vahşi güzeli izlerdim.

    annem sonra toparladı biraz. normale dönmüştü. artık eskisi gibi yorgun falan da değildi. bu uzun süre böyle devam etti. ben ortaokula geçtiğim vakit sağlık karnesi bitenler rapor mu alıyorlarmış. öyle bir zamazingo işte. tahlil mahlil yaptılar rapor için. gene bozyakada. anjiyo gerekiyormuş. ne alala? yaptılar. 1 gün hastanede yatmıştı telefonla konuşmuştuk. annemin kalp kapakcıkları kan mı ne kaçırıyormuş. bide bu çıktı başıma. astımı bu yüzden mi acaba. doktor falan buldular. 6 ayda bir gidiyordu ona. ama iyidi. eskisinden çok daha iyi. küçükken romatizma geçirmiş ondan oldu dediler. ameliyat falan demişlerdi. ama yapmadılar. birde bu olaylar olurken benim sınıfımdan bir kız annesi ayağından ameliyet olucak diye sınıfın içinde ağlamıştı. ağzını burnunu kırasım geldi. evet ayak ameliyatını küçümsedim.

    annem şimdi iyi. arada bir kalbim sırtım falan ağrıyor diyor biraz şekeri falanda var ama çok şükür eskisi gibi değil.
    1 ...
  33. 13.
  34. gecenin bir körü skype karşısında soğuk terler dökmektir. gıda zehirlenmesi geçiren annenin evde yalnız olması itibariyle, kendini güvende hissetmek adına 2000km uzağındaki evladını aramak zorunda kalması sonucunda görüntülü konuşma yaparken bir yandan da anneye direktifler vermek suretiyle çaresizce çırpınmaktır. ''ona gelecek olan bana gelsin'' dedirten, can acıtan , anneye bu kadar savunmasızlığı, hastalık ve güçsüzlük halini yakıştıramayan bünyeye şok etkisi gösterendir.
    2 ...
  35. 12.
  36. allah ondan alsın bana versin ne verecekse...
    1 ...
  37. 11.
  38. keşke onun yerine ben hasta olsaydım denilen andır çünkü siz annenize her ne yaparsanız yapın onun size baktığı gibi bakamazsınız. üzülürsünzi canınızdan can gider, iki de bir bir şey ister misin diye sorarsınız ve pervane olursunuz etrafında, hele ki inatçıysa ve doktora gitmem diye tutturmuşsa sinir öfke üzüntü hepsi birbirine girer. ben olsaydım zorla götürürdün ama değil mi bile diyemezsiniz hasta anneyi üzmeyim diye. daha kötüsü olmaz inş. ve iyileşsin artık ben onun yerine hasta olabilirim.
    2 ...
  39. 10.
  40. canınızın acımasıdır. kaygılanmanız ve korkmanız demektir. onlar birer melek olduğuna göre keşke hiç hastalanmasalar.
    (bkz: anneler melektir)
    2 ...
  41. 9.
  42. Hayatınızın sıfırlandığı ve bittiğiniz andır. Bugün bir arkadaşım annesini kanserden dolayı kaybetti, bugün tüm gün onun yanındaydım ve onun o halini görünce içim parçalandı göz yaşlarımı tutamadım. Şu an bu yazılarıda yazarken gözlerim doluyor. Size her gün yemek yapan, çay veren , kızan , sizi seven biri artık hastadır. Ve bu hastalık kanserse o zaman işte geri dönüşü yoktur hiç birşeyin. ''Anne'' ne güzel bir kelime değil mi? Bizi 9 ay karnında taşımış, sevmiş ,büyütmüş bizim için elinden geleni yapmıştır, fakat bir hastalık bir anda tüm dünyanızı karatıp onu sizden alabilir. Sadece bir hastalık yani ölümün bir bahanesi. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Tüm yazar dostlarımızın anneleri'nin ve tüm annelerimizin ömürleri uzun olsun. Hasta olan annelerimizede allahtan şifa diliyorum. iyi ki varsınız.
    7 ...
  43. 8.
  44. devası olmayan bir hastalıksa insanın bir daha gülememesine sebeptir. *
    4 ...
  45. 7.
  46. yemekmiş, bulaşıkmış, ev toplamakmış bir yana kalsın. annedir o..

    hasta yatağında pençeleşirken bırak ev dağınık kalsın, bırak diğerleri aç olsun.

    yeter ki annem iyi olsun..

    tüm hasta annelerin biran evvel iyileşip, sevdikleriyle güzel günler görmesi dileğiyle.
    6 ...
  47. 6.
  48. sabah ütüsüz giysilerin giyilmesi, çorapların 16 dakikada nerede olduğu bulunması, kahvaltı etmeden evden çıkmaya sebebiyet verecek
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük