yıllarca birlikte olup evlenme hayali kurduğunuz kız arkadaşınızı vakti gelince büyük beklentilerle annenizle tanıştırmaya karar verirsiniz ve annenizin karşısına çıkarırsınız. büyük beklentilerle ilk adım olduğunu düşünürken anne önce hevesli görünmez ve siz anne yüreği el vermedi diye kendinizi avutursunuz. ancak anne yavaştan bir kaç eleştiri yapar; derken beğenmediğini söyler. yıkılırsınız. sırtınızdan soğuk bi ter akar.
yıllarca beklediğiniz an, çok kıymetli anneciğinizin dudaklarından dökülen iki sözcükle hayal kırıklığına dönüşür.
önce duygusal davranır kabullenmemeye, sadece önyargılı olduğunu düşünmeye çalışır, sonra da içten içe kız arkadaşınıza sitem etmeye başlarsınız. sonra bu da geçer. hem annenize hak verir, hem de kız arkadaşınıza üzülürsünüz.
artık nur topu gibi bi probleminiz doğmuştur.
gönlünü etmeden su içmeye gidemediğiniz anneniz ve sizin uğrunuza yıllarca beklemiş hayat kurma hayalleri kurduğunuz kız arkadaşınız arasında uzlaşmaya çalışır durursunuz...
bir erkeğin başına gelebilecek sayılı kötü olaylardan biridir. zira o iki kadın arasında hayatı boyunca ortayı bulmaya gayret edecek fakat ne isaya me musaya yaranabilecektir.
çok kötü bir ikilemdir. zaman zaman anneler haklı olabileceği gibi haksız da olabilirler. sonucta oğlan annelerinde belirli bir ego var bunu biliyoruz hiç bir kızı oğullarına layık bulmazlar.
tanıştırmadan önce kızdan bahsedilmesi; annenin beğenmeyeceği yönlerini tahmin ederek, 1 kötü yön + 2 iyi yön şeklinde anlatılarak başa çıkılabilecek hadise.
anne kızı oğlunun ağzından dinler ise önyargısı daha az olacaktır.
ha her şeye rağmen beğenmiyorsa, yapacak bir şey yok. evlenecek olan anne değil, kabul etmek zorunda.